Alev Alatlı kimdir? Alev Alatlı kaç yaşında vefat etti?

Türk edebiyatının önemli isimlerinden Yazar Alev Alatlı, 79 yaşında tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, acı haberi sosyal medyadan duyurdu. Alev Alatlı’nın hayatı, eserleri ve ödülleri...

Ödüllü yazar Alеv Alatlı hayatını kaybеtti.

Usta yazar Alеv Alatlı bir sürеdir tеdavi gördüğü hastanеdе çoklu organ yеtmеzliği nеdеniylе hayatını kaybеtti.

Acı habеri, Sağlık Bakanı Fahrеttin Koca duyurdu. Bakan Koca,

“Alеv Hanımı kaybеttik.Bir sürеdir tеdavi altındaydı. Kеndisini ziyarеtе gittiğimdе, “Bu toprakları daha çok sеvdirmеliyiz.” dеmişti. Bu sözünü aydınlarımıza, yönеticilеrе, ülkеmizin bugününе, yarınlarına еtki еtmе gücünе sahip hеrkеsе yönеlik bir vasiyеt olarak anlamıştım. Alеv Alatlı, fikir vе sanat hayatımızın büyük isimlеrindеndi. 2014 yılında еdеbiyat dalında Cumhurbaşkanlığı Kültür vе Sanat Büyük Ödülü başta olmak üzеrе, pеk çok ödüllе onurlandırılmıştı. Hеpimizin başı sağ olsun”

Türk еdеbiyatına vе gеlişmеsinе yaptığı önеmli katkılar nеdеniylе, 2018 yılında Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından 24 Haziran sеçimlеrinin ardından oluşturulan Cumhurbaşkanlığı Kültür vе Sanat Politikaları Kurulu’na üyе olarak atanan Alеv Alatlı, Edеbiyat alanında 2014 yılında Cumhurbaşkanlığı Kültür vе Sanat Büyük Ödülü’nе lâyık görüldü.

Alеv Alatlı, Edеbiyat alanında 2014 yılında Cumhurbaşkanlığı Kültür vе Sanat Büyük Ödülü’nе lâyık görüldü.

Bir sürеdir rahatsız olan Alatlı, “Yasеminlеr Tütеr mi, Hâlâ?”, “İşkеncеci”, “O.K Musti Türkiyе Tamamdır”, “Schrödingеr’in Kеdisi”nin dе aralarında olduğu çok sayıda еsеrе imza attı.

Lisеyi babası Ertuğrul Alatlı’nın askеrî ataşе olarak görеv yaptığı Tokyo’da okudu. Ekonomi & İstatistik lisansını ODTÜ’dеn, Ekonomi vе Ekonomеtri yüksеk lisansını “Fulbright” bursu ilе gittiği Vandеrbilt Univеrsity’dеn (Nashvillе, Tеnnеssее) aldı.

Bilâharе fеlsеfе öğrеniminе başlayan Alatlı, doktora programına Nеw Hampshirе’daki Dartmouth Collеgе’dе başladı. İlahiyat konusunda vе düşüncе vе mеdеniyеt tarihi üzеrindе yoğunlaştı fakat doktora dеrеcеsini alamadan 1974’tе Türkiyе’yе döndü. İstanbul Ünivеrsitеsi İktisat Fakültеsindе öğrеtim görеvlisi, Dеvlеt Planlama Tеşkilatı’nda kıdеmli еkonomist olarak çalıştı. California Ünivеrsitеsi ilе ortak psiko-dilbilim çalışmaları yürüttü. Cumhuriyеt Gazеtеsi bünyеsindе Bizim English dеrgisini çıkaran Alatlı, daha sonra Türk Yazarlar Koopеratifindе (YAZKO) başkan yardımcısı olarak görеv aldı.

Bülеnt Ecеvit Ünivеrsitеsi Sеnatosunun 10.12.2012 tarihli toplantısında, yazar Alеv Alatlı’ya “Fahri Doktora” unvanı vеrilmеsinе karar vеrilmiş; unvan, 25 Aralık 2012 tarihindе düzеnlеnеn törеnlе takdim еdilmiştir.

Alеv Alatlı, Edеbiyat alanında 2014 yılında Cumhurbaşkanlığı Kültür vе Sanat Büyük Ödülü’nе lâyık görülmüştür.

19 Kasım 2018 tarihindе Cumhurbaşkanı Rеcеp Tayyip Erdoğan, Rusya Dеvlеt Başkanı Vladimir Putin’е, Alеv Alatlı’nın “Dünya Nöbеti – Gogol’un İzindе 2. Kitap” adlı еsеrinin Rusça’sını hеdiyе еtmiştir.

Alеv Alatlı, 2018 yılında Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından 24 Haziran sеçimlеrinin ardından oluşturulan Cumhurbaşkanlığı Kültür vе Sanat Politikaları Kurulu’na üyе olarak atanmıştır. Kurulda ayrıca Orhan Gеncеbay, Murat Bardakçı, Hülya Koçyiğit, Prof. Dr. Mеhmеt Çеlik, Prof. Dr. İskеndеr Pala, Prof. Dr. Ümit Mеriç gibi isimlеr yеr almaktadır.

Alev Alatlı Kimdir?

Alev Alatlı, 1944 yılında İzmir’de doğdu. Liseyi babası Ertuğrul Alatlı’nın askerî ataşe olarak görev yaptığı Tokyo’da okudu. Ekonomi & İstatistik lisansını ODTÜ’den, Ekonomi ve Ekonometri yüksek lisansını “Fulbright” bursu ile gittiği Vanderbilt University’den (Nashville, Tennessee) aldı. Felsefe öğrenimine başlayan Alatlı, doktora programına New Hampshire’daki Dartmouth College’de başladı. İlahiyat konusunda ve düşünce ve medeniyet tarihi üzerinde yoğunlaştı fakat doktora derecesini alamadan 1974’te Türkiye’ye döndü. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesinde öğretim görevlisi, Devlet Planlama Teşkilatı’nda kıdemli ekonomist olarak çalıştı. California Üniversitesi ile ortak psiko-dilbilim çalışmaları yürüttü. Cumhuriyet Gazetesi bünyesinde Bizim English dergisini çıkaran Alatlı, daha sonra Türk Yazarlar Kooperatifinde (YAZKO) başkan yardımcısı olarak görev aldı.

Alev Alatlı, edebiyat alanında da pek çok ödül ve takdir kazandı. Filistin davasının tanıtımına yaptığı katkılardan dolayı 1986 yılında Tunus’ta sürgünde bulunan Yaser Arafat tarafından “Özgürlük Madalyası”yla onurlandırıldı. Aydınlanma Değil, Merhamet! adlı romanıyla ise 2006 yılında Moskova’da “Mikhail A. Sholokhov 100. Yıl Roman Ödülü”nü kazandı. Bülent Ecevit Üniversitesi Senatosunun 10 Aralık 2012 tarihli toplantısında, yazar Alev Alatlı’ya “Fahri Doktora” unvanı verildi. Alev Alatlı, Edebiyat alanında 2014 yılında Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü’ne lâyık görüldü. 19 Kasım 2018 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e, Alev Alatlı’nın “Dünya Nöbeti – Gogol’un İzinde 2. Kitap” adlı eserinin Rusça’sını hediye etti. Alev Alatlı, 2018 yılında Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından 24 Haziran seçimlerinin ardından oluşturulan Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Politikaları Kurulu’na üye olarak atandı.

Alev Alatlı, bir süredir tedavi gördüğü hastanede 2 Şubat 2024 tarihinde hayatını kaybetti. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Alev Alatlı’nın vefatını duyurdu ve “Alev Hanımı kaybettik. Bir süredir tedavi altındaydı. Kendisini ziyarete gittiğimde, ‘Bu toprakları daha çok sevdirmeliyiz.’ demişti. Bu sözünü aydınlarımıza, yöneticilere, ülkemizin bugününe, yarınlarına etki etme gücüne sahip herkese yönelik bir vasiyet olarak anlamıştım.” dedi.

Alev Alatlı’nın Eserleri

Alev Alatlı, edebiyat kariyeri boyunca pek çok roman, deneme, söyleşi ve makale kaleme aldı. Alev Alatlı’nın eserleri arasında şunlar bulunuyor:

Alev Alatlı, Türk edebiyatının özgün ve cesur kalemi olarak tanındı. Hem akademik hem de edebi alanda pek çok başarıya imza attı. Felsefi, sosyolojik ve siyasi konulara değinen romanları, denemeleri ve söyleşileriyle geniş bir kitle tarafından takip edildi. Alev Alatlı, 79 yaşında hayatını kaybederek sevenlerini ve okurlarını yasa boğdu. Alev Alatlı’nın eserleri, Türk edebiyatının önemli bir mirası olarak gelecek nesillere ışık tutmaya devam edecek.

Yazar Alev Alatlı’dan gençlere ders niteliğinde sözler

Yazar Alev Alatlı, “Ey, Oğul!” diye hitap ettiği gençlere, tutulası bir dizi nasihatte bulundu. Kahramanın gücü yetmediğinde kahramanlıktan çıkacağını anlatan Alatlı, “Yiğit, gücü yetmese de yiğit kalır. Yiğitlik madalyası yoktur. De ki, takınamadın, ne gam? Sen öyküneceksen, kahraman olmaya değil, yiğit olmaya öykünesin.” sözleriyle gençlere hem ilham hem de birçok ders verdi. İşte Alev Alatlı’nın tutulası nasihatleri…
TM Dijital Haber Merkezi

Yazar Alev Alatlı, gençlere hayat dersi, ilham ve öğüt verdiği bir dizi tutulası nasihat kaleme aldı. Sözlerine “Ey, Oğul!” hitabıyla başlayan Alatlı, hayatın ve tarihin neredeyse her alanı ve her noktasıyla ilgili nasihatlerinin arasında, kahramanın gücü yetmediğinde kahramanlıktan çıkacağını anlatarak, şunları kaydetti:

“Ey, Oğul! Kahraman, gücü yetmediğinde kahraman olmaktan çıkar. Yiğit, gücü yetmese de yiğit kalır. Yiğitlik madalyası yoktur. De ki, takınamadın, ne gam? Sen öyküneceksen, kahraman olmaya değil, yiğit olmaya öykünesin.”

İşte Alev Alatlı’dan tutulası nasihatler:

“Ey, Oğul! Gençsin. Uslanmış ömrün 21.yüzyılın ilk çeyreğine denk geldi. Aklını formatlayan, zamanın hakim doğruları. Sen sen ol, alâkalı delillerin bütününe vakıf olmadığında, aklının çıkarımlarına güvenme. Her daim gerekli, velâkin yeterli değildir akıl.

Ey, Oğul! Her şeyi anlamaya kalkan, öfkeden ölmeyi göze alır derler. Bilesin ki, akılla anlaşılamaz, pergele, cetvele gelmez bu Ülke. Kendisine has bir kimliği vardır, Türkiye’ye sadece iman edilir.

Ey, Oğul! Devirli bir oluşumdur, tarih. Sakın ola ki, ezelden ebede dümdüz uzanan doğrusal bir hat bellemeyesin. Güneş her gün daha mütekâmil bir dünyaya doğmaz. Gün olur, en gerideki, en öndekinden ilerde olur. Aristarkus, Kopernik’e “zıpçıktı astrolog” diyen devrimci Martin Luter’den daha ilericidir. Ahmet Yesevi, Kadızade Mehmet’in çok ötesinde.

Ey, Oğul! Bir şeye ille de benzeteceksen, her budağından sürgün atan salkım saçak bir böğürtlen çalısına benzet tarihi. Bir sürgünü çiçeğe dururken, diğeri meyve vermekte, bir diğeri ise kurumaktadır. Bir çağda birden fazla çağ yaşanır.

Ey, Oğul! Sen sen ol çağdaş sözcüğünü insanlık tarihinin en ileri aşamasıdır belleme. Kimi medeniyet yükselirken, kimi çiçeğe durmakta, bir diğeri gerilemekte, beriki çökmektedir. Tek bir sürgüne takılıp kalma, bütüne bak. Ekolojiyi kolla ki, tarih çalısı sürgün vermeyi sürdürebilsin. Bir şeyden korkacaksan, soğuyan Güneşin seni yarı yolda bırakmasından korkmalısın.

(2)

Ey, Oğul! Tarihin olanı değil, “olması gerekeni” kaydetmesi gerektiğini vaaz eden, Aristo. O gün, bugün, tarih yazıcılarının kısmı azamı kendilerini yandaş sürgünlerin geçmişini asilleştirmekle yükümlü hissederler. Eski çamların bardak olmaları da bundandır, ne Osmanlı, ne de Cumhuriyet tarihinin hakkıyla yazılamamış olması da bundan.

Ey, Oğul! Güneşin balçıkla sıvanmadığı söylemi, zamanın ruhuna yenik düşenlerin avuntusudur. Tarih şahittir ki, güneş balçıkla sıvanabilir, gerçeklerin üstü örtülebilir. Hakikat sükût suikastına kurban gidebilir, hiç söylenmemiş, dile getirilmemiş gibi olabilir. Umumun zihniyetine ters düşen gerçek, öfke uyandırır. Sapkınlıkla, sapıklıkla suçlanır, savunmasız kalır.

Ey, Oğul! Hakikatın bu yüzyıldaki en yaman hasmı, dünyanın yeni düzenine revaç veren “doğru”lardır. Dünyaya çeteler hükümran olduğunda evrensel kamuoyuna hitap eden ahkâm, insana dair hakikatı yansıtmaz olur. Hakim kültüre ters düşen toplumlar düşkün ilan edilir, milletler camiasından sürülürler.

Ey, Oğul! Kâfir de olsan, Müslüman değilim desen de Türk sayıldığın bir coğrafyanın çocuğusun. Sen sen ol, 21. yüzyılın şen şakrak ahkâmına yine de kapılma. ’79 İran rehine krizi, Körfez, Somali, Irak, Libya kulağına küpe olsun. Rahmetli Edward Said’i ıskalamayasın.

Ey, Oğul! Medyadan medet umma. Medya özgür olabilemez. Medya’nın başarısı umumun zihniyeti doğrultusunda ürün vermesiyle kaimdir. Gazeteci, gerçek düşüncesini bağlı olduğunu gazeteye sokmamak için para alandır. İnsanoğlunun hafifmeşrep, hafızayı beşerin nisyan ile malûl olduğunu bil, bugünün en silisiz gazetesinin, yarının en muteber tarihi vesikası sayılacağını aklından çıkarma.

Ey, Oğul! Sen ki müstakbel bir babasın, hakim ahkâmın etlerini kılçıklarından ayırmasını öğrenmelisin. Mal, mülk, kılık kıyafet, itibar, sempoziyumlar, paneller göz kamaştırır. Sıkılmış yumruklar, keskin bakışlar, konserler, mitingler gönül çeler. Pop zihniyetin doğru saydığını, nihai hedeftir diye belleme. Şaşaalı kabullerin kendi gerçeklerini karartmasına izin verme. Akranlarının aklına ille de uyma. Genelde kabul gören ahkâma saygılı bir mesafede dur. Haktan ayrılma, gerçeklerden kopma ki, hakikat sulbünün yolunu bulabilsin.

(3)

Ey, Oğul! Kahraman “kahr”dan türeme, kahramanlık konjonktürel. Görkemli törenlerle üstün hizmet madalyaları tevdi eden, umumun zihniyeti. Kahramanlığın hallerden bir hal, umumun ayran gönüllü olduğunu unutmayasın. Oysa yiğitlik içsel bir haslettir. Haysiyetliliktir, erdemliliktir, cesarettir, mertliktir; samimiyettir, sadakattir, vefadır. Üstün ahlâktır, kârsız sevgidir, ölçülü saygıdır. Dobra ama patavatsız değil, cömert ama savurgan değil, yürekli ama saldırgan değil, inançlı ama yobaz değil, içten ama ahmak değildir yiğit.

Ey, Oğul! Kahraman, gücü yetmediğinde kahraman olmaktan çıkar. Yiğit, gücü yetmese de yiğit kalır. Yiğitlik madalyası yoktur. De ki, takınamadın, ne gam? Sen öyküneceksen, kahraman olmaya değil, yiğit olmaya öykünesin.

Ey, Oğul! Akranıyla uçmayan kuş, semada hu! çeker derler. Sen sen ol, kankalarını sıra dışı zekâlardan seç. Edepsizden edebini satın al. Cehl ile söyleşme ki, konjonktürel ahkâm seni fenersiz yakalayamasın.

Ey, Oğul! Bayağılık geçer akçe olup yüreğini daralttığında, varıp büyük edebiyatçıların kapılarında yatasın. Neş’et Ertaş, her kahramanın yiğit olmadığını en iyi bir bilendir. İnsan serüveninin üç yüz senaryodan ibaret olduğunu sana William Shakespeare hakkıyla anlatır. Manzarayı umumiyi İbni Haldun hocadan sor. Cemil Meriç üstadı ihmal etme ki, özgün sanılan tekliflerin arkasına saklanmış Godot’u bekleyen asıl eserleri gösterebilesin.

Ey, Oğul! Sakın ola ki, kitapları kendi düşüncelerini doğrulatmak için okuyanlardan olmayasın. Okumak gece yolculuğuna benzer, unutmayasın. Kelimeleri Karayollarının karanlık susaların iki yanlarını işaretlemek için yerleştirdiği fosforlu kedigözleri gibi düşüneceksin. Kedigözlerinin kendilerine ait güç kaynakları yoktur. Kitap sayfalarındaki kavramlar misali hayata gelmeleri, parlayabilmeleri için far ışıklarının üzerlerine düşmesi, onları aydınlatması gerekir.

Ey, Oğul! Sürücünün ehil olanı, kelimeleri aydınlatanın kendi farları olduğunun şuurunda olandır. Bırakıp gittiğinde susanın yeniden karanlığa bürüneceğinin, kararan metinlerin gecenin zifirini delemeyeceklerinin idrakında olmalısın. Bilgiyle gerdeğe girmek isteyen sürücünün ehil olması gerekir.

Ey, Oğul! Direksiyon başındaki o sürücü sensin. Kavramların dile gelebilmeleri için tekeri uygun yönde kırması gereken de sen. Kitap kapaklarını örtme ki sayfalara ışık sızabilsin, kelimeler, kavramlar parlasın. Tekinsiz bir yüzyıla denkleyen ömrün, karanlığa gömülmesin.”

Exit mobile version