Bazı bilim kurgu filmlerinde anlatılan bazı hayal ürünü hikayeleri göz ardı edersek (örneğin marslıların dünyayı işgal etmeleri gibi) Güneş sisteminde yaşam olan tek gezegen Dünya’dır. Bunun büyük sebebi dünyanın yaşama uygun atmosferi olan yegane gezegen olmasıdır. Atmosfer, canlının hayatının deva si için en önemli unsurlardan biridir.
- Güneşten gelen zararlı ışınları tutar.
- Yaşam için gerekli gazlar’ bulundurur. Dünyanın aşırı ısınma ve soğumasını engeller.
- Güneş ışınlarının dağılmasını sağlayarak, gölgede kalan kısımların da aydınlanmasını sağlar
- Meteorolojik olayların görülmesini Sağlar.
- Işığı, sesi, sıcaklığı geçirir ve iletilmelerini sağlar.
- Uzaydan gelen meteorların parçalanmasnı sağlar
Dünya ile birlikte dönerek sürtünmeden doğacak yanmayı engeller.
Hava akımları nedeniyle gündüz olan bölgelerin aşırı sıcak, gece olan bölgelerin de aşırı soğuk olmasını engeller. Dünya atmosferinin kabaca %78 N2, %21 02, su buhar’ ve eser miktarda diğer gazlar bulunduğunu öğrenmiştik. Atmosferik kirtenme günümüzde en önemli küresel sorunların başında gelmektedir. Sebepleri oldukça basittir ama kontrol edilmesi çok zordur. Atmosferik kirliliğe, fabrikalarda ve araba motorlarında kullanılan petrol ürünlerinin yanması sırasındaki yanmadan kalan hidrokarbon molekülleri ve salınan kükürt ve azot oksitler (N0x) neden olmaktadır. Atmosfer re salınan azot oksitler hava oksijeniyle azot dioksite (NO2) dönüsur ve azot dioksit tekrar güneş ışığının etkisiyle NO ve serbest oksijen parçalanır. Oksijen atomları (0) ise atmosfer’de atomuna Ok ki O, mo-03) gazın molekülleriyle tepkimeye girerek ozon ( oluşturur. Ozon, pek çok şehrin üzerinde görülen dumanlı ve kahverengi tabakadır. Ayrıca atmosfere salınan kükürt oksitler asit yağmurları şekline dün-yaya geri dönmekte ve doğal hayati yok etmektedir. Kükürt oksit gazları havanın oksijeni ile yavaş şekilde kükürt trioksite (SO3) dönüşür ve SO, yağmur sularında çözünerek seyreltik sülfürik asite (1-12SO4) dönüşür, Asit yağmur lanın göllerin asitliğinin artması sonucu balık neslinin tükenmesi, ormanların, mermer yapıların il ve heykellerin zarar görmesi gibi birçok zararı vardır (Resim 4.1.18). Güneşin altında aşırı kaldığımızda oluşan güneş yanıklarının ne kadar acı verdiğini hepimiz iyi biliriz. Bunun sebebi güneşten gelen ultraviyole ışınlarıdır. Güneşin altında aşırı kalmak deri kan-serine, katar ağa ve bitkilerde düşük yerime sebep olur. Birçok organizma kendini bundan koruyacak yöntemler geliştirmesine rağmen bilim insanları ultraviyole seviyesinin belli değere çıkmasının bir felakete sebep olabileceğini söylemektedir. işte atmosferde bulunan ozon tabakası bu zararlı ışınların büyük bir kısmını süzmektedir. Son yıllarda özellikle soğutma amacıyla buz dolaplarında ve itici gaz olarak da spreylerde kullanılan florokloro karbonlar (CFCler) da ozon ile reaksiyona girerek ozon tabakasında büyük bir delik açılmasına ve ultraviyole ışığından kaynaklan deri kanserinde büyük bir artışa sebep olmuştur. Klorofloro karbonlar, insan tarafında yapılan yapay maddeler olup klor, flor ve karbondan oluşur. Bunlar 1935’te itibaren özellikle buz dolaplarında soğutucu ve spreylerde itici gaz olarak kullanılmaktadır. Ancak son yıllarda bu gazlar’ dünyayı ultraviyole ışınlarından koruyan ozon tabakasını yok ettiğinden dolayı birçok ülkesinde yasaklanmışlardır. Diğer bir önemli atmosferik problem ise sizinde bildiğiniz sera et-kisidir. Dünya, üzerine düşen Güneş ışınlarının yansımasıyla ısınır. Yeryüzünden yansıyan ışınlar başta karbondioksit, metan ve su bu-harı olmak üzere atmosferde bulunan gazlar tarafından tutulur. Atmosferde bulunan bu gazlarının ısıyı tutması nedeniyle Dünya ısınır ve bunun sonucunda küresel sıcaklık artar. Işınların bu gazlar tarafından tutulmasına sera etkisi denir. Son 150 yılda fosil yakıtlarının çok fazla tüketilmesi nedeniyle atmosfere salınan karbondioksit miktarı aşırı miktarda artmıştır.Karbondioksit ise normalde çok küçük yer kü teşkil eden bir bileşendir. İnsan ve hayvanların teneffüsü süferde’ki miktarı dengede tutu-ve bitkilerin fotosentez olay vasıtasıyla dünyanın ortalama sıcaklığın. Karbondioksit, sera etki. lığını artırmakta ve bunun sonunda kutuplardaki buzlar erimekte ve dünyada birçok bölge sular altında kalma tehlikesiyle karşı karşıya ortalama sıcaklığının 2,5 ‘C artmasının de kalmaktadır. Dünyanın o yükselteceği ve bunun sonucunda da kaüük bir kısmının sular altında kalacağı tahmin edilmektedir.
Atmosfer yerden bin kilometre yüksekte muhterif gazlardan teşekkül etmiş ve taştan daha sert bir gaz okyanusudur. Bir çok vazifelerinden birisi ise hayat sahibi varlıklara zarar olabilecek ışınları kesmek Dünyaya göndermemektir. Bu hikmetli fiilin faili olarak cansız gazları kabul ettiğimizde şu batıl fikirleride kabul etmemiz lazım gelecektir.
- Atmosferin güneşin hangi ışınlarının zararlı olabilmesi için evvala hayat sahiblerinin vucut yapısını bilmesi gerekir.
- sadece hayat sahiblerinin bilmeside kafi gelmez. Ayrıca Güneşin ışınlarınıda tanıyabilmesi lazımdır. Zira zararlıyı zararsızdan ayırt etmek ve ihtiyaca göre belli bir ölçüde göndermek ancak o ışınları tanımakla olur. Bunun için türlü türlü alet ve edebatı olupta gelişmiş bir lavarutuvarı olmalıki zararlıyı zararsızdan ayırsın ve hangi ışının hangi ölçüde göndermesi gerektiğini bilsin.
- Bu ise atmosferin,ilim hikmet, irade kudret gibi sıfatlara sahip olması gerekr.
- hadi hayat sahiplerinin vucut yapılarının ilmiğini biliyor ve güneşin ışınlarınıda aletleriyle ölçüyor.Peki ama zararlı ışınları göndermemek rahmet ve şefkatin eseridir.
Dünyanın İç Katmanları Hangileridir?
Dünyanın kütlesi kabuk, manto ve çekirdek adı verilen 3 ayrı bölümden oluşur. Yer kabuğunun tanımı yaklaşık 35 km’dir. Karalarda kabuk katmanı bileşim açısında granitle bazal arasında değişen kayaçları değiştirir. Ama okyanusların dibindeki kayaçları temel olarak bazalt yapısındadır. yer mantosunun kalınlığı yaklaşık 2900 km’dir. ve temel olarak magnezyum silikantlarıyle az miktarda demir, kalsiyum, demir ve aliminyumda oluştuğu sanılmaktadır. Çekirdek bölümü ise yer yüzeyinden yaklaşık 2900 km derinlikten başlar 6400 km kadar derinliğe iner. Yoğunluk ve ağırlıktan en ağır elementlerin bulunduğu bölümdür. İlk çekirdekte bulunan demir mikel karışımı çok yüksek basınç ve sıcaklık etkisinde kristal haldedir. Dış çekirdekte ise bu karışım erimiş haldedir.
Yerin katmanları nelerdir ?
Yer yüzü yedi tabakadan meydana gelir. 1 kat hidrosfer yani su tabakasıdır. İkinci kat lisorfer ise kara tabakasını oluşturur. Bu tabaka dünyanın en üst katmanını oluşturur ve ortalama kalınlığı 80 km’dir. Diğer katmanlara göre daha soğuk daha katıdır. Bu bakımdan yer yüzünde kabuk görevi görür. 3 kat astenosferdir astenosfer yumuşayıp eriyebilen ancak yarı katı maddelerden oluşur. 4 kat üst manto ve 5 kat alt mantoysa yüksek sıcaklıkta yarı katı kayalardan oluşur ve yaklaşık 2900 km’lik bir tabakadır. Dünyanın çekirdeği ise iki ayrı parçadan oluşur. Altıncı kat olan 2200 km kalınlığında olan sıvı dış çekirdek ve 1250 km kalınlığındaki 7 kat yani iç çekirdektir. Yer yüzünün yani bu şekilden katmanlardan oluştuğu ancak 20 yy teknolojisiyle uzun süren araştırmalar sonunda ortaya çıkmıştır . oysa ALLAH bize bu bilgileri pek çok mucizelerle donattığı KURAN’ da pek çok günümüzden 1400 yy önce bildirmiştir.