Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Akarsu Nedir, Nasıl Oluşur

Akarsular nasıl oluşur, Akarsu rejimleri ve oluşumları nasıldır. Yer altında

Akarsular nasıl oluşur, Akarsu rejimleri ve oluşumları nasıldır.

Yer altında ve yerüstünde, kıyıları az çok biçimlenmiş bir yatak içinde akan doğal su kütlesidir. Çağdaş tanımlamada belir­gin kıyıları olmayan, zaman zaman yata­ğını değiştiren ve yer yer kesintiye uğra­yan geçici su akıntıları için de akarsu te­rimi kullanılmakla birlikte, akarsuyu tanım­layan temel özellik suyun belirli bir yatak içinde akmasıdır. Akarsu kelimesi aslında akan su kütlesinin boyutlarından çok, akış olgusunu vurgulayan bilimsel bir terimdir.

Küçük akarsulara dere, çay, su, öz, büyük akarsulara ise ırmak ya da nehir adı veri­lir. Akarsular hidrolojik dönüşümün en önemli halkalarından biridir. Bu dönüşüm­de denizlerden buharlaşarak atmosfere karışan su, yağış halinde yeniden top/a­ğa döner ve en çok akarsularla taşınarak, daha az bir bölümü de yeraltı sularına ka­rışarak yeniden denize dökülür. Ayrıca akarsular yeryüzü biçimlerinin oluşmasın­da temel rol oynar. Kurak görünümlü çöl bölgeleri bile belirli dönemlerde oluşan sel sularının kurumuş sel yataklarından aşa­ğı doğru akmasıyla akarsuların şekillendi­rici tesiriyle karşı karşıya kalır.

Tarih boyunca kâşifler, tüccarlar, fatih­ler, yeni yerleşim bölgeleri arayan herkes için en kolay ulaşım yolu akarsular olmuş­tur. Ortaçağ Avrupası’nda şehirlerin su ih­tiyacını karşılayan ve enerji kaynağı ola­rak kullanılan akarsuların varlığı şehir ge­lişmesini ve ekonomik gelişmeyi hızlandı­ran en önemli faktörlerden biriydi. Ameri­ka ve Asya kıtalarının kuzeyindeki akarsu­lar keşiflere, fetihlere ve yeni yerleşim böl­gelerinin kurulmasına imkân sağlamıştır.

Akarsular toprakta birikmiş sularla ve eriyen kar örtüsü ile buzulların suyuyla beslenirler. Doğrudan akarsuya karışan yağışların katkısı ise çok azdır. Buna kar­şılık akarsular çakıl, kum gibi geçirgen kayaçlardan sularının yer altına sızması ve buharlaşma yoluyla devamlı su kaybına uğrarlar. Ancak aldığı su miktarı kaybetti­ği su miktarından fazla olan akarsular var­lıklarını sürdürebilirler. Bir akarsu ağının biçimi bu akarsuyun meydana gelişini et­kileyen jeolojik ve topografik faktörlerle il­gili bilgi verir. Meselâ bir akarsu dik açılı keskin dönemeçler yaparak akıyorsa alt­taki ana kayacın birleşme yerlerini izliyor demektir. Bazı akarsuların çok az sayıda kolu vardır. Böyle bir özellik alttaki kaya­cın kireçtaşı gibi geçirgen bir kayaç oldu­ğunu gösterir.

Bir akarsuyun akışındaki değişiklikler, o akarsuyun rejimini belirler. Çoğu akar­suların zaman içinde çok yavaş ve çok az değişen bir taban akışı vardır. Bu taban akışı yeraltı sularıyla ya da toprağın tut­tuğu yağmur sularıyla beslenir. Yağışlar-daki mevsimlik oynamalar akarsuların re­jiminde geçici bir süre için de olsa daha büyük değişikliklere yol açar. Mesela Nil’in her yıl taşması Etiyopya’nın dağlık bölge­lerinin yazın bol yağış aldığını gösterir. De­vamlı karlarla kaplı dağlık bölgelerden do­ğan akarsuların akış şiddeti mevsimlik kar ve buzul erimesi ile maksimuma ulaşır.

Bir akarsuyun tabiatın yapısını değiştir­me gücünün en iyi örneği, yol boyunca oy­duğu yatağıdır. Her akarsu üstünden ak­tığı kayaçları parçalayarak ya da sürtün­meyle aşındırarak yatağını oyar. Bu ara­da su akıntısıyla taşınan ve bazıları ufak kaya parçası büyüklüğünde maddeler de akarsu yatağına çarparak yataktan sürekli parça koparır. Bütün bu parçacıkların bir­leşen etkisi bir törpü gibi yüzeyi yavaş ya­vaş düzleştirir. En güçlü aşınma, ırmakla­rın taşma mevsiminde olur.

Yatak aşınma­sının gözle görülebilen en açık belirtisi va­dilerin oyulmasıdır. Akarsular yataklarını genellikle dibe doğru oyarlarsa da akar­su vadileri her zaman dik yamaçlı boğaz­lar biçiminde değildir. Bir akarsu vadisi­nin biçimi ayrıca suyun yatağını yanlara doğru aşındırmasından, kollarının aşındı­rıcı etkisinden ve yüzeydeki kayaçların ha­va etkisiyle aşınıp sürüklenmesinden bü­yük ölçüde etkilenir. Akarsu yataklarının çoğu önüne bir engel çıktığında bir döne­meç yaparak yoluna devam eder. Bir akar­suyun önüne çıkan engellerin yanından dolanarak çizdiği geniş bölümlere mende­res denir. Akarsular akış hızları engellen­diği zaman çökel biriktirmeye başlar.

Bütün kolları ile birlikte bir nehrin yayıl­dığı ve yüzünü bir ağ gibi ördüğü arazi par­çasına o nehrin “beslenme havzası” elenir.

Los Angeles ve çevresinde günlerdir süren orman yangınları, hem can
Sıradaki Haber Gökhan Özen’den Los Angeles paylaşım. “Yangın, duman, panik yok!”