PAMUK TARIMI

Pamuk TANIMI VE ÖNEMİ Pamuk gerçekte çok yıllık tropik bir bitkidir. 80-120 cm boyunda dik gövdeli, odun ve meyve dalları ayrı olan ve 180cm’ye kadar inen kazık kökü vardır. Çeşit özelliğine göre pamuk yaprakları, geniş ayalıdan, ince uzun, derin oymalı şekle kadar değişebilir. Uzun bir çiçeklenme ve hasat devresi olan çalısal bir görünüm arz eden […]

Pamuk TANIMI VE ÖNEMİ

Pamuk gerçekte çok yıllık tropik bir bitkidir. 80-120 cm boyunda dik gövdeli, odun ve meyve dalları ayrı olan ve 180cm’ye kadar inen kazık kökü vardır. Çeşit özelliğine göre pamuk yaprakları, geniş ayalıdan, ince uzun, derin oymalı şekle kadar değişebilir. Uzun bir çiçeklenme ve hasat devresi olan çalısal bir görünüm arz eden pamuğun tarımı, tak yıllık bir bitki olarak yapılır. İnsanların giyim kuşamlarında kullandıkları kumaşların çoğu pamuk lifinden yapılmaktadır. Pamuk yalnız tekstil sanayine değil, çiğit adı verilen pamuk tohumlarının %17-24 yağ ihtiva etmeleri nedeniyle, bitkisel yağ sanayiinde de ham madde sağlamaktadır. İnsan yaşamındaki yeri ve faydaları nedeniyle pamuk gerek dünya ve gerekse Türkiye ekonomisinde önemli bir yere sahiptir.1997 istatistiklerine göre bölgemizde 265.228 ha alana pamuk ekimi yapılmış ve alandan yaklaşık 800.000 ton kütlü pamuk elde edilmiştir.

İKLİM VE TOPRAK İSTEĞİ

İklim İsteği

Pamuk sıcağı seven, 32 ºC Güney ve 47 ºC Kuzey enlemleri arasında kuru ve sulu şartlarda yetiştirilen bir bitkidir. 120-200 güne kadar değişebilen büyüme devresinin “don” suz geçmesini ister. Ortalama ısısının 15.5 ºC den aşağı olduğu yerlerde pamuk yetişmez. Pamuğun ısı isteği gelişim devrelerine göre farklı farklıdır. Sıcaklığın artması pamukta su ihtiyacını da arttırılır. Büyüme devresi yağış düşmezse, bitkinin su ihtiyacı sulama yapılarak karşılanır.

Toprak İsteği

Toprak isteği bakımından kanaatkar bir görünüm arzeden pamuk süzek ve alüvyal topraklarda çok iyi yetişirse de rutubet ve sıcaklığın elverişli olduğu PH’SI 6.5-7.5 olan orta dereceli (tuzsuz) topraklarda da yetişir.

YETİŞTİRME TEKNİĞİ

Ekim Nöbeti

Pamuk tarımında ekim nöbeti mutlaka gereklidir. Pamuk ekilmeyen seneler tarlada bulunacak diğer bitki çeşidinden, pamuk seviyesinde bir gelir sağlayabilme, kış yağışları ve toprağın iyi tesviye edilmemesi gibi nedenlerle ekim nöbeti güçleşmektedir.

Bölgenin iklimine, toprak ve pazar durumuna göre pamukla ekim nöbetine göre, hububat, baklagiller, yerfıstığı, patates, mısır, çeltik ve yem bitkilerinden bir veya ikisi girebilir.

Bölgemizde GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı’nın 1993-1996 yılları arasında Şanlıurfa Koruklu Tarımsal Araştırma İstasyonunda “GAP Bölgesinde Sulu Koşullarında Uygulanabilecek Ekim Nöbeti Sistemleri” kapsamında yaptırmış olduğu araştırma sonuçlarına göre; Arpa + Sorgum / Pamuk; Buğday + Sorgum / Pamuk; Buğday + Mısır / Pamuk sistemlerinin sürekli pamuk sistemlerinden daha ümitvar olduğu, pamuğun kendisine iyi bir ön bitki olmadığı saptanmıştır.

Çeşit

Köy Hizmetleri Şanlıurfa Araştırma Enstitüsü ve Bölgemizde GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı’nın 1987-1992 yılları arasında Şanlıurfa Koruklu Tarımsal Araştırma İstasyonunda “GAP Bölgesinde Yüksek Verimli, Lif Teknolojik Özellikleri Üstün Pamuk Çeşitlerinin Saptanması” kapsamında araştırmalar sonucunda verim yönünden üstün olan Stoneville 506, Sayar-314 ve Mc Nair çeşitlerinin başta Harran Ovası olmak üzere bölgede çok iyi uyum sağladığı görülmüştür.

Sayar-314: Yaprakları koyu yeşil ve geniş ayalıdır. Elmalar sivri konik olup, hafif gagalıdır. Lif uzunluğu 29-30 mm, lif mukavemeti 77-80 bin pound, çırçır randımanı %39-41 orta erkencidir. Verimi oldukça iyi bir çeşittir.

Mc Nair-612: Oldukça erkenci, kısmen bodur tiplerdir. Kozaları iri (5-6 gr) çırçır randımanı %41, lif uzunluğu fazla (30.5 mm) olan oldukça verimli bir çeşittir. Solgunluk hastalığına nisbeten dayanıklıdır. Verim dekara 300 kg dır.

Toprak Hazırlığı

Toprak 25-30 cm lik derin sürüm ile alt üst yapılır. Derin sürüm, derin köklü yabani otların imhasının, bitki artıklarının gömülüp organik madde oluşturmasını, toprağın gözenekliğinin ve su tutma kabiliyetinin artmasını, havalanmasını, mikroorganizma faaliyetlerinin çoğalmasını ve müteakip toprak işlemelerinin kolaylıkla yapılmasını sağlar. Pamukta gerekli toprak hazırlığı bir yıl önce yetiştirilen ön bitkinin çeşidine göre farklı şekilde yapılır.

Buğday hasadından sonra tarla hazırlığı: Buğday hasadını takiben tarla, anız tavında iken derin sürüm yapılır. Derin sürümü takiben sonbaharda düşen ilk yağıştan sonra toprak tava geldiğinde, goble ve diskaro ile 10-15 cm derinlikte sürüm yapılır. Tavda yapılan bu sürüm arta kalan kesekleri parçalayıp dağıtır ve kış devresinde oluşan otları imha eder. Bu işlemi takiben tarlaya iyi bir tohum yatağı hazırlamak için 2-3 tapan çekilerek toprak bastırılır ve mibzerle ekime başlanır.

Pamuk hasadından sonra tarla hazırlığı : Pamuk hasadını takiben pamuk bitkileri sapkeserle küçük parçalara ayrılır ve tarla 25-30 cm derinlikle sürülür. Tohum ekimine kadar yapılan diğer uygulamalar buğdayı takiben yapılan tarla hazırlığının aynısıdır.

Ekim

En uygun ekim zamanını şöyle ifade edebiliriz. İyi hazırlanmış normal tavlı bir toprakta sabah saat 08’de tohum yatağındaki toprak ısısı 15 ºC’ye ulaşmış ve hava şartlarının 4-5 gün daha normal seyredeceği hava tahmin raporunda belirtiliyorsa ekim hemen yapılmalıdır. Pamuk ekim devresi 20 Nisan – 15 Mayıs arasıdır.

Pamukta ekim genellikle mibzerle sıraya ekim yapılır. Bölgemizde genellikle sıra arası 60-80 cm bırakılır. Çapalama ve bakım işleri traktörle yapılacaksa 65-70 cm, hayvanla yapılacaksa 50-60 cm bırakılmalıdır. Dekara 5-6 kg tohum, ekim için yeterlidir. Pamuk tohumu derine ekilmez. İdeal ekim derinliği 4-5 cm arasındadır. Eğer fazla derine ekim yapılırsa çimlenme azalır. Hafif topraklarda tav çabuk kaybolduğundan derine, ağır topraklarda yüzeye yakın ekim yapılır.

Gübreleme

Pamuktan arzulanan yüksek verimin alınması için dengeli ve yeterli bir gübreleme yapılması şarttır.

Kimyevi (sun’i) Gübre: Bünyesinde organik madde ihtiva etmeyen sıvı veya granül haldeki yapay gübrelerdir. Bunların en önemlileri sırasıyla şunlardır:

Azotlu Gübre: Azot zamanında ve gereken dozlarda toprağa verilirse pamuğun verim ve kalitesini arttırır. Azot eksik olursa pamuk boylanmaz, dallanma azalır, çiçek ve meyve adedinde düşüş olur. Bitki açık yeşil bir renk alır ve yapraklarda damarların arası sararır. Toprak tahlili yaptırılarak gübrelemenin yapılması gerekir. Genellikle dekara 30 kg, 20-20’lik kompoze gübre kombine pamuk mibzeriyle ekimle banta verilmelidir. Bu şekilde pamuk için gerekli olan fosforlu olan (taban) gübrenin tamamı ve azotlu (üst) gübrenin yarısı verilmiş olur. Daha sonra azotlu gübrenin ikinci yarısı birinci sudan önce tarlaya serpilmeli ve çapa ile hafifçe toprağa karıştırılmalıdır. Üst gübre olarak amonyum nitrat (%26) kullanılırsa, dekara 27 kg, Amonyum Sülfat kullanılırsa 33 kg/da, üre kullanılıyorsa 15 kg/da verilmelidir.

Fosforlu Gübre: Pamukta çiçeklenmeyi sağlayan fosfor, toprak tarafından tutulduğundan yıkanma tehlikesi yoktur. Bitkinin fosfor ihtiyacı toz veya granül yada triple haldeki fosforlu gübrelerden biri dekara 7 kg saf madde olarak verilmelidir.

Sulama

Pamuktan bol ve kaliteli bir ürün almak için sulamanın çok dikkatli yapılması lazımdır. Bunun içinde bitki ve toprak özelliklerinin, sulama zamanının, sulama aralığının, bir sulamada verilecek su miktarının ve sulama yönteminin bilinmesi gerekir.

Bitki Özelliği: Pamukta kök sistemi 180 cm’ye kadar iner, ancak saçak kök gelişimi 20-60 cm derinlikteki toprak tabakasında olur. Bitki mevsim boyunca ihtiyaç duyduğu suyun %55-60’ını ilk 60 cm derinlikteki toprak tabakasından alır. Kök sistemi bitki gelişmesine paralel olarak arttığından dolayı, verilecek su miktarı, ilk devrelerde az olup, daha sonraları artış gösterir. Genelde pamuğun etkili kök derinliği 90 cm olarak alınır.

Toprak Özelliği: Sulama yaparken toprak yapısının bilinmesi gerekir. Toprağın geçirgenliği, su tutma kapasitesi, arazinin tesviyesi ve meyil durumu, yapılacak sulamada, sulama süresi ile verilecek su miktarına doğrudan etki eder.

Sulama Zamanının Tespiti: Pamukta erken yapılan bir sulama, bitkinin ve getatif gelişmesini teşvik eder. Tarak ve çiçek oluşumunu azaltır. Hatta olumsuz derecede silkme meydana gelir. Sulamanın gecikmesi bitki gelişmesini durdurur, tarak, çiçek ve elma silkmesini arttırır. Bitkinin görünümüne bakılarak sulama zamanı şöyle tespit edilebilir. Bitki gelişmesi yavaşlar, olgun yapraklar kirli, koyu yeşil renk alır, yeni sürgünler cansız açık yeşil renkli görünür. Yaprak ısısı artar, çiçek adedi azalır, gövdedeki kırmızılık tepe tomurcuğuna 6-7 cm’ye kadar yaklaşır ve yapraklardaki pörsüme sabah vakti de görülmeye başlar. Bu durumda sulamaya başlamak gerekir.

Sulama Aralığı ve Sulama Sayısının Tespiti: Pamuğa, Bölgemiz koşullarında, ilk su ekimden 40-45 gün sonra, son su ise Ağustos ayının son haftasında veya en geç Eylül ayının ilk haftasında verilmelidir. Buna göre pamuk; Haziran ayında 10 gün arayla 3 defa, Temmuz ve Ağustos aylarında 8 gün arayla 4’er defa olmak üzere toplam 11 defa sulanmalıdır. Suyun kıt olduğu yerlerde mevsim boyunca 10 gün arayla toplam 9 defa sulama yapılabilir.

Pamukta İlk ve Son Sulama Zamanlarının Tespiti: Pamukta ilk ve son su çok önemlidir. İlk suyu çok geciktirmek doğru değildir. Bitkinin hızlı büyüdüğü bu devrede toprakta yeterli nem yoksa kökler gelişmez.

Sonraki sulamalar ne kadar zamanında yapılırsa yapılsın ilk sulamadaki gecikmenin kütlü verimine olumsuz etkisi önlenemez. Bölgemizde ilk sulama, birkaç defa çapa yapılarak mümkün olduğu kadar geciktirilmeli ve ekimden 40-45 gün sonra yapılmalıdır. Bu devre genellikle Haziran başına rastlamaktadır. Kozaların olgunlaşma döneminde yapılacak sulamaların da ayrı bir önemi vardır. Bu dönemdeki sulamalar bitkinin yeşil aksamının gelişmesini arttırmayacak, fakat kozaları besleyecek ölçüde olmalıdır. Son sulama zamanında yapılmaz ve ileri tarihlere kadar sulamaya devem edilirse yaprak ve çiçek gelişmesi teşvik edilmiş olur, bu da kozaların geç açmasına neden olur. Son suyun erken kesilmesi ise kozaların küçük kalmasına ve erken açılmasına neden olacaktır. Pamukta sulamaya kozaların %10’u açtığında son vermek gerekir. Bölgemizde bu tarih Eylül ayının başına rastlamaktadır. Pamuk sulamasında 0-90 cm’lik toprak derinliğinin doyurulması gerekmektedir. Bölgemiz koşullarında sulama tesis maliyeti göz önüne alındığında, pamukta damla ve yağmurlama sulamaya göre en uygun sulama metodu karık usulü sulama metodudur.

Bakım

Pamuk tarımında ekimden sonra bazı bakım işleri vardır. Bunlar şöyle sıralanabilir.

1-Seyreltme: Tarlaya atılan fazla tohumun oluşturduğu bitki fazlalığının sıra üzerinde belli bir aralık verilecek şekilde azaltılması işine denir. Seyreltme yapılırken zayıf ve hastalıklı bitkiler kökleri ile beraber çekilerek, genç pamuk bitkileri arasında aynı mesafe bırakılmalıdır. Bölgemiz için bu mesafe 12-15 cm olmalıdır. Seyreltme zamanını iyi ayarlamak gerekir. Geç yapılan seyreltme bitki gelişimini önler, kök sisteminin zarar görmesine neden olur. Erken yapılan seyreltme hastalık ve toprak kurdu zararı nedeni ile yer yer boşlukların oluşmasına neden olabilir.

2-Yabancı Ot Mücadelesi: Pamuk çıkışından itibaren tarladaki yabancı otların yok edilmesi için devamlı bir mücadele gerekir. Bu mücadele çeşitli yöntemlerle yapılır.

Çapalama: Tarlanın otlanma durumuna göre pamukta bir veya iki defa el çapası, traktör sıra aralarına girinceye kadar da sulamalardan sonra toprak tava gelince bitkiye zarar vermeyecek şekilde traktörle 1-2 çapalama yapılabilir.

Hasat, Harman ve Depolaması

Pamuk hasadı bölgemizde Eylül ayının ortalarından itibaren başlar ve Ekim ayının sonuna kadar devam eder. İkinci el toplama ise Ekim ayı içinde yapılır. Genellikle %60 koza açımını tamamlamış tarlalarda 1.el hasada girilmelidir. Kütlü denilen çekirdekli pamukların lifleri çekirdeklerinden çırçır makinaları ile ayrılır.

PAMUĞUN KULLANIM ALANLARI
Endüstri bitkileri içinde lif ve yağ bitkilerinin her ikisine de giren pamuk, bir çok sanayinin temel hammaddesini karşılayan önemli bir bitkidir. Lifi ile tekstil sanayinin, çekirdeğinden elde edilen pamuk yağı ile bitkisel yağ sanayinin, kapçık ve küspesi ile yem sanayinin, ayrıca lifleri ile de selüloz sanayinin hammaddesini teşkil etmektedir.
Günümüzde 69 ülkede tarımı yapılan pamuk, gerek lifi gerekse çiğidinden elde edilen yağı ve diğer yan ürünleriyle ekonomik değeri çok yüksek olan bir bitkidir. Lifi doğal oluşu, teri absorbe edişi, ısıtılıp kaynatıldığında diğer liflere göre sağlam kalışı, statik elektriği daha az iletmesi, hava geçirgenliği ve hijyenik özellik taşıma avantajları ile beşeri ihtiyaçların karşılanmasında diğer bitkisel ve sentetik elyaflara tercih edilmektedir.
Pamuk tohumlarında ortalama %20 oranında bulunan Çiğit yağı ile bitkisel yağ, linteri ile de selüloz sanayinin hammaddesini teşkil etmekte, kalan aminoasitlerce zengin küspesi ise hayvan beslenmesine katkıda bulunmaktadır. Pamuk bitkisi dünyada soya fasulyesinden sonra ikinci önemli bitkisel yağ kaynağıdır. Dünya pamuk yağı üretimi 3,8-4,3 milyon ton arasında değişirken ülkemizde 130-150 bin ton arasında olup bitkisel yağ ihtiyacımızın %25 ‘ini karşılamaktadır.
PAMUĞUN TARİHTEKİ YERİ
İnsanlar tarafından tarımının yapılma tarihi çok eski dönemlere rastlayan pamuk, lifi işlenen ilk bitkidir. Pamuğun eski dünyadaki beşiği Hindistan da pamuk tarımının en az 5000 yıl önce yapıldığı, kumaş dokumasında kullanılmasının da M.Ö. 3000 yılına rastladığı arkeolojik kazılarda belirlenmiştir. Manejo-Daro da yapılan kazılarda gümüş vazolar içinde pamuktan dokunmuş harika kumaşlara rastlanmıştır. Pamuk hakkındaki ilk literatür de M.Ö 15. asıra aittir M.Ö. 8. asırda yazılan Manu Kanunlarında pamuktan söz edilmiş olup , en güvenilir kaynaktır. Burada pamuğa Karpasi” denilmiştir. Arapça’ da kutum İngilizce’ de cotton, Fransızca’ da coton, bizde ise pamuğa kozada denilmektedir. Manu kanunlarına göre pamuk rahipler tarafından tapınak bahçelerinde yetiştirilip , dini bir simge olarak pamuktan yapılma kumaş alınlarına yapıştırılmıştır. Hintliler pamuklu kumaş dokuma sanatını 2000 yıl kadar tekellerinde tutmuş Asurlular ancak günümüzden 3000-3500 yıl önce bu sanatı öğrenebilmişlerdir. Pamuğun Akdeniz sahillerinde yetiştirilmesi ancak günümüzden 2200 yıl önce Pelepones yarımadasının batısında ki küçük bir adada (Elis Adası) ,başlamış büyük bir pamuk plantasyonu oluşturulmuş Akdeniz’ in liman şehirlerinde dokunan pamuklu kumaşlar değer olarak altınla aynı kabul edilmiştir.
Yeni Dünyada Peru’ da yapılan arkeolojik kazılarda M.Ö. 2500 yılına ait dokunmuş pamuk parçaları bulunmuştur. Böylece farklı kromozom ve genetik yapılı eski ve Yeni Dünya pamuklarının farklı kıtalardan çıkması, pamuğun dünyanın değişik bölgelerinden türediğini ortaya koymaktadır.
Anadolu’ nun Dünya pamuk üretimine katılması günümüzden 1900 yıl öncesine kadar uzanır. Pamuk Anadolu’ ya 1.yy. da Hindistan’ dan getirilmiş olup Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerin de tarımı yapılmıştır. Bu dönemlerde ekilen pamuk çeşitleri kapalı kozalı Eski Dünya pamuklarıdır. 19.yy. dan itibaren ise dönemin uluslararası taleplere uygun Yeni Dünya orijinli, açık kozalı Upland varyeteleri getirilip ekilmeye başlanmış ve Osmanlı Devleti 27.01.1862 tarihli genelgesiyle pamuk tarımını geliştirmek için geniş önlemler almıştır.
Pamuk tarımında asıl gelişme Türkiye Cumhuriyeti döneminde olmuştur. Pamuk ıslah istasyonları kurulmuş ve ABD’ den getirtilen çeşitlerle pamuk araştırmaları başlatılmıştır. Günümüze kadar geliştirilerek sürdürülen bu araştırmalar sonucunda, ülke ve uluslararası pazar istekleri ile bölge ekolojilerine uygun bir çok pamuk çeşidi elde edilmiştir.
EKONOMİK ÖNEMİ
Bitkisel bir tekstil hammaddesi olan pamuk değişik kullanım alanlarıyla ülkemiz ve dünya tarım, sanayi ve ticaretinde önemli bir konuma sahiptir. Dünya nüfusunun hızla artması, öte yandan sanayileşen ve kalkınan toplumlarda hayat seviyesinin yükselmesi pamuk tüketim ve gereksinimi arttırmıştır. Pamuk lifi kullanımı son verilere göre, tüm kullanılan lifler içerisinde %49luk bir paya sahip olup, tüketilen tekstil bitkileri içerisin de son 10 yıl içerisinde en yüksek olan liftir. Geçtiğimiz 30 yıl içerisinde toplam dünya pamuk tüketimi %50nin üzerinde artarak, yaklaşık 19 milyon tona ulaşmıştır. Kimyasal lifler hala tüketilen lifler içerisinde daha yüksek bir paya sahip olmalarına rağmen, insanların doğal maddelere olan tutkularının artması ve kimyasal liflere doğal liflerdeki bir çok özelliğin kazandırılamaması sebebiyle pamuk, cazibesini artan bir şekilde muhafaza etmektedir.
ÜRETİLDİĞİ ÜLKELER VE ÜRETİM DURUMU
Dünyada pamuk üretimi yapan ülkeler sırasıyla, ABD, Kıta Çin, Hindistan, Bağımsız Devletler Topluluğu, Pakistan, Türkiye, Brezilya, Arjantin, Mısır, Yunanistan, Suriye, Meksika, İran, Sudan, Tanzanya, Paraguay, Peru, Kolombiya, İsrail, Nikaragua, Guatemala’ dır.
Dünya pamuk üretimi, ülkeler itibariyle incelendiğinde 1999/2000 sezonu gerçekleşen rakamlarına göre ülkeler bazında pamuk üretiminde Kıta Çin’ in en büyük üretici ülke olduğu görülmektedir. Kıta Çin’ i toplam içindeki %19.28′ lik payı ile ABD izlemektedir. 2000/2001 sezonu tahminlerine göre en  büyük üretici ülke konumunda ABD bulunmaktadır.
Ülkeler itibariyle dünya pamuk üretim durumu (1000 ton)
ÜLKE ADI
96 / 97
97 / 98
98 / 99
99 / 00*
00 / 01*
Kıta Çin
4,203
4,602
4,501
3900
3,500
ABD 4,124
4,092
3,030
3690
4,200
Hindistan 3,024
2,686
2,710
2750
2,700
Pakistan 1,594
1,561
1,480
1800
1,550
BDT** 1,438
1,551
1,437
1670
1,671
Türkiye 784
838
882
791
740
Avusturalya 613
689
726
660
680
Brezilya 306
370
420
569
580
Diğerleri 3,521
3,641
3,365
3309
3,375
TOPLAM
19,607
20,030
18,551
19139
18,996
* Tahmini rakamlardır
** Bağımsız Devletler Topluluğu : Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan, Özbekistan
PAMUĞUN COĞRAFİ SİSTEMATİĞİ
Dünyadaki pamuk türleri şimdiye kadar bir çok araştırmacı tarafından türlü şekillerde sınıflandırılmış, 6′ dan 54′ e kadar değişen türlere ayrılmıştır. Bu türler dünyanın ayrı bölgelerinde görülür. Bu bölgeler yarı kurak, tropikal ve subtropikal iklim kuşaklarındadır. Fryxell (1979) ‘in yaptığı coğrafi taksonomiye göre yabani diploid karakterli türler üç coğrafi kuşakta yer alır. Bunlar: Avustralya, Amerika, Afrika-Arabistan grupları olup toplam 29 türü içerirler. Bu türler içerisinde eski dünya pamuğu ya da kapalı kozalı pamuklar adı verilen Herbacea grubu Gossypium arboreum’ un gen merkezi Güneydoğu Asya ve Hindistan, Gossypium herbaceum’ un ise Doğu Afrika ve Akdeniz sahilleridir. Yeni Dünya pamukları içerisinde yabani ve kültür tetraploid pamuk türleri yer alıp bunlar Hirsuta grubuna dahildir. Bu pamuk türleri; Gossypium tomentosum, Gossypium mustelinum, Gossypium darwınıı, Gossypium lanceolatum, Gossypium barbedense, Gossypium hırsutum’ dur.
Upland denilen Gossypium hırsutum türleri dünyada pamuk ekilen yörelerde en yaygın olanıdır. Orta uzunlukta elyaf veren bu türe ait pamukların lifleri parlak ve dayanıklıdır. ABD, Türkiye, Pakistan ve Türki Cumhuriyetleri gibi önemli pamuk üreticisi ülkelerin pamukları bu orijine aittir.
EGE BÖLGESİ’ NDE YETİŞTİRİLEN PAMUK ÇEŞİTLERİ
Nazilli 84: Coker Caroline Queen ve 153 F çeşidinin melezi olup lif çırçır randımanı %43-44 lif uzunluğu 28-29 mm, lif inceliği 4,4-4,5 mic./index ve lif mukavemeti 78/79 pressale indexdir. Bölgemizde halen %93 oranında ekilmektedir.
Nazilli 87: Sahel-1 ile Taşkent-1 çeşitlerinin melezlenmesiyle elde edilmiştir. Lif çırçır randımanı %38-39, lif uzunluğu 29-30 mm, lif inceliği 4,2-4,4 mic./index ve lif mukavemeti 79-82 pressale indexdir. Ekim oranı %3 civarındadır.
Nazilli M-503: Melezleme islahı ile elde edilen çeşidin lif çırçır randımanı %40-41, lif uzunluğu 29-30 mm, lif inceliği 4,2-4,3 mic./index ve lif mukavemeti 75-79 pressale indexdir.
Bölgemizde %1 oranında ekim alanı mevcuttur.
Nazilli 143-F: Nazilli 87 çeşidi ve Coker 4104 (75/3) grubunun melezidir. Lif çırçır randımanı %40-41, lif uzunluğu 28-29 mm, lif inceliği 4,0-4,5 mic./index ve lif mukavemeti 80-85 pressale indexdir. Ekim oranı %3 civarındadır.

Pamuğun Gelişim Evreleri

Çukurova’nın tarihten gelen geleneksel tarım yapısı içinde önemli bir yeri olan pamuk, Adana’nın simgesi durumundadır. Adana, Türkiye’nin pamuk tarımı potansiyeli en yüksek olan ili iken, bu önemi giderek azalmaya başlamıştır. Nitekim, bir zamanlar Çukurova’nın “beyaz altını” olarak değerlendirilen pamuk, artık Çukurova bölgesi için gün geçtikçe daha az alanda yetiştirilen bir ürün haline gelmektedir.

Pamuk, sahip olduğu özellikleri nedeniyle stratejik bir üründür. Uluslararası ticaretteki yerinin büyük olması, pamuğun stratejik ürün olma özelliğini daha da artırmaktadır. Tarım ürünlerimiz içinde önemli bir yeri olan pamuğun, yıllar geçtikçe ekim alanlarında ve üretim miktarında önemli değişiklikler yaşanmıştır. Yıllardan beri ekim alanlarında ve üretimdeki azalmaların başlıca nedenleri, pamuk için belirlenen alım fiyatlarının düşük oluşu ve bir de ürün bedellerinin zamanında ödenmemesidir.

Toprak Hazırlığı

Pamuk bitkisi her türlü toprakta yetişebilen bir bitki olmakla birlikte,yüksek verim ve kaliteye ulaşabilmek için toprağın derin profilli ve alüviyal olması gerekir. İşlenmesi ve sulanması kolay topraklar pamuk tarımı için ideal topraklardır.

Tarlanın pamuk ekimine hazırlanması sürecinde ilk yapılacak işlemler ,tarla temizliği ve toprak altı işlemesidir. Uzun yıllar pamuk yetiştirilen topraklarda zamanla pulluk altı, yada taban taşı denilen sert bir tabaka oluşur. Bu tabaka bitki köklerinin gelişmesine engel olacağı için kırılması gerekir. Bu iş için Subsoiler (dipkazan) adı verilen aletler kullanılır. Bu aletle toprağın üst yapısı bozulmadan toprak 90 cm derinliğe kadar işlenir. Bu işlemi sonbahar ve kış sürümleri ile tohum yatağının hazırlanması işlemleri izler. Eğer pamuktan sonra yeniden pamuk ekilecekse sonbahar aylarında saplar kesilip toprak 20-25 cm derinliğinde sürülmelidir. Tarla otlu ve toprak tavı da uygun ise kış aylarında sürüm işleminin tekrarlanması yararlıdır. Eğer tahıldan sonra pamuk ekilecekse hasadın ardından toprak tavlı iken hemen sürülmelidir. Pamuk tarımında son sürüm tohum yatağını hazırlamak için yapılan ilkbahar sürümüdür. Bu sürümde 15 cm derinlik genellikle yeterlidir.

Ekim

Yüksek verim ve kaliteli ürün elde etmek için genetik saflığı yüksek tohum kullanımı çok önemlidir. İyi bir tohumlukta aranan özelliklerin başlıcaları şunlardır:

Tohumluk çiğit iri, dolgun, büyüklüğü, biçimi ve rengi bir düzende olmalıdır. İçinde fazla çıplak, yeşil ve esmer, seyrek havlı çiğit bulunmamalıdır.

Selektörlermiş ve iyi temizlenmiş olmalıdır. İçinde boş ve kırık çekirdek, yaprak gibi yabancı maddeler olmamalıdır.

Tohumlar kuru ve sert olmalıdır.

Çimlenme gücü %80 ve daha fazla olmalıdır.

Sawgin çırçır fabrikasında çırçırlanmış olmalıdır.

Havı alınmış olmalıdır.

Pamuğun ekim zamanı iklim koşullarına göre belirlenir. Ekim için toprak sıcaklığının, 15oC’ye ulaşmış olması gereklidir. Bölgelere göre ve yıldan yıla ekim zamanı değişiklik göstermekle birlikte, Çukurova Bölgesinde 25 Mart-30 Nisan tarihleri genellikle en uygun ekim zamanıdır.

Ekim işlemi mibzerle sıraya yapılır. Ekim derinliği, toprak koşullarına bağlı olmakla birlikte genellikle 3-4 cm’dir. Tohumun çimlenmesi normal koşullarda 5 ila 10 gün içinde gerçekleşir. Erken çimlenme sağlamak için tohum ekimden birkaç saat önce ıslatılmalıdır. Yetersiz çimlenme görülmesi durumunda hemen ikinci bir ekim yapılması önerilir.

Bakım

Pamuk yetiştiriciliğinde bakım işleri seyreltme, çapalama ve uç almadır. Bitkinin iyi gelişmesini ve çabuk olgunlaşmasını sağlamak için seyreltme işleminin yapılması gerekir. Bitkiler henüz 4 yapraklı iken (yaklaşık 10 cm) 5-6 cm ara ile hafif bir seyreltme (tekleme) yapılır. Genellikle ilk seyreltme ilk çapa, ikinci (tam) seyreltme ise ikinci çapa ile birlikte yapılmalıdır. Ekimden sonra görülen yabancı otların elle veya kazayağı ile çapalanarak yok edilmesi gerekir. Çapalama sayısı tarladaki yabancı ot durumuna göre değişir. Kozalar açmaya başladıktan sonra bitkinin tepesinden 10-15 cm kısmının kırılmasına uç alma işlemi denir. Bu işlem, geç ekilmiş veya fazla sulanmış tarlalarda uygulanır. Bu işlem bazı büyüme düzenleyicileri aracılığı ile de yapılabilir. Gelişmesi normal olan bitkilerde, uç almaya ya da büyüme düzenleyicisi kullanılmasına gerek yoktur.

Sulama

Pamuk bitkisinin su ihtiyacı, değişik iklim ve toprak koşullarına göre 400 ile 600 mm kadardır. Pamuk yetiştirilen bölgelerde yıllık yağış miktarı genellikle yetersiz olduğundan, pamuk bitkisinin iyi gelişmesi için gereken su miktarı, sulama yoluyla verilmelidir. Sulama pamuk üretiminde verimi etkileyen faktörlerin başında gelir. Sulama zamanı ve verilecek su miktarı bitkinin su isteği belirtilerine ve topraktaki nem durumuna bakarak saptanır. Sulama aralığı ve sulama sayısı, yetiştirilen pamuk çeşidine, toprak özelliklerine, taban suyu yüksekliğine, yağış miktarı ve dağılımına, gelişme dönemindeki sıcaklık ve havanın nisbi nemine bağlı olarak değişir. Bölgemizde yetiştirilen çeşitlerin orta bünyeli topraklarda ve normal iklim koşullarında genellikle 15-20 gün aralıklarla 4-5 kez sulanması uygundur. Sulama yöntemi olarak yüzey sulama(karık,border) yöntemlerini, çukurova çiftçileri için önerebiliriz..

Salma Sulama Yağmurlama Sulama

Hastalık ve Zararlılarla Mücadele

Pamuk yetiştiriciliğinde hastalık ve zararlıların olumsuz etkileri, iklim koşulları ve uygulanan tarımsal mücadele ile yakından ilgilidir. Yüksek nem ve sıcaklık , hastalık ve zararlıların ortaya çıkması için uygun bir ortam oluşturmaktadır. Bu nedenle, özellikle Çukurova bölgesinde 4-5 kez ilaçlama yapmak zorunluluğu ortaya çıkar.

Gübreleme

Pamuk tarımında kullanılacak gübre miktarı, iklim ve toprak koşullarının yanı sıra sulamaya, pamuk çeşidine göre değişir. Kullanılacak gübre çeşidi ve miktarının belirlenmesinde toprak analizleri mutlaka yaptırılmalıdır. Bununla birlikte bölgemizde uygulanacak gübre çeşit ve miktarları genel olarak şöyledir:

Azotlu gübreler : Dekara 14-16 kg saf azot

Fosforlu gübreler : Dekara 4-6 kg saf fosfor

Potaslı gübreler : Ülkemiz toprakları potas bakımından zengin olduğundan potaslı gübrelemeye gerek yoktur. Ancak bu durum toprak analizleri ile belirlenmelidir.

Diğer gübreler : Yine toprak ve bitki analizleri ile belirlenmelidir

Hasat Harman

Kozaların olgunlaşması ile birlikte pamuk hasadına başlanır. Hasadın başlama tarihi, yörenin iklim koşullarına, ekim tarihine ve sulama koşullarına göre değişir. Hasat, Çukurova bölgesinde Ağustos sonlarında başlayıp Kasım başına kadar devam eder.

Makineli Pamuk Hasatı

Pamuk hasadı, ülkemizde genellikle 2-3 kez ve elle toplanarak yapılır. Birinci elde toplanan pamuk, iyi kalite özelliklerine sahiptir. Ülkemiz genelinde görülen tarım sektöründeki işgücü sıkıntısı, pamuk hasadının elle yapılmasını ekonomik olmaktan çıkarmıştır. Bundan dolayı pamuk hasadında mekanizasyona geçiş kaçınılmazdır. Burada en önemli faktör, makineli hasada uygun pamuk çeşitlerinin ve tarım tekniklerinin tatbik edilmesidir. Ülkemizde son yıllarda makine ile hasada ilişkin bir çok çalışma ve uygulama yapılmaktadır.

Exit mobile version