16 Şubat 2024 – Cuma Hutbesi
﷽
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا ادْخُلُوا فِي السِّلْمِ كَٓافَّةًۖ وَلَا تَتَّبِعُوا خُطُوَاتِ الشَّيْطَانِۜ اِنَّهُ لَكُمْ عَدُوٌّ مُب۪ينٌ.
وَقَالَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّي اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ:
اَللَّهُمَّ أَنْتَ السَّلَامُ وَمِنْكَ السَّلَامُ تَبَارَكْتَ يَا ذَا الْجَلَالِ وَالْإِكْرَامِ.
DÜNYAYI BARIŞ VE İTİDALE ÇAĞIRIYORUZ
Muhterem Müslümanlar!
Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “Ey iman edenler! Hepiniz topluca barış dini İslam’a girin. Şeytanın peşinden gitmeyin. Çünkü o, size apaçık bir düşmandır.”[1]
Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz (sas) namazlarının ardından Cenabıhakk’a şöyle niyazda bulunmuştur: “Allah’ım! Sen, Selâm’sın; selam, barış ve esenlik Sendendir. Yücelik ve ikram sahibi olan Allah’ım! Sen ne mübareksin.”[2]
Aziz Müminler!
Yüce dinimiz İslam barış ve esenlik dinidir. Allah’ın güzel isimlerinden birisi de “es-Selâm”dır. Rabbimiz, barış ve esenliğin kaynağıdır. Kullarına İslam ile barışın yolunu gösteren O’dur. Cenâb-ı Hak, Hz. Âdem’den itibaren gönderdiği tüm rahmet elçileri aracılığıyla insanlığı barışa davet etmiştir. Zira barışın olmadığı yerde savaş vardır. Savaşın olduğu yerde ise kan, gözyaşı ve sönen ocaklar vardır. Yetim ve öksüz kalan çocuklar, dağılan aileler, yıkılan medeniyetler, kaybolan umutlar vardır.
Kıymetli Müslümanlar!
İslam’ı kabul edenlere, barışın teminatı anlamında Müslüman denilmiştir. Müslüman, Rabbimizin “Selâm” isminin dünyadaki temsilcisidir. Müslüman, barıştan yana tavır alan, etrafına güven veren, huzur ve kardeşlik ortamına katkı sunan insandır. Bununla birlikte Müslüman, zulme rıza gösteremez. Zalime asla destek olamaz. Çekilen sıkıntılara, yaşanan acılara duyarsız kalamaz. Tek bir kuruşuyla dahi masumlara sıkılan kurşunların, mazlumlara atılan bombaların destekçisi olanlara katkı sunamaz. İstiklâl Şairimiz, Müslüman’ın bu tavrını şöyle ifade etmektedir:
Kanayan bir yara gördüm mü yanar tâ ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim.
Adam aldırma da geç git, diyemem, aldırırım:
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!
Değerli Müminler!
Dünyamızı yangın yerine çevirmek isteyen siyonist zalimler tarafından, önce Gazze’de şimdi de göçe zorladığı Refah’ta Filistinli masumların, bebeklerin ve kadınların üzerine bombalar yağdırılmaktadır. Anlamı “ferahlık ve esenlik” olan Refah kentinde insan hakları, zulmün ateşinde yakılmaktadır. Annelerinin kokusuna doyamamış yavrular, yavrularının kokusuna doyamamış anneler şehit edilmektedir. Yalnızca bir şehir, bir toprak parçası değil, dünyanın gözü önünde Gazze ve Refah’ta insanlığın izzeti çiğnenmektedir. Can, mal ve namus dokunulmazlığı ayaklar altına alınmaktadır. Mazlumlara gönderilen insani yardımlara dahi engel olunmaktadır. Bununla birlikte zulüm, sadece Gazze ve Refah’ta değil maalesef Doğu Türkistan başta olmak üzere dünyanın pek çok yerinde devam etmektedir.
Aziz Müminler!
“Dünyaya barış ve demokrasi getireceğiz” söylemiyle İslam beldelerine ölüm kusan caniler ve onların destekçileri, bu güçlerini ümmet-i Muhammed’in suskunluğundan almaktadır. Ne acıdır ki, ümmetin dağınıklığı zalimlerin pervasızlığını günden güne artırmaktadır. Dünyamız, her zamankinden daha fazla barış ve itidale muhtaçtır. Bunun yolu ise Müslümanların dayanışmalarından ve aralarındaki kardeşlik bağlarını güçlendirmelerinden geçmektedir.
Öyleyse Değerli Müslümanlar!
Bu zorlu ve sıkıntılı süreçte görev ve sorumluluklarımızı yerine getirmeye devam edelim. Rabbimizin,وَاعْتَصِمُوا بِحَبْلِ اللّٰهِ جَم۪يعاً وَلَا تَفَرَّقُواۖ “Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı yapışın; bölünüp parçalanmayın.”[3] emrine kulak verelim. Zulmün karşısında tek yürek ve tek ses olalım. Gözü dönmüş cinayet şebekelerine karşı muhabbet ve kardeşliğimizi diri tutalım. Maddi ve manevi desteğimizi kardeşlerimize sunmaya devam edelim. Unutmayalım ki, Allah nurunu tamamlayacak; barış, yeryüzüne yeniden hâkim olacaktır.
Kıymetli Müslümanlar!
Erzincan’da göçük altında kalan kardeşlerimizin bir an önce salimen kurtulmasını Yüce Rabbimden niyaz ediyorum. Cenabıhak, vefat eden kardeşlerimize rahmet eylesin. Ailelerine ve milletimize sabırlar versin. Ülkemizi, milletimizi ve âlem-i İslam’ı her türlü kaza, bela ve musibetten muhafaza buyursun.
[1] Bakara, 2/208.
[2] Ebu Davud, Vitr, 25.
[3] Âl-i İmrân, 3/103.
Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü
Cuma Hutbesi Diyanet 16 Şubat 2024: Bugünkü Cuma Hutbesi neydi?
Cuma hutbesi öncesindeki gündem, toplum içinde büyük bir merak uyandırdı. Bu konu hakkındaki resmi açıklama, Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından yapılacak. İnternet üzerinde birçok kişi, “Cuma hutbesi açıklandı mı?” sorusunu sormaktadır. 16 Şubat 2024 tarihli Cuma Hutbesi ile ilgili detaylar için merakla beklenen açıklamaları takip etmeye devam edelim.
Bugünkü Cuma Hutbesi neydi?
16 Şubat 2024 tarihine özel Cuma Hutbesi konusu, henüz Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından belirlenmemiştir. 16 Şubat 2024 tarihinde gerçekleşecek Cuma Hutbesi’nin içeriği, halen belirsizliğini korumaktadır. Müslüman topluluğu, bu haftaki dini mesajı öğrenmek amacıyla Diyanet İşleri’nin resmi web sitesi olan dinhizmetleri.diyanet.gov.tr üzerinden güncellemeleri takip etmeye devam etmektedir.
Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü, genellikle Cuma Hutbeleri konularını haftanın önemli olaylarına, toplumsal meselelere ve güncel konulara odaklanarak belirlemektedir. 16 Şubat 2024 tarihine ait Cuma Hutbesi konusundaki belirsizlik, camilerdeki cemaati bu haftaki dini mesajın ne olacağı konusunda merak içinde bırakmaya devam etmektedir. Toplum, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın güncel duyurularını takip ederek Cuma Hutbesi’nin konusu hakkında bilgi sahibi olmayı sürdürecektir.
Cuma Hutbesinin Önemi
Cuma namazının farz kılınmasındaki önemli faktörlerden biri olan hutbenin, İslam topluluğu içinde birleştirici ve kilit bir rol oynadığına dikkat çekilmektedir. İslam alimleri arasında genel bir anlayış birliği bulunmakta olup, Cuma namazının geçerliliği için hutbenin zorunlu bir unsuru olduğu kabul edilmektedir. Hutbe, müminlere hitap eden bir konuşma olarak, dini ve toplumsal konularda bilgi verme ve öğütlerde bulunma amacını taşımaktadır. Cuma namazının ayrılmaz bir parçası olan hutbe, dini ve toplumsal mesajların etkili bir şekilde iletilmesinde kilit bir araç olarak işlev görmektedir.
Hutbenin düzgün bir şekilde yerine getirilebilmesi için belirli şartlar bulunmaktadır. Hanefi mezhebine göre, hutbenin rükünleri arasında Allah’ı anmak esas olup, hutbe, namazdan önce belirli bir vakitte cemaatin huzurunda gerçekleştirilmelidir. Diğer yandan, İmam Şafii ve Hanbeli mezheplerine göre hutbenin rükünleri arasında Allah’a şükretmek, Peygamber’e salat ve selam getirmek, takvayı tavsiye etmek, bir ayet okumak ve müminlere dua etmek yer almaktadır. Bu şartlar, Cuma hutbesinin dini ibadetin sağlıklı bir şekilde yerine getirilmesine katkı sağladığını vurgulamakla birlikte, aynı zamanda toplum içinde birlik ve dayanışmanın pekişmesine önemli ölçüde katkıda bulunduğunu belirtmektedir. Cuma hutbesi, Müslümanların bir araya gelerek hem dini sorumluluklarını yerine getirmelerine hem de birbirleriyle etkileşimde bulunmalarına zemin hazırlar, bu da İslam toplumunun bir bütün olarak güçlenmesine katkı sağlar.
Kaynak: Haber Merkezi