Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Arap baba türbesi ve arap baba efsanesi

700 yıldır mumyalanmadığı halde

700 yıldır mumyalanmadığı halde bozulmadığı öne sürülen Elazığ’ın Harput Mahallesindeki türbede bulunan Arapbaba’nın naaşı geçen hafta, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün izniyle bilim adamları tarafından incelendi. Cesedin sırrı nihayet ortaya çıktı.

Arapbaba bölgeye müslümanlığı yaymak için gelmiş. 40 yaşında ölmüş. Cesedi bir sandukanın içinde 700 yıldan beri çürümeden duruyor. Üstelik ziyaretçilere de açık… Kafası ve bedeni ayrı olan cesede her isteyen bakabiliyor…

Vakıf yetkilileri “Kafası yüzyıllardır iddia edildiği gibi kesilmemiş. Kesilmiş olsaydı mutlaka boynundaki omur kemiklerinde izi olurdu. Öte yandan cesedin yanında bulunan kafatasında da kesik izi yok. Kafatasının alt çenesi de yok. Tahminimiz bu kafatasının bu cesede ait olmadığı yönünde…”

Cesedi inceleyen yetkililer “İddia edildiği gibi mumyalanmadığı doğru değil. Biz cesedin yüzyıllar önce, eski bir Türk geleneğine bir teknikle kesinlikle mumyalandığını düşünüyoruz. Bu çalışmanın sonucunda bu tekniği de öğrenebileceğiz.” Dediler.

ARAP BABA EFSANESİ

Yaygın inanışa göre, çok eski yıllarda Harput’ta büyük bir kuraklık başlamış, yağmurlar yağmaz, otlar yeşermez olmuş. İnsanların yağmur duasına çıkmaları, yalvarıp yakarmaları fayda etmemiş.

Bir gece Harput’ta Arap Baba türbesine yakın evlerden birinde oturan Selvi adlı yaşlı bir kadın rüyasında, Arap Baba’nın türbedeki naşının başını kesip bir dereye atarsa yağmur yağacağını görmüş.

Çaresiz kalan insanlar Selvi Nine’yi Arap Baba’nın başını kesme konusunda ikna etmeye çabalamış. Ancak yaşlı kadın buna cesaret edemeyince, bir gece evinin etrafında toplanıp evi taşlamaya başlamışlar. Ertesi sabah yaşlı kadın çaresiz, yüreğindeki korkuları bastırmaya çalışarak, Arap Baba’nın türbesine gitmiş ve cesedin başını keserek dereye atmış.

Bunun üzerine yağmurlar haşlamış başlamasına ama kıtlıktan daha büyük bir felaket yaşanmış. Seller coşmuş, dereler taşmış. Yağmurlar bir rahmet olmaktan çıkmış, felakete dönüşmüş.

Yine bir gece Selvi Nine rüyasında bu defa Arap Baba’yı görmüş. Arap Baba, “Eğer başımı attığın yerden alıp yerine koymaz isen yağmurlar dinmez, senin de halin haraptır” diye öfkeyle bağırmış. Yaşlı kadın, sabah korkuyla uyanıp dereye indiğinde, kesik başın dere kenarında durduğunu görmüş, hemen alıp getirip sandukada yerine koymuş. Ardından yağmurlar dinmiş ve her şey eski haline dönmüş.