Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

12 mart Erzurum’un kurtuluşu

Bu haberin fotoğrafı yok

12 Mart 1918 ERZURUM’UN KURTULUŞU 16 Şubat 1916 tarihinde Ruslar, Erzurum’u işgal ettiler. Birinci Dünya savaşında bir çok cephede gücünü tüketen Osmanlı Devletinin, Erzurum’u düşmandan temizleyecek takati kalmamıştı. Erzurum elindeki kısıtlı imkanlarla, ağır bir esaret dönemi geçirdi. Gerçi yaşlı, kadın ve çocuk dışında kimsede yoktu Erzurum’da eli silah tutan erkekleri sağda solda cephede veya esarette idi. 1917 yılında Rusya’da çarlık rejimi çöküp, Bolşevikler ülkeyi ele geçirince, Ruslar işgal ettikleri bölgeleri boşaltarak dönmeye başladılar, boşalttıkları kışlalara ve kontrol noktalarına hızla, Doğu Anadolu’da Ermenistan hayali kuran Ermenileri yerleştirildiler. Erzurum; ersiz, erkeksiz ve sahipsiz bir şekilde Ermenilere kalınca onlarda Erzurum merkez ve çevresinde soykırıma giriştiler. Doğu illeri fatihi Kazım Karabekir Paşa hatıralarında; Erzurum’a girdiklerinde şehir içinde 2377 şehit defnettiklerini belirterek: “Erzurum’da halk gözyaşları içinde kimi babasını, kimi kardeşini öldürülerek, yakılmış halde bulmuştu. Sokaklarda canlılıktan hiç bir iz bile kalmamıştı. Erzurum yaşayan bir şehir değildi artık. Yerlerde çocuk, kadın ve yaşlılar kanlar içinde yatıyordu.” diye yazmaktadır. Ermenilerin yalnız son gece (11 Mart 1918 gecesi) 3000 Müslüman Türk’ü binalara doldurarak yakmak suretiyle öldürdüklerini, Erzurum’daki Rus Yarbayı Twerdo- Khelebof anılarında yazıyor. O gece, Erzurumlular, Tahtacılar semtinde karşılıklı yer alan Osman Ağa ve Mürsel Paşa konaklarına doldurularak yakılmışlardır. Erzurum’da resmi belgelere göre 9563 yerli Türk ahali, Taşnak Ermeni çeteleri tarafından şehit edilmiştir. Bugün ise Ermeniler mağduru oynuyor ve dünya onlara uymuş. Entrikadan anlamayan milletim ise boynu bükük olanları izliyor. 10 Ocak 1918’de 1’inci Kafkas Kolordusu Komutanı Kâzım Karabekir, birliklerine Erzincan, Erzurum, Sarıkamış yönüne hareket emrini verdi. İşgal altındaki topraklarda, Ermeni zulmünü haber alan askerimizi tutmak mümkün değildi, ordu uykusuzluğa, açlığa, kışa bakmadan ilerledi, ilerledi. 13 Şubat 1918’de alevler içinde yanan Erzincan’ı, 25 Şubatta Aşkale’yi kurtarmış ve 26 Şubatta Erzurum’a doğru akmaya başlamıştı. 11 Martta Ilıca kurtarıldı. 12 Mart 1918 günü, Erzurum’un esaret günleri sona erdi. Kısa zamanda bütün Doğu Anadolu Ermenilerden temizlenerek Anavatan’a katılmıştı. 12 Mart yalnız Erzurumlular için değil, insanlık için de oldukça önemli bir gündü. Çünkü akla gelebilecek insanlık dışı her türlü işkence ve katliamı gerçekleştiren Ermeniler, geldikleri yere gönderilmişlerdi. 12 Mart 1918 günü Serhat Şehrimiz, Gözbebeğimiz Erzurum’un esaretten hürriyete, ölümden hayata kavuştuğu gündür. 12 Mart 1918 de Türk Ordusu, bu güzel toprakları, şehitlerin kanıyla sulayarak, düşmandan arındırmış ve Ermenilerin çirkin hayallerini bir daha dirilmeyecek şekilde kursaklarına gömmüştür. | Facebook
12 Mart 1918 ERZURUM’UN KURTULUŞU

16 Şubat 1916 tarihinde Ruslar, Erzurum’u işgal ettiler. Birinci Dünya savaşında bir çok cephede gücünü tüketen Osmanlı Devletinin, Erzurum’u düşmandan temizleyecek takati kalmamıştı. Erzurum elindeki kısıtlı imkanlarla, ağır bir esaret dönemi geçirdi. Gerçi yaşlı, kadın ve çocuk dışında kimsede yoktu Erzurum’da eli silah tutan erkekleri sağda solda cephede veya esarette idi.

1917 yılında Rusya’da çarlık rejimi çöküp, Bolşevikler ülkeyi ele geçirince, Ruslar işgal ettikleri bölgeleri boşaltarak dönmeye başladılar, boşalttıkları kışlalara ve kontrol noktalarına hızla, Doğu Anadolu’da Ermenistan hayali kuran Ermenileri yerleştirildiler. Erzurum; ersiz, erkeksiz ve sahipsiz bir şekilde Ermenilere kalınca onlarda Erzurum merkez ve çevresinde soykırıma giriştiler.

Doğu illeri fatihi Kazım Karabekir Paşa hatıralarında; Erzurum’a girdiklerinde şehir içinde 2377 şehit defnettiklerini belirterek: “Erzurum’da halk gözyaşları içinde kimi babasını, kimi kardeşini öldürülerek, yakılmış halde bulmuştu. Sokaklarda canlılıktan hiç bir iz bile kalmamıştı. Erzurum yaşayan bir şehir değildi artık. Yerlerde çocuk, kadın ve yaşlılar kanlar içinde yatıyordu.” diye yazmaktadır.

Ermenilerin yalnız son gece (11 Mart 1918 gecesi) 3000 Müslüman Türk’ü binalara doldurarak yakmak suretiyle öldürdüklerini, Erzurum’daki Rus Yarbayı Twerdo- Khelebof anılarında yazıyor.

O gece, Erzurumlular, Tahtacılar semtinde karşılıklı yer alan Osman Ağa ve Mürsel Paşa konaklarına doldurularak yakılmışlardır. Erzurum’da resmi belgelere göre 9563 yerli Türk ahali, Taşnak Ermeni çeteleri tarafından şehit edilmiştir. Bugün ise Ermeniler mağduru oynuyor ve dünya onlara uymuş. Entrikadan anlamayan milletim ise boynu bükük olanları izliyor.

10 Ocak 1918’de 1’inci Kafkas Kolordusu Komutanı Kâzım Karabekir, birliklerine Erzincan, Erzurum, Sarıkamış yönüne hareket emrini verdi. İşgal altındaki topraklarda, Ermeni zulmünü haber alan askerimizi tutmak mümkün değildi, ordu uykusuzluğa, açlığa, kışa bakmadan ilerledi, ilerledi. 13 Şubat 1918’de alevler içinde yanan Erzincan’ı, 25 Şubatta Aşkale’yi kurtarmış ve 26 Şubatta Erzurum’a doğru akmaya başlamıştı. 11 Martta Ilıca kurtarıldı. 12 Mart 1918 günü, Erzurum’un esaret günleri sona erdi.

Kısa zamanda bütün Doğu Anadolu Ermenilerden temizlenerek Anavatan’a katılmıştı.

12 Mart yalnız Erzurumlular için değil, insanlık için de oldukça önemli bir gündü. Çünkü akla gelebilecek insanlık dışı her türlü işkence ve katliamı gerçekleştiren Ermeniler, geldikleri yere gönderilmişlerdi.

12 Mart 1918 günü Serhat Şehrimiz, Gözbebeğimiz Erzurum’un esaretten hürriyete, ölümden hayata kavuştuğu gündür. 12 Mart 1918 de Türk Ordusu, bu güzel toprakları, şehitlerin kanıyla sulayarak, düşmandan arındırmış ve Ermenilerin çirkin hayallerini bir daha dirilmeyecek şekilde kursaklarına gömmüştür.
TARİH GEÇMİŞİ UNUTANLAR İÇİN BİR HATIRLATMADIR… 

Dadaşlar diyarı Erzurum, 16 Şubat 1916 yılında Rus’lar tarafından işgal edilmiş “Kara Günler” olarak adlandırılan bu esaret günleri iki yıl sürmüş, 12 Mart 1918 yılında şehre giren Kazım Karabekir Paşa Komutasındaki şanlı ordumuzun, ay yıldızlı bayrağımızı bir daha inmemek üzere Erzurum semalarında dalgalandırmasıyla birlikte kara günler, acı hatıralarıyla birlikte şehrin hafızasında yerini almıştır.

12 Mart 1918 yılında şehirde 8000 kişinin kaldığı düşünüldüğünde işgal yıllarında yaşanılan bu acıyı tatmayan hiçbir Erzurumlu aile yok gibidir.

Nesilden nesile anlatılan bu “Kara Günler” Erzurumlunun genetik kodlarında ezelden beri var olan vatan, bayrak, istiklal gibi ulvi duyguları daha da olgunlaştırmıştır.

23 Temmuz 1919 yılında ev sahipliği yaptığı tarihi kongre ile ülke savunmasında yerini alan Erzurum, Gazi Mustafa Kemal’i hemşerisi ve milletvekili yaparak Kuvay-i Milliye ruhuna sahip çıkmış, milletçe emperyalist güçlere karşı verdiğimiz Milli Mücadelenin ilk adımlarının atıldığı şehir olmanın gururunu yaşamıştır.

Aradan geçen bir asra rağmen emperyalist güçlerin ülkemiz üzerindeki emellerinin değişmediğini, kanla irfanla kurmuş olduğumuz Türkiye Cumhuriyeti’ni bölmek parçalamak ve ortadan kaldırmak girişimlerinin devam ettiğini görmekteyiz.

Tarih’in “geçmişi unutanlar için bir hatırlatma” olduğu gerçeğinden yola çıkarak geçmişte yaşananları unutmamak ve gelecek nesillere tüm detaylarıyla anlatmak durumundayız.

Ülkenin farklı şehirlerinde yaşayan Erzurumlular tarafından her yıl  kutlanan 12 Mart kurtuluş etkinlikleri  bir takım eksikliklerine rağmen 1918 ruhunu yaşatmanın ve hatırlatmanın bir göstergesidir.

Bu düşünce doğrultusunda 12 Mart günü yapılan etkinliklerin tarihi gerçekler ışığında daha bilimsel ve çağdaş normlara uygun bir şekilde tertiplenmesini arzulamaktayız

“Matem-i neşe” içerisinde kutlamamız gereken 12 Mart günleri, Ermeni askeri rolüne sokulmuş garibanların, sözde milis kuvvetleri tarafından, kazma, kürek, balta ve sopalarla kovalandığı mizahımsı bir yapıdan arındırılmalıdır.

12 Mart Erzurum`un Kurtuluşu ve İstiklal Marşının Kabulü

12 Mart Erzurum`un Kurtuluşu ve İstiklal Marşının Kabulü

Anadolu Türk tarihinin, kültür ve medeniyetinin, merkez şehirlerinden olan Erzurum, özellikle son iki yüzyılda, büyük acılar çekti. İşgal ve katliamlara maruz kaldı. Fakat her defasında, yüksek inancı sayesinde, ayağa kalkmasını bildi.

Anadolu’nun kalesi olarak yüzyıllarca düşmana geçit vermeyen Erzurum, tarih içerisinde defalarca kuşatma altına alınıp işgal edilse de, Anadolu’nun kilidi rolünü üstlenmiş ve 1000 yıldır Türk yurdu olarak ayakta kalmıştır, kalmaya da devam edecektir. Ruslar tarafından 1916 yılında işgal edilen Erzurum, 104 yıl önce bugün son kurtuluşunu gerçekleştirmiştir.

Devletimizin bekası ve şanlı bayrağımızın dalgalanması için canlarını feda eden şehitlerimizi ve  eli silah tutan evlatlarının ordu saflarında mücadele ettiği Erzurum’da, din hizmetleriyle uğraşan, fakat düşmana karşı, 70 atlıdan oluşan müfrezesiyle mücadele eden, Alvarlı Efe gibi, zatları da daima rahmet, minnet ve şükranla anıyoruz.

Yeni Türk devletinin kurulmasına öncülük etmiş bu kadim şehrin, kurtuluş gününde, İstiklal Marşımızın kabulünün 101. Yılı da ayrı bir önem taşımaktadır. Erzurum`un Kurtuluşu ve İstiklal Marşımızın kabulü vatana, millete ve âlem-i İslam’a hayırlar getirsin.

Bu duygu ve düşüncelerle, istiklal ve istikbalimizin simgesi, şanlı ay yıldızlı bayrağımızın ebediyen dalgalanmasını Allah’tan diliyor; tüm Erzurumlu hemşerilerimizin bu mutlu ve tarihi gününü kutluyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
.