Kadınların evlenerek çocuk sahibi olması durumunda çalıştıkları yerde aldıkları ücretsiz doğum izni sebebi ile sigorta primleri bu süre zarfında yatmamaktadır. Bu yüzden sigortada eksik prim günü görünmektedir. Peki kadınların emekliliğini etkileyen doğum borçlanmasında son durum nedir?
CHP Mersin Milletvekili Hüseyin Çamak, 2008 yılında yürürlüğe giren ve doğum öncesinde sigorta girişi yapmış kadınlara “doğum borçlanması” adı altında tanınan hakların, ayırım yapılmaksızın tüm kadınlar için uygulanması konusunda kanun teklifi hazırladı.
Mevcut kanunlarla, doğum yapmadan önce SSK’ya kayıtlı olarak çalışan kadınlar, doğum sebebiyle çalışma hayatından ve sosyal güvenceden yoksun kaldıkları süreleri borçlanma yoluyla kapatabiliyorlar.
Ancak bu “doğum borçlanması” düzenlemesinden, sadece doğum öncesinde sigorta kaydı olan kadınlar yararlanıyor. Anayasamızın eşitlik ilkesine de aykırılık teşkil eden bu düzenlemeyi değerlendiren Çamak, kanundan doğan mağduriyetlerin giderilmesi için hazırladığı kanun teklifini TBMM’ye sundu.
Böylelikle, SSK, Bağ-Kur, Emekli Sandığı kaydına bakılmaksızın, sigortalı, genel sağlık sigortalı ve isteğe bağlı sigortalı ayrımı yapılmaksızın; sigorta başlangıç tarihine bakılmaksızın tüm sigortalı kadın çalışanlara ‘doğum borçlanması’ olanağı doğmuş olacak.
Çamak’ın Meclis Başkanlığına sunduğu kanun teklifi şöyle:
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA
5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda değişiklik yapılmasına dair kanun teklifim gerekçesiyle ekte sunulmuştur. Gereğini arz ederim.
Hüseyin ÇAMAK Mersin Milletvekili
GENEL GEREKÇE
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun ilgili maddelerinde değişiklik getiren 17/04/2008 tarih ve 5754 sayılı Kanun, doğum yapmadan önce SSK’ya kayıtlı olarak çalışan kadınlara, doğum sebebiyle çalışma hayatından ve sosyal güvenceden yoksun kaldıkları süreleri borçlanma yoluyla kapatabilecekleri bir olanak yaratmıştır.
Kanun, SSK’ya kayıtlı çalışan kadınların kullandıkları ücretsiz doğum ya da analık izin sürelerinin emeklilik için hesaplanması işlemini “doğum borçlanması” adı altında belirlemiştir.
5510 Sayılı kanundaki bu değişiklikler, kanunun sadece 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bendine tabi kadın sigortalıları kapsamaktadır. Kanun “doğum borçlanması” hakkını, tüm sigortalı genel sağlık sigortalı ve isteğe bağlı sigortalı çalışan kadınlara tanımamaktadır. Ayrıca, “doğum borçlanması” talebiyle başvurulması halinde, başvuru tarihinde SSK’lı olunup olunmadığını dikkate almamakta doğumdan önceki tarihte SSK kaydının bulunmasını şart koşmaktadır.
Yetkili makamlar, 5510 sayılı Kanunun ilgili 4 üncü ve 41 inci maddelerini esas alarak, doğum yapmadan önce SSK’ya kayıtlı olmayan tüm kadınların “doğum borçlanması” talebiyle yaptıkları başvuruları geri çevirmekte; yargıya intikal eden uzlaşmazlıklar, davacı kadınların aleyhine sonuçlanmakta, sosyal güvence sorunu yaşayan birçok çalışan kadını mağdur etmekte, kadınların kendi ayakları üzerinde durarak kendi geleceklerin planlamalarının önüne geçmektedir.
Bu sorun birçok mahkeme kararında da açıkça ifade edilmiştir. Sosyal Güvenlik Kurumu, bir davaya ilişkin savunmasında, kanundaki düzenlemenin getirilme sebebinin münhasıran sigortalı bir işte çalışmaya bağlamış bir borçlanma olduğunu, aksi takdirde mücerret sigortalılık iradesine bağlansa idi, kanunun 4/b ve 4/c kapsamındaki kadınları da kapsaması gerektiğini iddia etmiştir. Bu sayede, 5510 Sayılı kanunun 41’inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin, SSK, BAĞ-KUR, Emekli Sanığı kaydına bakılmaksızın, sigortalı, genel sağlık sigortalı ve isteğe bağlı sigortalı ayrımı yapılmaksızın, tüm sigortalı kadın çalışanlara “doğum borçlanması” olanağın tanıması, Anayasamızın “eşitlik” ilkesinin yaşama geçmesi açısından olumlu bir adım olacaktır.
Yasanın teklif ettiğim biçimde düzenlenmesi, Anayasamızın “kanun önünde eşitlik” ilkesinin 5510 Sayılı yasada uygulama olanağı bulmasını sağlayacaktır. Bu kanun teklifi, yine Anayasamızın 10 uncu maddesinin ikinci fıkrasında anılan “Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. “ İbaresiyle uyumlu bir düzenlemeyi beraberinde getirerek kadınların sosyal alanda erkeklerle eşit hak ve yükümlülüklere erişmelerini kendi güvenceli yaşamlarını kurmalarına olanak yaratabilecektir. Ayrıca, “doğum borçlanması” yoluyla ödeme yapacak yurttaş sayısının yükselmesi, kamu gelirlerinin artmasını sağlayacak, sosyal güvenlik sistemimizin düzenli işlemesine katkı sağlayacaktır. Ötesinde; işbu kanun teklifi ile SSK, Bağ-Kur, Emekli Sandığı kaydına bakılmaksızın, sigortalı, genel sağlık sigortalı ve isteğe bağlı sigortalı ayrımı yapılmaksızın, sigorta başlangıç tarihine bakılmaksızın tüm sigortalı kadın çalışanlara “doğum borçlanması” olanağını tanıması, Anayasamızın “eşitlik” ilkesinin yaşama geçmesi amaçlanmaktadır.
MADDE GEREKÇELERİ
MADDE 1- 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 41.maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin , SSK, Bağ-Kur, Emekli Sandığı kaydına bakılmaksızın, sigortalı, genel sağlık sigortalı ve isteğe bağlı sigortalı ayrımı yapılmaksızın, sigorta başlangıç tarihine bakılmaksızın tüm sigortalı kadın çalışanlara “doğum borçlanması” olanağını tanıması, Anayasamızın “eşitlik” ilkesinin yaşama geçmesi açısından olumlu bir adım olacaktır.
MADDE 2- Yürürlük maddesidir.
MADDE 3- Yürütme maddesidir.
5510 SAYILI SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU’NDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ
MADDE 1- 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 41’inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan “(…) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bendi kapsamındaki” ifadesi kanun metninden çıkartılarak ve “sigorta başlangıç tarihine bakılmaksızın” ibaresi eklenerek aşağıdaki biçimiyle düzenlenmiştir;
Madde 41 – “Bu kanuna göre sigortalı sayılanların;
a) Kanunları gereği verilen ücretsiz doğum ya da analık izni süreleri ile sigortalı kadının, üç defaya mahsus olmak üzere sigorta başlangıç tarihine bakılmaksızın doğum tarihinden sonra iki yıllık süreyi geçmemek kaydıyla borçlanılacak sürelerde uzun vadeli sigorta kolları açısından sigortalı sayılmaması ve çocuğunun yaşaması şartlarıyla talepte bulunulan süreleri
…..”
MADDE 2- Bu kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3- Bu kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
Doğum Borçlanması Ne Demektir?
Doğum borçlanması esasen bir hizmet borçlanması çeşididir. Yasalar uyarınca ücretsiz verilen doğum ya da annelik izni süreleri ile 4/A (eski ismiyle SSK) statüsü kapsamındaki sigortalı çalışan kadının iki kez olmak üzere doğum tarihinden sonra iki senelik süreyi aşmamak şartı ile hizmet sözleşmesine istinaden işyerinde çalışmayabilir. Fakat öncelikle bunu yapabilmesi için çocuğunun yaşaması gerekmektedir. Doğum borçlanması şartları nelerdir? Doğum izni alabilmek için bebek sahibi olan kadının doğum iznini talep etmesi zorunludur. Kanunu 82. maddesine göre tespit edilen prime esas günlük kazancın alt ve üst sınırları arasında olmak kaydı ile, kadının kendine göre belirlenecek günlük kazancın %32’si üzerinden hesaplanacak primlerini borcun bildirilmesi tarihinden itibaren bir ay içinde ödemeleri koşuluyla borçlandırılmaktadır. Borçlandırılma süreleri boyunca ise doğum izni alan kadınlar sigortalı sayılmaktadırlar. Doğum izni yazılı olarak talep edilmelidir. Doğum borçlanması kaç gün diye merak edenler için maksimum süre iki yıldır.
Doğum Borçlanmasının Yararları Nelerdir?
Doğum borçlanması, 1 Ekim 2008 tarihinden itibaren uygulanmaya başlamıştır. Doğum yapması ve bebeğine bakması amacı ile çalışan kadınların sosyal güvenceden bu süre zarfında mahrum kalmamaları için doğum borçlanması hakkı tanınmaktadır. Doğum borçlanması bir çocuk için 2 yıl, iki çocuk için 4 yıl olarak tasarlandı. Bu hak ile birlikte annelerin bebekleri ile daha çok vakit geçirmeleri ve onları büyütmelerine imkan tanındı. Doğum borçlanması kanununa göre doğum borçlanması yapan kadının prim gün sayısına ilave yapılarak daha erken emekli olması sağlanıyor.
Doğum Borçlanması Nasıl Hesaplanır?
Doğum borçlanması hesaplama 2015 yılı itibari ile prime dayalı olarak günlük kazancın alt ve üst sınırları arasında olmak kaydı ile, kendileri tarafından belirlenen günlük kazancın % 32’si üzerinden hesaplanır.
SSK ÖNCESİ DOĞUM BORÇLANMASI DOĞUM BORÇLANMASI HAKKI
Torba yasa ile SSK’lılara tanınan doğum borçlanması hakkı genişletildi. Artık Bağ-Kur’lu ve memur kadınlar da doğum borçlanması yapabilecek. Doğum borçlanması yapılabilecek çocuk sayısı da 2’den 3’e çıkarılıyor. Böylece çalışan anneler emeklilik için 6 yıl kazanabilecek.
Çalışan Kadına Erken Emeklilik Müjdesi!
Torba Yasa çalışan kadınlar için de “erken emeklilik” için önemli düzenlemeler içeriyor. Çocuk sahibi olan çalışan kadınlardan, emeklilik için gereken yaş ve sigortalılık süresi koşullarını sağlamış olup, prim günü eksiği olanlar, doğum borçlanması yoluyla 6 yıl erken emekli olabilecekler.
Anneye emeklilik
Kadınların doğum borçlanması yapabileceği çocuk sayısı 2’den 3’e çıktı. Ayrıca memur ve esnaf kadınlar da borçlanacak. 3 çocuk, 2160 gün kazandıracak
Tasarı, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’ndaki sigortalıların borçlanabilecekleri sürelere ilişkin düzenlemede de değişiklik yapıyor. Buna göre, köy ve mahalle muhtarları ile hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar ile kamu idarelerinde çalışanlara doğum borçlanma hakkı getirilecek. Ayrıca borçlanılabilecek çocuk sayısı 2’den 3’e çıkarılacak. Daha önce sadece SSK’lı kadınlar borçlanabiliyordu. Borçlanma sayısı da 2 çocukla sınırlı tutulmuştu. Yasanın bu hali kadınlar arasındaki eşitsizliği ortadan kaldırırken, sigortadan önceki doğumların kapsama alınmaması tepki çekiyor. Kadınlar, erkeklerin askerlik borçlanması gibi borçlanma hakkı istiyor.