Örf Nedir, Örf sözlük anlamı nedir, Örf hakkında bilgi.
Örf, sözlükte, tanınan, bilinen iyi anlamlarına gelir. Gönülden verilen şeylere, cömertliğe, peş peşe gelmeye de örf denmektedir. Terim olarak örf, “akla dayalı olarak ruhlarda yerleşen ve selim tabiatlara uygun düşen söz ve davranışlardır” diye tarif edilmiştir. Bazen örf ve âdet birbirlerinin yerine kullanılmaktadır.
“Müslümanların güzel gördükleri, Allah katında da güzeldir; Müslümanların çirkin gördükleri, Allah katında da çirkindir” anlamında nakledilen hadis, örf konusunda başlıca delil olarak zikredilmekle birlikte İslam bilginleri, gerek Hz. Peygamber’e isnadı gerekse örfe delâleti bakımından bu hadise ciddî itirazlarda bulunmuşlardır. Buna göre, Kur’an ve Sünnet ‘in doğrudan doğruya ve açık bir şekilde örfü müstakil bir kaynak olarak kabul ettiğini söylemek mümkün değildir.
Şu var ki, Kur’an ve Sünnet ‘in, insan ruhu üzerinde güçlü tesirlere sahip birer sosyal realite olan örf kaidelerine kayıtsız kaldığı ve onlara hiçbir değer atfetmediği söylenemez. Aksine, bizzat Hz. Peygamber İslâm esaslarıyla çatışmayan birçok örf kaidesinin varlığının korumasına müsaade etmiştir. Kur’an, örflere körü körüne uyulmasını tenkit ederken, bu sosyal realitelerin toplum üzerindeki etkilerini ve önemini ifade etmekte, hiçbir kayda tabi tutulmadan akıl ve din esasları süzgecinden geçirmeden bunları benimsemenin tehlikelerini hatırlatmaktadır.
Kur’an ve Sünnet ‘in bu genel prensiplerini çok iyi kavramış bulunan Sahabe ve Tabiun, İslam esaslarıyla çatışmayan örfe, uygulamalarında çok üstün bir mevki tanımışlardır. Mesela: Hz. Ömer zamanında, aralarındaki bir ihtilaf üzerine kadı Şurayh’a başvuran gazaller (iplik bükücüler), “bizim sünnetimiz (örfümüz) şöyle şöyledir” deyince, Şurayh onlara “kendi aranızda sizin sünnetiniz (örfünüz) dikkate alınır” cevabını vermiştir. Kısacası, İslam hukukçularınca değerlendirilen örf, İslâm hukukunun fiilen ilk sıradaki kaynakları arasında yer almıştır.
İslam hukukçuları tarafından örf, değişik açılardan taksimlere tâbi tutulmuştur. Geçerlilik açısından yapılan taksime göre, naslara aykırı olmayan maslahata uygun ve kötülük celbetmeyen örfe “sahih örf”, böyle olmayan örfe “fasid örf” denmektedir. Yayıldığı muhit açısından örf iki kısma ayrılır: Bütün İslâm beldelerinde yaygın olan ve umum için bağlayıcı sayı lan örfe “örf-iamm” belli bir belde veya zanaat çevresine mahsus olan ve bağlayıcılığı sınırlı bulunan örfe “örf-i hass” denir. Bir de örfün yapısı açısından taksim vardır ki, sözlerle ilgili olanına “örf-i lâfzî”, davranışlarla ilgili olanına “örf-i amelî” denmektedir.
Fıkıh usulü eserlerinde ayrı bir kaynak olarak geniş işlenmemekle birlikte, örf fıkıh eserlerinde hâkim bir mevki tutmakta, nasların ve irade beyanlarının yorumunda ve hatta kıyasta yardımcı bir role sahip bulunmakta, rey içtihadında ve hâkimin delilleri takdirinde önemli vazifeler görmektedir.