namaz
Sahurda ezan okunduktan hemen sonra sabah namazı kılınabilir mi?
Temkinli – Aman dikkat! Sakın bunu yapmayın, orucunuz boşa gitmesin
Ali Eren, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’e ‘Oruçlar boşa gitmesin’ başlıklı açık bir mektup yazarak, Ramazan öncesi çok önemli bir konuya dikkat çekti.
Eren, Diyanet tarafından müezzinlerin sahurda salâ okumalarının yasaklandığını hatırlatıp, bu nedenle birçok kimsenin orucun başlangıç zamanıyla ilgili hataya düştüğünü yazdı.
‘Eğer sabah ezanına kadar sahur yemeğine devam ediyorsanız orucunuz olmuyor demektir.’
İşte o yazı;
Sayın Hocam!
Önceleri, Ramazan gecelerinde sahur yemeğine son verme ve oruca başlama vakti / imsak girdiği zaman, müezzinler salâ okurlardı.
Sahur yemeğine geç kalkmış olanlar, bir taraftan alel-acele yemek yerken bir taraftan da kulakları müezzinin salâ sesinde olurdu.
Müezzin salâya başlayınca ağzındaki son lokmayı yutar ve yiyip içmeyi keserdi.
Sonra sabah namazını kılmak için müezzinin ezan sesini bekler, ezan okununca da sabah namazını kılardı.
Bunda bir sıkıntı yoktu.
Fakat ne olduysa ve niçin lüzum görüldüyse, Diyanet tarafından müezzinlerin sahurda salâ okumaları yasaklandı. O yasaktan beri sadece sabah ezanı okunuyor.
Böyle olunca, ya birçok kimsenin sabah namazı olmuyor veya birçok kimsenin orucu olmuyor.
Şöyle ki:
İki kişi düşünün…
Birisi sahur yemeğine normal vakitte kalkmış, yemeğini yemiş, abdestini almış, sabah namazını kılmak için müezzinin sesini bekliyor.
Diğeri sahur yemeğine geç kalkmış. Bir taraftan yemek atıştırırken, bir taraftan da kulağı müezzinin sesinde.
Müezzin Allâhü ekber diye sabah ezanına başlayınca, vaktin geldiğini anlıyor ve ağzındaki son lokmayı yutup yemeğe son veriyor.
Bu durumda, birisi “Allâhü ekber”le sabah namazının sünnetine başladı, diğeri aynı anda ağzındaki son lokmayı yuttu.
Başka bir ifadeyle: Aynı anda biri namaza başladı diğeri oruca…
Böyle şeyler olduğunu nereden biliyorum?
Komşularımızdan ve câmi cemaatinden.
Bir kısmı ezanı duyunca sabah namazına başlıyor, diğeri ezan okunurken son lokmasını yiyor.
Şimdi…
Eğer
İmsak vakti sabah namazı kılınır mı? – Yeni Şafak
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Vakit Hesaplama Bölümü, namaz vakitleri, dini gün ile gecelerin tespiti ve ilan edilmesi konusundaki çalışmaları yürütmenin yanı sıra Türkiye ve dünyanın dört bir yanındaki Müslümanların namaz, imsak ve iftar vakitleriyle ilgili soruları yanıtlıyor.
Kurul Astronomu Hümeyra Nur İşlek yaptığı açıklamada, namaz vakitleri, dini gün ile gecelerin tespiti ve ilanı konusundaki çalışmaların ilgili kurum ve kuruluşlarla iş birliğiyle yapıldığını belirtti.
Bölümde 4 astronom ve bir vakit hesaplama uzmanının bulunduğunu bildiren İşlek, vatandaşlardan yıl boyunca bu konuları merak ettiğini ancak soruların en yoğun geldiği zamanın recep, şaban ve ramazan aylarını kapsayan üç aylar olduğunu söyledi.
İşlek, “[email protected]” ve “[email protected]” e-mail adresleri üzerinden soruların yöneltilebildiğini dile getirerek, Diyanet İşleri Başkanlığı ve birimlerin mail adresleri ile Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezine (CİMER) iletilen soruların da Vakit Hesaplamaları Bölümüne yönlendirildiğini aktardı.
Vatandaşlardan gelen sorulara ilişkin net sayı vermenin mümkün olmadığını vurgulayan İşlek, “Dört astronom ve bir vakit hesaplama uzmanı olarak namaz vakitleriyle ilgili soruları yanıtlıyoruz. Üç aylarda, özellikle ramazan döneminde imsak ve iftar vakitleriyle ilgili günde 100 soruya cevap veriyoruz.” diye konuştu.
Takvimlerdeki farklılık neden kaynaklanıyor?
İşlek, Vakit Hesaplama Bölümüne imsak ve iftarla ilgili sıkça yöneltilen sorulara değinerek, Diyanet İşleri Başkanlığı ile astronomi ve rasathanelerin internet sitelerindeki ay evrelerini gösteren takvimlerdeki farklılıklara ilişkin soru geldiğini bildirdi.
Başkanlığın kameri ay başını belirlerken ayın evreleri ve durumuna göre hesaplamalar yaptığına işaret eden İşlek, şunları kaydetti:
İşlek, bazı günlerin aynı, bazı günlerin farklı olmasının nedenini de bazen içtima ile rüyetin aynı güne bazen de farklı günlere denk gelmesi olduğunun altını çizerek, “Bu da yine mevsim ile alakalı olarak, ayın dünyanın etrafında dönerken içtimadan rüyet konumuna gelişiyle alakalı. Bazen içtima ile rüyet arasındaki zaman farkı 10,5 saat olur, bazen de 17,5 saat olur. Bununla ilgili bir farklılık oluşmaktadır.” açıklamasını yaptı.
Ramazan dışında sabah ezanı neden güneşin doğmasından bir saat önce okunuyor?
“Ramazan dışında sabah namazı ezanı güneşin doğmasına bir saat kala okunuyor ve namaz kılınıyor ancak ramazanda imsak vaktiyle birlikte namazı kılabiliyoruz. Bu durumun nedeni nedir?” sorusunun yöneltildiğini dile getiren İşlek, Diyanet İşleri Başkanlığının hazırladığı takvimlerde “sabah namazı” diye bir vakit belirtilmediğini, imsak ve güneşin doğma vakitlerinin yer aldığını söyledi.
İşlek, imsak vaktiyle oruç tutmaya başlanıldığını ve imsak ile güneşin doğuş vaktinin arasında da sabah namazının kılınabildiğini hatırlatarak, şunları söyledi:
“İmsak ile güneşin doğuş vakti arasında namaz kılınır. Fakat faziletli olan zaman güneşten bir saat önce olduğu için ramazan harici dönemlerde sabah ezanları takvimde belirtilen güneşin doğuş vaktinden bir saat önce okutulmaktadır. Ramazanda insanlar geceden itibaren sahur dolayısıyla ayakta olmaları ve imsak ile de zaten sabah namazının vakti girmesi dolayısıyla vatandaşa da kolaylık olması için sabah ezanı imsak vaktinde okutulmaktadır. Ramazan harici dönemde oruç tutacakların sabah ezanını beklemeden takvimde yazan imsak ile oruca başlamaları gerekiyor.”
Bazı illerin imsak vaktinin aynı olup iftar vaktinin farklı olmasının nedeni
“Türkiye’de farklı bölgelerdeki bazı illerde imsak vaktinin aynı anda başlayıp iftar saatinin aynı vakitte olmamasının nedeni nedir?” sorusunun yöneltildiğini de aktaran İşlek, namaz vakitlerinin güneşin arz üzerindeki hareketine göre hesaplandığını belirtti.
Vatandaşın düşündüğü gibi bu tarihlerde güneşin doğudan doğup batıdan battığına işaret eden İşlek, şöyle devam etti:
“Bu durumda bir sıkıntı yok. Fakat diğer zamanlarda yani 21 Haziran ve 21 Aralık’a doğru gittikçe güneş ışınlarının 23 derece 27 dakikalık bir eğimle dünyaya geldiğini bildiğimizde bu sefer çaprazlama bir şekilde güneş doğuş ve batışı görüyoruz. O zaman da ne oluyor? 22 Haziran’da Sinop ile Antalya’da aynı anda güneş batıyor. Sinop kuzeyde, Antalya güneyde olmasına rağmen iki şehirde aynı anda güneş batıyor. Aynı şekilde 22 Aralık’ta güneş 23 derece 27 dakika ekvatorun altına indiğinde de bu sefer Zonguldak ile Hatay’da aynı anda güneş batıyor.”
İşlek, bu bilgiler ışığında farklı bölgelerde olan Tekirdağ ve Adana’nın imsak ve iftar vakitlerinin kıyaslanabileceğini örnek vererek, şunları kaydetti:
“Tekirdağ ile Adana’nın koordinatlarını boylam açısından kıyasladığımızda iki şehrin boylamları arasında 7 derece 49 dakika fark var. Her 15 yay dakikasının karşılığı bir zaman dakikası olduğu için Tekirdağ ile Adana arasında yaklaşık 31 zaman dakikası fark var. Fakat bu sadece ve sadece 365 gün boyunca öğle vakti için geçerlidir. Diğer vakitlerde bu geçerli değildir. Mesela kış aylarında yani 21 Aralık’ta Tekirdağ ile Adana’nın imsak vakti arasında 37 dakika, akşam arasında 20 dakika fark olurken, yaz aylarında yani 21 Haziran’da imsak farkı 3 dakikaya düştü, akşam farkı ise 44 dakika oldu. Bazen bize telefon edip geçen sene vakitler böyle değildi veya benim çocukluğumda böyle değildi şeklinde söyleniyor. Bu durum her zaman için bu şekildedir. Biz o vatandaşlarımızı ikna etmek, bir hata olmadığını göstermek için arşivden takvim çıkartarak fotoğrafını çekip kendilerine gönderiyoruz.”
Sabah Namazı İmsaktan Kaç Dakika Sonra Kılınır?
Sabah namazının vakti konusunda Hanefi ve Şafi mezhepleri farklı uygulama yapmaktadır.
Sabah Namazı İmsaktan Kaç Dakika Sonra Kılınır?
Sabah namazının vakti imsak vaktinin girmesiyle başlamaktadır. Hanefi mezhebine göre sabah namazının vakti güneş doğana kadar olan vakitte kılınabilmektedir. Hanefi mezhebine cemaatle kılınan sabah namazını bir müddet tehir etmek mümkündür. Burada önemli olan güneşin doğuşundan önce namazı kılmaktır. Şafi mezhebine göre ise imsak vakti girdikten ve ezan okunduktan hemen sonra sabah namazını kılmak daha uygun olmaktadır.
Sabah namazı vakti imsak vakti girdikten hemen sonra kılınabilmektedir. Bununla beraber ezanı beklemek ve ezandan sonra kılmak da faziletli olmaktadır.
Sabah namazı için imsak vaktinden sonra kılmak kolaylığı bulunmasının yanında dikkat edilmesi gereken en önemli durum ise sabah namazının güneşin doğuş zamanına bırakılmamasıdır. Güneşin doğuşu esnasında kılınan namaz mekruh sayılmaktadır. Böyle bir durumda güneşin doğuşu beklemeli ve güneşin doğuşundan bir müddet sonra sabah namazı sünneti ile beraber kaza edilmelidir.
Sabah namazının vaktinde güneşin doğuşu esnasında namaz kılınmamasının sebebi ise güneşe tapanlara benzememek için olmaktadır.
Sabah namazı imsaktan hemen sonra belirli bir süre beklemeden kılınabilen bir namaz olmaktadır. İmsak vakti ise bölgelere göre belirlenen güneşin doğmasından belirli bir zaman önce olan vakittir. Sabah namazı vaktinin belirlenmesinde zaman aralığı ayrıntılı bir şekilde oluşturulmaktadır. Güneşin doğuş zamanı tam olarak belirlenmekte ve imsak vakti ona göre tespit edilmektedir.