Ramazan orucunun başlamasıyla birlikte İstanbul ilinde bulunan Oruç Baba olarak bilinen kişi eski yıllarda yaşayan, çok fakir olduğu halde ibadetini aksatmadan yaptığı, fakir olduğundan dolayı ramazan ayında iftarlık ve sahurluk yiyeceğinin az olduğu orucunu tutup iftarını da bir parça kuru ekmek ve sirkeyle açan bir derviş olduğu söylenmektedir. Başka bir inanışa göre de Oruç Baba, 1453 yılında İstanbul kuşatmasında savaşan bir asker olduğu ve askerlere su ve yemek götürmekli görevli olan Oruç Baba’nın, su kıtlığında bile askerlere su dağıtmayı sürdürmesi nedeniyle, “baba” lakabının da buradan geldiğine inanılmakta olduğu söylenmektedir.
İstanbul Fatih Şehremini’deki Oruç Baba Türbesi, Ramazan ayının ilk gününden itibaren dileklerinin gerçekleşeceğine inanan insanlar tarafından ziyaret edilmekte ve bu zamanlarda oldukça kalabalık olan Oruç Baba türbesinde, Ramazan ayının ilk ve son günlerinde şeker, zeytin, sirke ve ekmek gibi bereketi temsil ettiği düşünülen yiyeceklerle oruç açılır ve herkes birbirine bunları dağıtmaktadır. Buradaki amaç bereket getirmesidir. Ramazan ayının ilk iftarını Oruç Baba Türbesinde yapanların dileklerinin gerçekleşeceğine inanılır. Bu düşünceyle türbeye gelen kişiler sirke ve ellerindeki bir parça ekmekle iftar yaptıktan sonra Oruç Baba’nın ruhuna Fatiha okuyarak onun yüzü suyu hürmetine isteklerini bildirip Allah’a dua ederler.
İslam alimlerine göre türbe ziyaretlerinde asıl amaç, ibret almak olmalıdır. Türbelerde yapılan dua ve dileklerin sadece Allah’tan istenmesi gerektiğini söyleyen alimler, türbedeki kişiden medet ummak Allah’a ortak koşmak sayılacağını ifade etmişlerdir. Dua edilirken türbedeki kişinin isminin anılması, onun hürmetine diye dua edilmesini daha uygun bulunmuştur.