Ekoloji canlı varlıklarla çevre (yani canlıların bulundukları ortam) arasındaki ilişkileri inceleyen bir bilimdir. Sözgelimi ormanda bir ağaçta yuvalanan şahin yırtıcı bir kuştur, tarla sıçanlarını (küçük kemirgen hayvan) yiyerek beslenir; tarla sıçanları ise bitkileri (yonca, ekinler) yer. Demek ki bitkiler olmasa ne tarla sıçanı yaşayabilir, ne de şahin. Bütün dünyada durum aynıdır: istisnasız bütün hayvanlar, dolaylı ya da dolaysız olarak bitkilere bağlıdır.
Değişik görünümlü yerlerde (tundra, orman, bozkır, deniz v.b.) yaşayan hayvanlar ve bitkiler biyosenoz adı verilen topluluklar meydana getirir. Bu toplulukları meydana getiren türler ne kadar çok çeşitli olursa topluluklar da o kadar kararlı ve dengeli olur; başka bir deyişle bu türlerden biri kaybolursa bütün öteki türler bu kayıptan az ya da çok zarar görür: ağaç kesilirse orada yuvalanmış olan şahin başka bir yuva aramak zorunda kalır; orada sıçanların kökü kurumadığına göre bunlar hızla çoğalmağa başlar ve çevredeki bitkiler bundan çok zarar görür, çünkü sıçanlar bunları kemirecektir. Ama şahinin yaptığı görevi bu sefer tilki yapacağından bozulan denge yeniden kurulacaktır.
Ekoloji bize şunu da öğretir: biyo-senozda hiç bir şey kaybolmaz. Tüm canlıların yaşamını sağlamak için döküntüler ve artıklar sürekli olarak yeniden kullanılır: ormanlarda kuruyup dökülen yapraklar, çürüyen dallar, hayvan ölüleri ve dışkılar humusa dönüşür, bu da başka bitkilerin yaşaması için gerekli elementleri sağlar. *Oksijen, *karbon, *azot, *kükürt v.b. böylece gerçek bir dolaşıma koyulur.
Uygulamalı ekolojiye «çevrebilim» denir, tnsan da karadaki biyosenozla-rm bir parçasıdır, teknik ilerlemelere rağmen öbür canlı öğelerden vazgeçemez.