Botanik biliminde Latince bir ismi olan öküz gözü bitkisinin asıl ismi “arnica montana”dır. Papatyayı andıran sarı renkli bu çiçeğin Türklerce söylenen bir diğer ismi de “dağ kestanesi”dir. Dağların yüksek kesimlerinde, kuru yapıdaki çayırlarda veya yüksek rakımdaki ovalarda yetişebilen bu çiçeğin her bir parçası (gövdesi, çiçeği, kökü, yaprakları) ayrı ayrı şifa kaynağı olarak farklı alanlarda ilaç görevi görmesi için kullanılır.
Bu çiçeğin kullanımıyla birlikte iç kanama riskleri azaltılmakta, idrar sökülebilmekte, ter atılabilmekte, mide ülserinden kaynaklı ağrılar azalmakta, böbrek taşı daha rahat düşürülmekte ve safra çıkarma durumunda çok daha rahat edilmektedir.
Bunun dışında çiçeğin sadece yaprakları kullanılarak Gut hastalığının tedavisinde doğal yollarla aşama atlanabilir, sinir sistemiyle alakalı hastalıklar atlatılabilir, yaralanmaların ve damar tıkanıklıklarının yarattığı sıkıntıların önüne geçilebilir veya sportif alanlardan kaynaklanan herhangi bir yaralanma veya ezilme durumları bulunuyorsa bu durumların doğal olarak tedavi süreci atlatılabilmektedir.
Öküz gözünün kullanımında mutlaka bir doktor tavsiyesine danışılması gerekmektedir. Çünkü çok hızlı etki eden bir bitki türü olduğundan kontrolsüz kullanımı kötü sonuçlar doğurabilmektedir. Bademcik iltihabı oluştuğunda veya boğmaca hastalığı geçirildiğinde, bir bardak miktarındaki kaynamış haldeki suya on gram miktarındaki öküz gözü eklenerek yarım saat boyunca beklemeye bırakılır. Bu karışımın bu tip durumlarda günde üçer defa birer bardak olmak üzere tüketilmesi önerilmektedir.
Açık yaralara doğal bir etki yaratılmak isteniyorsa da, öküz gözü bitkisi haşlanarak suyu çıkartılır ve bu su yaraların üzerine hafifçe sürülerek uygulanır. Aynı şekilde su kan akışı olan yaralara kanı daha hızlı durdurabilmesi adına da uygulanabilmektedir.