Güneşin zararlı etkilerden korunmak için kullandığımız güneş kremlerinin içindeki maddelere, cildimize uygun olup olmadığına bakmamız gerekiyor
Yaz deyince hepimizin aklına deniz, havuz, kum ve güneşlenmek geliyor tabii ki. Fakat birçoğumuz güneş kremi almaya gittiğimizde hangisini almamız gerektiğinin bilincinde değiliz. Peki, güneş kremimizi neye göre nasıl seçmeliyiz?
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Profesör Doktor Server Serdaroğlu, güneşin zararlı etkilerinden korunmak için kullanılan güneş kremlerinin, suya dayanıklı, deri tipine göre koruma faktörüne sahip olması ve paraben içermemesi gerektiğini söylüyor.
Mineral filtreli güneş koruma ürünleri tercih etmemizin daha uygun olacağını belirten doktor Serdaroğlu, “Kullanılan güneş kreminin cilt tipine uyumlu olması gerekiyor. Yağlı, kuru ciltler ya da çocuk cildine uygun ürünler farklılık gösteriyor. Bu ürünlerin suya dayanıklı, deri tipinize göre koruma faktörüne sahip olması ve paraben ( ilaç ve kozmetik sektöründe kullanılan koruyucu bir kimyasal madde) içermemesine dikkat edilmelidir” diye konuştu.
2 saatte bir tekrar edin
Serdaroğlu, çocuklar için de birçok güneş koruma ürünü bulunduğunu belirterek, güneş koruyucular kullanılırken güneşe çıkmadan en az 15 dakika önce sürülmesi, güneş altında bulunulan süreçte 2 saatte bir koruyucunun tekrar uygulanması ve su ile temastan sonra sürme işleminin yinelenmesi gerektiğine dikkati çekti.
Yanlış krem kullanımının sebep oldukları
Cildinde hassasiyet taşıyan kişilerin güneşlenme sonrası mutlaka deri yapısına göre bir nemlendiriciyi kullanması ve bol su içmesi gerektiğini vurgulayan Serdaroğlu, yanlış güneş kremlerinin yol açabileceği hasarlara ilişkin şu bilgileri verdi: Öncelikle bronzlaşmak amacıyla güneşlenme sonucunda kısa süreli etki olarak yanık oluşumu gelişebilir. Güneş ışınlarının en yoğun olduğu 10.00 ila 16.00 arasında güneşlenilmemeli ve en az 30 faktör içeren güneş koruyucu ürünler ile korunma sağlanmalıdır.
Bunun dışında bazı bakteriyel ve başta uçuk olmak üzere birçok viral infeksiyonda (Viruslerin etken olduğu durumlarda genellikle hafif ateş, öksürük, burun akıntısı, iştahsızlık, kırgınlık gibi yakınmalar olduğu hastalık) alevlenme yapabilir. Yıllar süren uzun süreli güneş teması ise hiç istemediğimiz ve bazen geri dönüşü olmayan etkilere neden olur. Öncelikle deri yaşlanma sürecini hızlandırır. Deride kırışıklık, lekelenme ve elastikiyet kaybının daha yoğun olmasına neden olur.
Daha ileri aşamalarda deri kanserlerine neden olabilir. Bu kanserler arasında mevcut benlerimizin kötüleşmesi yoluyla ya da yeni oluşan bir benimizin şekil değiştirip kötü gidiş göstermesi ile tanımlanabilecek ‘malin melanom’ ((kötü huylu) bir kanser türüdür)da bulunur. Bazı kanser tipleri yavaş ilerlediğinden, hastanın da ihmal etmesi sonucu kozmetik olarak kötü sonuçların oluşacağı cerrahi müdahalelerin yapılması gerekebilir.”