Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Ozon tabakası neden delinir?

Ozon niye deliniyor? Atmosferde bulunan ozon tabakası çeşitli etkiler sonucu

Ozon niye deliniyor?

Atmosferde bulunan ozon tabakası çeşitli etkiler sonucu incelmektedir bu incelme delinme olarak adlandırılıyor. Ozon tabakasındaki incelmenin sebebi kloroflorokarbonlar (CFC) dır.

Ozon molekülleri atmosferde bulundukları yere göre farklı karakteristik özellikler gösterirler. Stratosfer tabakasındaki ozon canlılar için yararlı olup, buna karşılık dünya yüzeyine yakın atmosfer tabakasında (troposferde) bulunan %10 oranındaki ozonun yıkıcı etkisi bulunmaktadır. rnrnAtmosferdeki diğer moleküllerle reaksiyona giren ozonun, bitki ve hayvanların canlı dokularına çeşitli zararları bulunmaktadır. Atmosferdeki ozonun yaklaşık %90’ı yeryüzünden itibaren 10-40 km. arası yükseklikte ve stratosfer tabakasında bulunur. Bu bölgedeki ozonun özelliği; tüm canlı varlıkları, doğal kaynakları ve tarımsal ürünleri olumsuz yönde etkileyen ultraviole (UV) ışınlarını absorbe etmesidir. Ozon yoğunluğunun ultraviole ışınlarını tutma görevini yapamayacak kadar azalması, “ozon tabakasının delinmesi” olarak adlandırılmaktadır. Ozon tabakasının incelmesi sonucunda; UV-b radyasyonu artmakta ve insanların bağışıklık sistemleri zarar görmekte, görme bozukluğuna ve deri kanserine yol açmaktadır. rnrnOzon tabakasının incelmesine sebep olan ve kloroflorokarbon ihtiva eden maddelerin başında klor türevleri, plastik köpükler (strafor), spreyler, aerasoller ve yangın söndürücüler gelmektedir. rnhttp://www.cevreorman.gov.tr/hava_04.htm

Difüzyon diye bir sey varsa ozon tabakasi niye deliniyor?rnSoruyu Soran: MANOLYArnSoruya verilen cevaplar:rnCevaplayan: karadelikrnozon tabakasını delen maddeler kloroflorokarbon denilen son derece uçuçu olan bir maddedir. bunlar atmosferde birikir ve ozon tabakasındaki (O3 :3 tane oksijen yani) oksijenle birleşerek onların diğer oksijenlerle birleşerek ozon oluşturmasını engelliyorlar. burada difozyon işe yaramıyor. çünkü bunlar bileşik oluşturdukları için yeni bir madde oluşuyor.bu uçuçu bir madde olduğu için dünyaya inmiyor. burada difizyondan daha kuvvetli etkenlerde işin içine giriyor tabi. sıcaklık farklıkları, rüzgarların esme yönü… gibi.tüm bu sebeblerden dolayı ozon delinmeye devam ediyor.lütfen saç spreyi ve benzerlerini az kullanın veya ozonla dost yazısı olup olmadığına kontrol edin.ayrıca bitmiş akü,tv tüpü gibi elektronik eşyalardanda bu zaralı kimyasal gazlar ortaya çıkıyor.ozon bizim için çok önemli.lütfen onu koruyalım.rnkendimi çok sosyal gördüm yavv:D rnrnOzon tabakasını hangi maddeler deler?rnSoruyu Soran: OzonrnSoruya verilen cevaplar:rnrnCevaplayan: karadelikrnozon tabakasını bir carbon bileşiği olan, plastikten köpüğe ve buzdolaplarından motorlu taşıtların klima cihazlarına, parfüm ve deodorant gibi spreylerde ve bitmiş bataryalardan salınan (akü vb.), kloroflorokarbon adı verilen bir gaz bileşiği deler.

Ayrıntılı bilgi için:  ozon tabakası delinme nedeni Vikipedia

Ozon Tabakasının Delinmesi Ne Demektir? Ozon Tabaksının Delinmesi Ne Gibi Etkileri

OZON NEDİR?

Renksiz, keskin kokulu bir gaz olan Ozon aynı zamanda oksijenin kimyasal bir kuzenidir. Oksijen atmosferde; oksijen atomu (O), oksijen molekülü (O2) ve ozon (O3) olarak üç değişik biçimde bulunur ve ozon normal oksijenden daha az kararlıdır.
Yüksek enerjiye sahip güneş ışınlarının normal oksijen moleküllerine (O2) çarpmasıyla ortaya çıkan oksijen atomlarının (O) diğer oksijen molekülleriyle (O2) birleşmesi sonucunda ozon (O3) meydana gelir.

OZON TABAKASININ DELİNMESİ

Ozon tabakasındaki delikten bahsedildiğini şu veya bu şekilde duymuşsunuzdur. Aslına bakarsanız ozon “deliği” terimi, ozon moleküllerinin tamamen yok olmasını değil onların büyük ölçüde ve hızla azalmasını ifade etmektedir. Sonuçta ozon tabakasında ciddi boyutlarda bir incelme söz konusudur. Bu yüzden dünyanın neresinde olursanız olun gerçek bir delik göremeyeceksinizdir.
1985 yılında İngiliz bilim adamları Antarktik Kıtası üzerindeki ozon tabakasındaki aşırı incelmeyi veya “deliği” keşfettiklerini açıklayarak herkesi şaşırttılar. Aynı grup Eylül ve Kasım ayı ortalarına kadar uzanan bir periyot için Halley Bay (Antarktika) üzerindeki ozon konsantrasyonunun 1980’lerdeki seviyesinden %40 daha az olduğunu buldular. Yine bilim adamlarının yoğun çalışmaları ve dikkatli ölçümleri neticesinde, incelmenin 1970’lerin sonlarında şekillenmeye başladığı sonucuna varıldı. Ozon tabakasındaki incelme giderek daha geniş bir alan üzerine yayılmaktadır, yani Antarktik Kıtası’ndan daha öteye Güney Amerika’nın ucuna dek erişmektedir. İlk keşfedildiğinde Eylül-Ekim olmak üzere iki aylık bir periyotta görülürken günümüzde deliğin (incelmenin) varlığının Eylül-Aralık ayları arasında daha uzun bir periyotta devam ettiği görülmektedir.
Antarktik ozon deliğinin keşfinden sonra bilim adamları Arktik’teki ozon seviyesinde, Güney Kutbu üzerindekinden çok daha az miktarda olmakla beraber, yine de önemli sayılabilecek azalmalara dair ip uçları buldular. Her yıl düzenli olarak beliren ve gittikçe büyüyen Antarktik ozon deliğine benzemeyen Kuzey Kutbu üzerindeki ozon kaybı çok daha değişkendir.

Bölgesel olarak ozon tükenmesi enlem ve yılın mevsimlerine göre değişir. Kuzey yarımkürede ozon incelmesi kışın sonlarında ve baharın başlarında en büyüktür. Bu zamanlarda ozon kaybı uzun süreli ortalamaları hatırı sayılır oranda aşabilmektedir.
• Ozondaki ciddi tükenme Güney Kutbu üzerinde görülürken, ılımlı alanlarda daha az miktarlarda ve çok daha az miktarlarda da tropiklerde tükenme gözlemlenmektedir. Bu, ozon tabakasının doğal olarak kutuplarda daha kalın ve tropiklerde daha ince olmasından dolayı bir anlamda şanstır.
OZONUN TABAKASININ DELİNMESİNİN YERYÜZÜNE ETKİLERİ

Ozon tükenmesinin bir sonucu olarak dünyaya erişen ek UV-B radyasyon, en basit tek hücreli bitkilerden böceklere, balıklara, kuşlara ve memeli hayvanlara kadar insanlar da dahil bütün canlılar üzerinde zararlı etkilere sahip olabilir.

İnsanlar Üzerindeki Etkileri : Ultraviyole (UV) radyasyonun cilt kanseri de dahil pekçok insan sağlığı problemleriyle bağıntılı olduğu bilinmektedir. Cilt kanserinin ana sebebi çok fazla güneş ışığıdır. Güneş yanığı bir sağlık belirtisi olmadığı gibi 18 yaşından önceki birkaç ciddi güneş yanığı daha sonraki yaşam sürecinde cilt kanserinin gelişme şanşını önemli ölçüde arttırır. Açık tenli, açık renk saçlı kişiler cilt kanserine yakalanmakta en yüksek riske sahip olmalarına rağmen; tüm cilt tipleri için risk, daha çok UV-B radyasyona maruz kalmakla artar.
Güneşin yakıcı ışınları gözlere de zarar verebilir. Deliller uzun süreli güneş ışınlarına maruz kalmanın görmeyi azaltan ve sürekli körlüğün başlıca nedeni olan, gözbebeklerini örten kataraktı başlattığını göstermektedir. Ozon tabakasındaki %10’luk sürekli azalma sonucunda küresel olarak her yıl yaklaşık iki milyon yeni katarakt vakasının ortaya çıkacağı tahmin edilmektedir. Izdırap veren, fakat genellikle tedrici görüş kaybı olan kar körlüğüne de UV ışınları neden olmaktadır.
Artan UV-B’ye maruz kalmak insanların bağışıklık sistemini zayıflatır ve bu da vücutlarımızı enfeksiyon hastalıklarına karşı çok daha hassas hale getirmektedir.
Bitkiler Üzerindeki Etkileri: Aşırı UV-B, hemen hemen bütün yeşil bitkilerin büyüme süreçlerine mani olur. Küresel ozon kayıplarının bitki türlerindeki zayiatları başlatabileceği endişesi vardır ve bunun sonucu küresel yiyecek stoklarının azalması olacaktır.
Buğday, pirinç, mısır ve soya fasulyesi gibi dünyadaki temel gıda ürünlerinden çoğu da dahil olmak üzere pekçok tarımsal ürün güneşin yakıcı ışınlarına karşı duyarlıdırlar. Deneyler yiyecek üretiminin, dünyaya ulaşan UV-B radyasyondaki her %1’lik artışla %1 oranında azalabileceğini göstermektedir.
Nitrojen kullanan bitkilerin gelişimleri, artan UV-B radyasyon tarafından bozulur. Çok pahalı aşılama yöntemleri bazı kayıpları telafi etmeye yardım ederken, toprağın verimliliği ciddi olarak azalır.
Bitki türlerindeki herhangi önemli bir kayıp, diğer türler ve ekosistemler üzerinde bir etkiye sahip olacaktır. Bitkiler başlıca oksijen üreticisidirler ve karbondioksid için başlıca depo yeridirler. Onlar hem toprak erozyonunu ve hem de su kaybını önlerler.
Ormancılık alanında da artan UV-B radyasyonun özellikle fidelerden bitki yetiştirmeyi olumsuz yönde etkilediğini yapılan araştırmaların sonuçları göstermiştir.
Hayvanlar Üzerindeki Etkileri : Çoğu hayvan türleri UV-B’ye karşı kalın derileri ve deri pigmentasyonu nedeniyle insanlara nazaran çok daha fazla korunmaya sahip olmalarına rağmen bazıları artan UV-B’den etkilenebilirler. UV-B evcil hayvanlarda insanlarda görülenlere benzer kanserlere neden olur. Gözler ve vücudun UV’ye maruz kalan pigmentsiz kısımları çok daha fazla risk altındadırlar. Cilt tümörleri; inekler, keçiler, koyunlar, kediler ve köpeklerde ve göz tümörleri; atlarda, koyunlarda, domuzlarda ve sığırlarda gözlenmektedir.

Endüstriyel Materyaller Üzerindeki Etkileri : UV ışınlara maruz kalmak başta plastik olmak üzere belirli endüstriyel materyallere zarar verebilir. UV’deki en ufak bir artma bu materyallerin dayanıklılığını azaltır ve kullanım ömürlerini kısaltır. Plastik; stadyum koltukları, halatlar, evlerin cepheleri ve seraların üzerindeki şeffaf örtü de dahil pekçok değişik amaç için dış dünyada kullanılmaktadır. Bunlar üzerindeki UV zararları kolaylıkla görülebilir. Örneğin; dış yüzeylerdeki plastik kolaylıkla kırılabilir, sararır ve zamanla çatlaklar oluşur.
Hava Kirliliğinin Artması: Uv ışınların yüksek miktarları; havada bulunan kirleticiler arasındaki kimyasal reaksiyonları hızlandırarak kentsel hava kirliliğinde bir artışa neden olabilir. Birçok kırsal alan, aşağı seviye rüzgarlarıyla şehirler ve endüstriyel alanlardan taşınan kirleticilerden en az kentler kadar etkilenebilmektedirler. Kentsel duman ve yer seviyesindeki ozon, kaynaktan uzak mesafelerdeki ormanlara ve tarlalara da zarar verebilir. Artan hava kirliliği özellikle astım hastaları ve yaşlılara ciddi zararlar verebilir.

Arı sütü işçi anlar tarafından Hani maddesi nektar ve polen
Sıradaki Haber Arı Sütü Nedir? Faydaları Nelerdir?