Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

GDO NEDİR?

Hukukumuzda, genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO): “Modern biyoteknolojik yöntemler kullanılmak suretiyle
Global Bilgler
Hukukumuzda, genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO): “Modern biyoteknolojik yöntemler kullanılmak suretiyle gen aktarılarak elde edilmiş, insan dışındaki canlı organizma” olarak tanımlanmaktadır. Gerek AB normlarında, gerek ise mevzuatımıza göre bir ürün % 0,9’un üzerinde GDO içermesi durumunda etiketinde belirtilmesi zorunludur. Bu oranın (% 0,9) bütün ürünler için aynı olması, kararın bilimsellikten çok politik bir şekilde alındığının göstergesidir. 
  
1996’dan beri GDO ticareti her sene artarak devam etmekte, son 12 senede ise ikiye katlanmış durumdadır. Dünya genelinde yaklaşık 120 milyar dolarlık bir pazar olan GDO verilerine bakarsak2014 yılı başı itibariyle 27 ülkede 18 milyon çiftçi senelik ortalama %3 büyüme ile 175,2 Milyon hektar üzerinde GDO’lu ürün ekmekte. Bu çiftçilerin % 90’ı gelişmekte olan ülkelerde bulunan ufak üreticilerdir. Her ne kadar 70 milyon hektarlık alan ve tüm ana ürünlerde %90’lık GDO’lu üretim ile uzak ara 1. sırada da olsa, GDO’ların üretim merkezi sadece ABD değildir. Gelişmekte olan ülkelerde GDO üretimi hızla artmaktadır. Örneğin, bu üretim alanının % 54’ü (yaklaşık 94 milyon hektar) Latin Amerika, Asya ve Afrika’dadır. Çin’de 7,5 milyon, Hindistan’da ise 7,3 milyon çiftçi GDO’lu pamuk üretmektedir. Geçen seneye oranla, GDO’lu pamuk üretimi Burkina Faso’da %50, Sudan’da ise %300 artmıştır.
Dünya’daki GDO’lu ürünlere ayrılmış alan miktarının artışı (milyon hektar)
Dünya’daki toplam üretim alanlarına oranla GDO’lu üretimde soya % 81, pamuk  % 64, kanola % 33 ve mısır % 29 olarak yer almaktadır.
Şu an itibariyle GDO hakkında dünyada bir uzlaşma yok. Birçok Afrika ülkesinde ise konuyla ilgili mevzuat mevcut değil. Gerek DTÖ’deki fikri mülkiyet ve tarım başlıkları altında, gerek ise serbest ticaret anlaşmalarında çokça masaya yatırılsa da, bilhassa Avrupa ve ABD’de iki ayrı yaklaşım mevcut. Dahası Avrupa içinde de gittikçe büyüyen ihtilaflar var. AB’ye baktığımızda ise, toplam 148 bin hektarlık üretim alanının 136 bin hektarlık kısmı İspanya’da GDO’lu mısır üretiminde kullanılmaktadır. ABD menşeli ve Dünya’daki GDO tohum piyasasının en kuvvetli aktörü, Monsanto şirketinin ürettiği MON 810 mısır çeşidine Almanya, Bulgaristan, Fransa, Yunanistan, Macaristan ve Lüksemburg’un tedbir kararı koyması AB ile ABD arasında olan ihtilafın zirve noktasını oluşturmaktır.

Global Bilgiler

Bunun en son örneği DuPont ve Dow Chemical firmaları tarafından üretilen, böceklere dayanıklı bir mısır çeşidi olan Pioneer TC 1507. Şimdilik 28 AB ülkesinden 19’u bu mısır çeşidinin üretimini reddetmiş durumda. Geriye kalan ülkelerden beşi destek verirken, diğer dört ülke ise çekimser kaldı. AB ülkelerinden bu mısır çeşidine İngiltere destek verirken, Almanya çekimser kalacağını, Fransa ise şiddetle karşı olduğunu açıkladı. Oluşan bu durumdan sonra Fransa Tarım Bakanı Foll GDO üretim yetkisinin ülkelere bırakılması için mart ayı başında Brüksel’e gitti. Ancak AB Parlamentosu Yeşiller Eş Başkanı, Daniel Cohn Bendit’e göre GDO ticaretinin ulusallaşması bir yandan ürünlerin serbest dolaşımına aykırı diğer yandan ise GDO karşıtı olmayan ülkelerde üretimi arttırıcı bir faktör olarak ortaya çıkaracak.

Dünya genelinde, yaklaşık 120 milyar dolarlık bir pazar olan GDO verilerine bakarsak, 2014 yılı başı itibariyle, 27 ülkede, 18 milyon çiftçi, senelik ortalama %3 büyüme ile 175,2 Milyon hektar üzerinde GDO’lu ürün ekmekte.”
F(oodA(gricultureO(rganization)’nun mart ayı sonundaki raporuna göre ülkelerin % 49’u yapılan ithalattaki GDO’lu bulaşmasını kontrol edemeyecek durumda. Rapor, ülkelerdeki kontroller arttıkça GDO konteminasyonun daha fazla olduğu görüleceğinin altını çizmektedir.   
Ülkemizde ise
, bilindiği üzere GDO hakkındaki ilk yasal mevzuat yönetmelik olarak 2009 yılında çıktı ancak iptal oldu. Sonrasında ise 5977 sayılı Biyogüvenlik kanunu ve 27671 sayılı “Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerine Dair yönetmelik başta olmak üzere gerekli alt yapı hazırlandı. GDO ve ürünleri ile ilgili yapılan başvuruların değerlendirilmesi ve GDO ile ilgili bazı görevlerin yürütülmesi için “Biyogüvenlik Kurulu” oluşturuldu. Bu kurul, şu an itibariyle hayvan yemi olarak kullanılmak üzere 3 soya ve 16 mısır çeşidine ithalat izni verdi. Hali hazırda ise 22 mısır çeşidi biyoethanol için kullanılması ve şubat ayı başındaki toplantıda görüşülen 3 soya çeşidinden elde edilen yağdan biyodizel üretimi ve bu biyodizelin ihracı talebinin görüşülmesi devam etmekte.
AB ve Türkiye’de üretimin yasak ancak ithalatının, alınan izinler sonrasında serbest olması aslında kıtamızda GDO hakkında net karar verilemediğinin bir göstergesidir.  
*Bu yazı, yazarın bağlı bulunduğu kurumun görüşlerinden ve düşüncelerinden bağımsızdır.

[1] Resmi olarak: Brezilya, Arjantin, Hindistan, Çin, Paraguay, G. Afrika, Pakistan, Uruguay, Bolivya, Filipinler, Burkina Faso, Myanmar, Meksika, Kolombiya, Sudan, Şili, Honduras, Küba, Kosta Rika, ABD, Kanada, Avustralya, İspanya, Portekiz, Çek Cumhuriyeti, Romanya ve Slovakya
[2] Kaynak: FAO, GDO’lu ürünün uluslararası gıda ve yem ticaretindeki anket sonuçları, mart 2014
http://apelasyon.com/Yazi/75-gdo-ve-turkiye

GDO Yönetmeliği
Müziği sevmeyenimiz pek yoktur. Dini duyguları ortaya çıkaran müziğin adı
Sıradaki Haber Tasavvuf Müziği Nedir ?