Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Fiziksel Özellikler Ne demektir

Fiziksel Özellikler Ne demektir

Fiziksel Özellikler Ne demektir

Fiziksel özellikler Anlamı Nedir?

fiziksel özellikler İng. physical properties
Bir özdeğin, sertlik, yoğunluk, erime noktası, kaynama noktası, renk gibi kimyasal değişimlerinden bağımsız olan özellikleri.
Kaynak: BSTS / Kimya Terimleri Sözlüğü

İnsanın fiziksel özelliği nedir?

İnsanın dış görünüşüdür.vücudun tamamı fiziksel görünüştür.mavi göz siyah saç uzun boy zayıflık vb. şeyler fiziksel özelliktir.

Türklerin Fiziksel Özellikleri

Her insan fert olarak ayrı bir tipe sahip olsa da ırklarda şahsilik yoktur; ırk tipi, topluluğun âdet ve gelenekleri, fizikî ve manevî şartlarla yoğrulmuş ve bu şekilde kendisine has bir takım özelliklerle aynı kanı taşıyan bireylerde ortak belirleyici unsur olarak karşımıza çıkmıştır.

Antropoloji ve tarih araştırmaları “Türk Irkı”nın tipini kesin olarak tespit ediyor. Buna göre Türkler üç büyük ırk grubundan (europid, mongolid, negrid) “europid”in “turanid” koluna dâhildirler. Bilim çevrelerinde bu ırka “race turco-tatar” diyen çevrelerin yanı sıra doğrudan doğruya “race turki” diyen bilim adamları da vardır. Bu ırkın özellikleri şöyle tasvir ediliyor: “Boyları ortadan yüksekçe, uyumlu bir endama sahip, gövde orta derecede uzun, kollarla bacaklar nispeten kısa, kafatası yuvarlaktır. Kafatasına nazaran yüz büyük değildir; şeklen oval, geniş ve yassı olmakla beraber mongolid değildir. Elmacık kemiklerinin çıkık olması sebebiyle aşağı doğru darlaşmış görünür.”
Şüphesiz bu yazdıklarım Türk ırkının olmazsa olmazları değildir. Yani yukarıda yaptığımız tasvir Türk ırkının genetik özeliklerinin asgarî ortaklarıdır. Böyle bir tipe sahip olmamak demek Türk olunmadığı anlamını içermez, bu ortak özelliklerden en az bir veya birkaçını üzerinizde taşıdığınızı göreceksiniz.

Türklerin saçlarının uzunluğu kısalığı konusu otağımızda da birkaç kez tartışıldı. Bu konuya gelince; İbrahim Kafesoğlu 1070’den önce Anadolu’ya akın yapan Türklerin “rüzgâr gibi atlar üstünde, kadınlarınkine benzeyen uzun saçları, mızrak ve yayları ile” düşmanları üzerinde müthiş bir etki ve korku bıraktığını Ermeni kaynaklarına dayanarak söylemektedir. Yine Kafesoğlu’na göre; Türk ileri gelenlerinin başlarının ön kısmını tıraş ettirmeleri, saçlarını arkada üç örgü halinde bırakmaları adetti. Hükümdarlar saçlarını hiç kestirmezlerdi. Bulgar kralı Krum Han’ın Madara’daki kaya kabartmasında ve Güney Rusya’da bulunan Türk heykellerinin büyük çoğunluğunda bu saç örgülerini bariz bir şekilde görmek mümkündür. Çin kaynakları ise; Kök-Türk hakanlarından Tong-Yabgu’yu uzun saçları ve bu saçlarını alnından bir kuşakla bağlamasını ayrıntılı tasvir eder.

Bütün eski sanat eserleri, heykel, minyatür ve kabartmalarda görülen özellik oldukça açıktır. Tayvan Taiçing Çin Millî Saray Müzesi’nde bulunan ipek rulo resimlerinde Türk kumandanlarının uzun saçlı oldukları görülüyor. Eski Uygur fresk ve minyatürlerinde de aynı özelliği görmek mümkündür. Türk kadınının saçları da ilgi çekicidir; Doğu Türkistan, Turfan, Haço, Bezeklik minyatür ve heykellerindeki kadın figürlerinde saçların örülmediği, düzgünce omuzlar üzerinde bırakıldığı ya da çok düzgün bir şekilde başın üstünde toplandığı görülüyor. Toplu saçlarda alnın perçemlerle, yanakların da zülüflerle süslendiği bilinmektedir. Kadın tasvirlerinde genel özellikler şöyle betimlenebilir: Saçlar siyah ya da kumral, yüz yuvarlak, gözler koyu renk ve badem şeklinde, elmacık kemikleri çok hafifçe çıkık, boylar uzuncadır. Türk tipinin bu bariz özelliklerine bütün sanat eserlerinde rastlıyoruz. Türk kadınının –biraz idealize edilmekle birlikte – en canlı tasvirini Dede Korkut kitabında görüyoruz: Dirse Han’ın eşine hitabı; “Berü gelgil başum bahtı, ivüm tahtı; ivden çıkup yorıyanda servi boylum, topuğunda sarmaşanda kara saçlum, kurılı yaya benzer çatma kaşlum, koşa badem sığmayan tar ağızlum, güz almasına benzer al yanaklum…”

Göz şekline gelince; Türk tipinin gözü ne çok çekik ne de çok iri olan orta büyüklüktedir. Nispeten küçük ve dar olan göz yarığı karakteristiktir. Moğol kıvrımı denilen kıvrıklığa rastlanmaz. Buna karşılık iç ucu diğerine nazaran biraz aşağıya iner. Renk genellikle koyu, keskin bakan ve bilhassa kadınlarda oldukça parlaktır. (Kültigin heykeli) Bu göz şekli Dede Korkut hikâyelerinde “kıyma göz” olarak geçmektedir.

Burun; orta büyüklükte, bazen kısa “gaga burun” biçimindedir. Mongolid ırkının özelliği olan yassılık Türk burun biçiminde görülmez. Türklerde burunla dudak arasındaki çukur derincedir. Çene ufak ve kuvvetli, kulak küçük ve yapışıktır.

Minyatürlerde sakal unsurlarına pek rastlanmıyor. Yalnızca ihtiyar Uygur rahiplerinin tasvirlerinde beyaz uzunca bir sakalın bulunduğu görülmektedir. Taiçing ipek rulo resimlerinde Türk kumandanlarından bir kaçının kısa sakallı olduğu görünse de bu sakalların savaş süresince kesilmediği için uzadıkları fikri akla daha yatkındır. Oğuz Kağan destanında da “Oğuz Kağan’ın yanında ak sakallı, kır saçlı, tecrübeli bir ihtiyar vardı” denilerek Uluğ Türük anlatılır. Dede Korkut’taki “Oğuz’un ak sakallı kocaları” tabiri de bunun karşılığıdır. Yalnız burada küçük bir ihtilaf mevcuttur. Her iki destanda da “ak sakal” “ak pürçek” “kır saç” gibi sıfatlar fizikî bir tasvirden çok “güngörmüşlük, tecrübe, güvenilirlik, yiğitlik” vs gibi saygı ifadelerini de içerir. Bu yüzden “ak sakallar” tabiri gerçek manasıyla fizikî olarak sakalı mı yoksa manevî olarak güvenilir, saygın kişiyi mi tarif ediyor bu konunun tartışılan yanıdır.

Minyatürlerde bıyık da az görülüyor. Sadece Dede Korkut’un kahramanlarından Kara Göne bıyıklı bir tasvirdir. Korkut Ata, Kara Göne’yi “bıyığını ensesinde yedi yerde düğümleyen yiğit” olarak anlatıyor. Eski Türk heykellerinde de bıyığa rastlanmıyor. Şahsi kanaatimce Türkler arasında bıyık ve sakalın yaygınlaşması Müslüman Araplarla karşılaşma ve Müslümanlaşma sürecinde olan bir gelişmedir.

Destanlar için her ne kadar hayal ürünü denilse de, bizim destanlarımızda dile gelen eski Türk tipi çok canlı ve gerçekçi bir şekilde tasvir ediliyor. Oğuz Kağan destanında Oğuz’un vücut tasvirini inceleyelim: “Ayakları öküz ayağı, beli kurt beli, omuzları samur omzu, göğsü ayı göğsü gibiydi” deniliyor. Bu tasvir bize eski Oğuz tipi vücut yapısı hakkında sağlam bir fikir veriyor. Bu tariften eski Türk tipinin geniş göğüslü (Korkut Ata’da “gin göğüs”), çevik bacaklı, ince belli olduğunu anlıyoruz. Bu tasvir, Uygur heykellerindeki “sırtında yük taşıyan erkeğin” vücut yapısı ile karşılaştırılabilir. Oğuz’un özellikleri anlatılırken kullanılan hayvanlar ise onun ne kadar güçlü bir kişi olduğunu göstermek ve bir kahramanın efsaneleştirilmesi maksadına hizmet etmektedir.

Kaynaklar:
Lazslo Rasony, Dünya Tarihinde Türklük
İbrahim Kafesoğlu, Genel Türk Tarihine Giriş
İbrahim Kafesoğlu, Fuad Köprülü Armağanı
Oktay Aslanapa, Tarih Boyunca Türk Ordusuna Ait Tasvirler
Ayla Doğan, Eski Türk Tipi
Dede Korkut Kitabı
Oğuz Kağan Destanı
İsmail Hami Danişmend, Türklük Meseleleri

 

Fiziksel nedir


Tanımı/Anlamı

    1. Fizikle ilgili olan.
  1. Genel olarak doğaya, maddeye, nesnelere ilişkin olan, fiziki.

fiziksel ozellik nedirfiziksel ozellikler nelerdir, fiziksel ozelliklerimiz, fiziksel ozelliklerimiz nelerdir, kisilik ozellikleri nelerdir,