Bundan yüzyıllarca Önce,Güney Amerika’da, Brezilya’nın şimdi bulunduğu kesimde Amazon bölgesinde yaşayan yerliler, kabuğu baltayla kesilen bir ağacın içinden beyaz, yapışkan, süt gibi bir sıvının damla damla aktığını görmüşlerdi.
Bunu gözyaşına benzeten kızılderililer, bu ağaca kızılderili dilinde “Ağlayan ağaç” anlamına gelen “kauçi” adını verdiler. Sonradan bu sıvıyı toplayıp kurutmayı,çocuklarına şimdiki “top”lar gibi zıplayan oyuncaklar yapmayı öğrendiler.
Amerika’ya yaptığı ikinci seyahat esnasında, Kristof Kolomb kızılderili çocukların ellerinde gördüğü bu oyuncaklarla çok ilgilendi. Aradan 300 yıl geçtikten sonra, aynı maddeyi Avrupalılar da kullanmaya başlamışlardı. Dünya piyasasındaki ilgi yoğunlaşınca,İngilizler ve Hollandalı’lar,Brezilya’nın kauçuk için koyduğu “ihraç yasağı”nı önemsemediler. Çeşitli kolonilerde aynı bitkiyi yetiştirme yoluna gittiler.
Dünyada kullanılan tabii lastik:ihtiyacının % 99’unun kauçuk bitkisi tarafından sağlandığını söyleyecek olursak, kauçuğun önemi ve “tabii lastik” diye tanımlanmasının sebebi kendiliğinden anlaşılacaktır.
Oto iç ve dış lastiği,kükürt katılarak esnekliği azaltılan sertliği artan kauçuğun “ebonit” hali,kablolar, kaplamalar, bu ham maddenin endüstri alanındaki en yaygın ve en önemli kullanılışlarıdır.
Kauçuk uzun ve ince bir ağaçtır. Sıcak ve bol yağışlı bölgelerde yetişir. Tropik bölgeler, zaman zaman esen sert rüzgarlar nedeniyle bu ağacın yetiştirilmesi için uygun bir ortam sayılmaz. Ağacın gövdesi açık renk ve düzdür. Uzunluğu ortalama 20-25 metreyi, gövdesinin çevresi de 75-100 santimi bulur. Ağaç Temmuz, Ağustos aylarında çiçeklenir. Çiçeği açık yeşil renktedir. Sıvı halindeki kauçuk sütü,ağacın gövdesi ile kabuğu arasındadır. Süte benzeyişi dolayısıyla,Latince “süt” anlamına “latex” kelimesiyle tanımlanır. Ağaç 5 yaşına kadar az kauçuk verir,en verimli çağı 7-12 yaş arasıdır. Ham kauçuk almak için, ağacın kabuğu yarılır. Buradan alınan-özel kaplarda toplanan -kauçuk sütü,aynı durumda saklanabilmek için amonyak, formaldehit ve sodyum fosfat katılarak işlem görür. Kauçuğun ayrılması, ayrıştırılması amacıyla, belirli yerlerde bol duman verecek ateşler yakılır. Uzun sopalara tutturulmuş levhalar,kauçuk sütüne batırıldıktan sonra dumana tutulur. Levhadaki kauçuk 20-30 gram kadar olunca,kesilip levhadan alınır. Bir süre havada kurumaya bırakılır. Ardından, değişik hızlarda dönen demir silindirler arasından geçirilerek suyla yıkanır. Böylece, yassı, yüzeyi pürüzlü “krep kauçuk” elde edilmiş olur.
Esnek bir cisim olan kauçuk ısıtılınca yumuşar, 180°de yapışkan bir hal alır. 220° de erir. Damıtılması bu dereceden sonra başlar. Damıtılmadan elde edilen ürün, akıcı, yağımsı görünüşte bir sıvıdır. Buna “kauçuk yağı” adı verilir ve kauçuğun en iyi çözücüsüdür.
Havadan oksijen almak,kauçuk için en zararlı etkidir.Işık etkisi bu olayı arttırır. Kauçuğun fiziksel özellikleri, esnekliği,plastik durum alabilmesi ve elektrik akımını yalıtmasıdır.
Başka türlü söylemek gerekirse,elektrik akımı için “iletken” değildir. Bu yüzden,elektriğe karşı “izolasyon- yalıtma -tecrit” uygulamalarında geniş ölçüde kullanılır.