Dünya gеnеlindе birçok ülkе tеrörizm, mültеci insanların sayısının artması, iklim dеğişikliklеri, gıda vе çеvrе sorunları ilе karşı karşıya kaldığından 20 Aralık Dünya İnsanlık Dayanışma Günü 2005’tе BM Gеnеl Kurulu tarafından dünyada fakirliklе mücadеlе еdilmеsi amacıyla ilan еdildi.
Bugün 20 Aralık 2015, dünya insanlık dayanışması günüdür. Barış, kalkınmış ve sağlıklı ve temiz çevreye sahip olup bunların gerçekleşmesi, insanlar arasındaki dayanışmalarına bağlı olan 21. yüzyılı insanının daima istekleri arasında olmuştur. Dünya çapında tek başlarına çözemedikleri birçok sorunla karşı karşıya kalan ülkelere rastlamak mümkündür. Terörizm, ülkelerde mülteci ve avare halindeki insanların artması, dünyada iklim değişikliklerin yayılması, sağlam suya ulaşılmasının zorlaşması ve gıda güvenliğinin yokluğu, çevre sorunlarının artması bu sorunların en önemlileri sayılmaktadır. Kuşkusuz dünyadaki krizlerin çözümlenmesi ve en iyi çözüm yollarının bulunması, dünyada yoğun çabaların sarf edilmesine bağlıdır. Dünya insanlık dayanışması gününün belirlenmesi, cihanşümul sorunlara daha iyi bir dünyanın yaratılması yönünde dikkat edilmesi fırsatı yaratmaktadır.
Dünya insanlık dayanışması günü aslında 2005 de BM genel kurulu tarafından dünyada fakirlikle mücadele edilmesi amacıyla ileri sürüldü. BM genel kurulunun 1997-2006 arasında fakirliğin yok edilmesi için birleşmiş milletlerin ilk on yılının yürütülmesi konulu 60/209 sayılı kararnamesinde şunlar belirtilmekte: ‘ülke liderleri ve devletler dayanışmayı 21. yüzyılında uluslararası ilişkiler dahilinde uluslararası temel değerlerden biri olarak resmiyete tanıdılar ve 20 Aralık gününü dünya insanlık dayanışması günü olarak ilan ettiler’. 2000 de milenyum kalkınma oturumunda onaylanan bildiride, dünya insanlık dayanışması gününün önemli geçmişe sahip olduğu vurgulandı. Bu bildiride, devletler dayanışmayı 21. yüzyılında uluslararası ilişkiler için gerekli temel değerlerden biri olarak ilan ettiler. Sözü edilen devletler, dünyadaki sorunların masraflar ve sorumluluklar insaflı ve adaletli bir şekilde dağıtılacağı bir şekilde yönetilmesine vurgu yaptılar. Fakir olan ülkeler zengin ve refah içinde olan ülkelerden yardım almaları gerekir.
BM genel kurulunun Aralık 2002 de aldığı kararname ile, uluslararası dayanışma fonu kuruldu ve bu, şubat 2003 de güvenilir bir sermaye olarak BM kalkınma programları için hayata geçirildi. Bu fonun kurulmasındaki amaç, kalkınmakta olan ülkelerde sosyal ve insani kalkınma ve fakirliğin yok olmasıdır. Ancak dünya insanlık dayanışması günü münasebetiyle yıllık kutlamaların yapılması dünyadaki ülke liderlerinin dünya ülkelerinin kalkınması için geniş ve yeni kuralların içerdiği kalıcı kalkınma hedefleri içeren belgeyi onayladılar. Bu belge milenyum kalkınma hedefleri dahilinde, dünyada fakirliğin yok edilmesi, yerkürenin korunması ve insani kerametin güvence altına alınması hedefiyle onaylandı ve ardından dünya liderleri tarafından kabul edildi. Kalıcı kalkınma hedeflerinin içerdiği yeni bildiri, insan ve yerküreyi içeren temel eksen dahilinde insan hakları ve uluslararası katılım doğrultusunda dünyada fakirlik ve açlık ve hastalıklarla mücadele edilmesi amacıyla onaylandı.
BMT’nın tabiriyle dünya insanlık dayanışması gününün kutlama merasimlerinin düzenlenmesi, ülkelere kendi uluslararası mutabakatlarına saygı duymaları ve dayanışmanın önemi konusunda genel bilinçlenmenin artması ve milenyum kalkınma dahilinde fakirliğin yok edilmesi yönündedir. Bu yıl, BMT dünya insanlık dayanışması gününde dünya dayanışma temelinde refah ve kalkınmanın ileri sürülmesi konusuna yer veriyor. BMT genel sekreteri Ban Ki moon dünya insanlık dayanışması günü münasebetiyle yayınladığı mesajda, şunları belirtti: ‘dünya liderleri 2030 kalıcı kalkınma yönündeki belgeyi onaylamalarıyla dünyada dayanışma ruhu temelleri yönünde ortak kalkınma için ciddi iradelerini ortaya koydular’. Ayrıca dünyada iklim değişikliklerin ele alındığı Paris mutabakatının onaylanması, dünya insanları için dayanışma ruhunun canlanmasını sağladı.
Bu önemli getiriler iki hedef kapsamında gerçekleşti. İlk hedef hiç kimsenin hukuku göz ardı etmemesi ve diğeri de dünya halkları için kerameti içeren bir yaşamın kurulmasıdır. Halihazırda dünyadaki dayanışma ruhu, toplu tepkiler ve girişimlerin insanların diğer sorunlarının yerine geçmesi dahilinde ilham verici olması gerekir. Mevcut şartlarda dünyada kendi evlerini terk etmek zorunda kalan mültecilerin çok kötü şartlarla karşı karşıya kaldıklarına tanık olmaktayız ve onlar gittikleri ülkelerde yabancılarla mücadele edilmesi ve ırkçılık gibi sultaya dayalı siyasetlerinin kurbanı olmuşlardır. Hepimiz dünyadaki mültecilerin karşılaştıkları zor ve çileli şartlardan kurtulmaları için onlara yardım etmemiz gerekir ve bu köklü sorunun çözümlenmesi için yapıcı öneriler sunmamız gerekir. Aslında bu çözüm önerileri mülteci durumundaki insanların içinde bulundukları korkunun son bulmasına yardımcı olacaktır.
20 Aralık gününün dünya insanlık dayanışması günü olarak belirlenmesi, dünyada barış ülküleri ve insan hakları ve kalkınmanın gerçekleşmesini sağlayacaktır. Dünyada dayanışma ve gönül birliğine büyük önem veren ülkelerden biri, İran İslam cumhuriyetidir. İran halkı çok eskiden beri ülkedeki kentlerde yaşayan çeşitli kavimler arasındaki kavmiyetler arasında gönül birliği ve dayanışmanın sağlanmasına çalışmıştır ve ülke dışındaki mazlum insanlarla dayanışma yapmıştır. İran milletinin 30 yıl boyunca dünyadaki mazlum insanlarla dayanışma ve gönül birliği içinde bulunması yönündeki karnesi hep parlak olmuştur. Filistin, Afganistan, Irak, Suriye ve Yemen ve diğer mazlum milletlere doğal afetler veya savaş dönemlerinde gönderilen insani yardımlar gönül birliği ve dayanışmanın bariz örnekleri sayılmaktadır.
Dayanışma ve gönül birliği konusu İran anayasasında üzerinde vurgu yapılan ülkülerden biridir. İran anayasasının 154. maddesinde şunlar ifade ediliyor: ‘İran İslam cumhuriyeti beşeri toplumunda insanın saadetini kendi ülküsü olarak görüyor ve istiklal, özgürlük, hak hükümeti ve adaleti tüm dünya halkları için bir hak olarak biliyor. Öyle ise diğer ülkelerin iç işlerine müdahale etmemek temelini dikkate alarak müstazafların dünyadaki süper güçlere karşı hak talep mücadelesini de desteklemektedir’.
Dünya insanlık dayanışması gününde dünya çapında kalkınma ve refahın sağlanması için gönül birliği ve dayanışmaya büyük önem vermeliyiz. İslam dünyası çeşitli krizlerle karşı karşıya kalmaktadır. Bu sorunlar batılı devletlerin ve onların bölgedeki kukla rejimlerin himayeleriyle Müslüman ülkelerdeki insanlara karşı komploları ve müdahaleci girişimleri neticesinde gerçekleşmektedir. Gerçek şu ki, batılı devletler İslam ülkelerinde sözde barış, demokrasi ve insan haklarının kurulması bahanesi ile bu ülkelere girdiği zaman adı geçen İslam ülkeleri katliam ve cinayet ve şiddet ve terör eylemlerinden başka bir şeye tanık olmamıştır. Günümüzde batının sinsi siyasetleri ve uygulamaları bölge Müslümanları ve İslam’ın tedricen yok olmasına neden olmuştur. Sözde Müslüman olarak yetiştirilen teröristler hâlihazırda İslam’ın çehresini kirletmek ve Müslümanları zor durumda bırakmak için bölgede eşine rastlanmayan feci cinayetler işliyorlar ve bunlar Müslümanları katliam ediyorlar. İslami vahdet haftası eşiğinde bulunduğumuz bir dönemde, vahdet ve gönül birliği ve dayanışma yolunda İslam dünyasının sorunlarının çözümlenmesi için hep birlikte ayağa kalkmamız zamanı gelmemiş midir? Şimdiki zamanda Kuranı kerim ve İslam ve vahdet vesilesi olan her şeyin şemsiyesi altında kalalım ve kuranı kerimin emirleri ve Resulü ekremin siyerinden ayrılmayalım ve dünyada barış, kalkınma ve insani kerametin hayata geçmesi için tüm gücümüzle çalışalım.