Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

RÜZGÂR EROZYONUNDAN ETKİLENEN ALANLAR

 Rüzgâr, ince toprak parçacılarını, bitki besin elementlerini taşıyarak toprağın verim
selim şahin Rüzgâr, ince toprak parçacılarını, bitki besin elementlerini taşıyarak toprağın verim gücünü düşürür. Toprağa ve ürüne verdiği zararın yanında çeşitli yapılara ve tesislere de zarar verir. Toz fırtınaları havayı kirletir. Tarlalardan almış olduğu tozları, ince toprak tanelerini ve çeşitli mikropları taşımak suretiyle insanlarda sağlık problemlerine neden olur.
Tarımsal ürünün baş düşmanı rüzgârdır ve onunla mutlaka savaşılmalıdır. Rüzgârın zararlı etkilerini, bitkinin büyümesi esnasında toprağın hızla kurumasında aramalıdır. Saniyede   3 metre üzerinde esen şiddetli rüzgârlar, buharlaşmayı artırdığı için zararlıdır. Bu esnada bitkiler gözeneklerini kapatırlar ve böylece asimilasyon olayı da meydana gelmez.
Şiddetli rüzgârlar bitkilerde sarsılmalara sebep olurlar. Bu esnadaki zararlar mekaniktir. Bitkilerin dokuları, bu sarsıntılardan zarar görür. Böylece kuvvetli rüzgârlar bitkinin büyüme gücünün azalmasına topraktaki suyun buharlaşmasına ve sonunda bitkinin ölmesine sebep olurlar. Toprakta buharlaşmanın azaltılması, kar ve yağmur suyunun toprakta depolanması, rüzgâr koruma tesisleri ile mümkündür.
Deneyler göstermiştir ki rüzgâr koruması altındaki patates tarlalarında toprak rutubeti %14- 43 oranında, korumasız tarlalardan daha yüksektir. Bu durumda bitkiler toprakta depo edilen suyu, özellikle yaz sıcağında büyüme için kullanmakta ve bitki yaz kuraklığını kolayca atlatabilmektedir. Öyle ki bitkiler bu zaman esnasında büyümeyi durdurmamaktadırlar.
Bitkiler fotosentez için karbondioksite ihtiyaçları vardır. Bitkiler bunu, havadan absorve ederler. Karbondioksit miktarı mevcut organik bitkilerin çürümesinden ve humusun toprakta yanmasından dolayı toprağa yakın yerlerde daha yüksektir. Şayet rüzgâr, karbondioksiti topraktan uzaklaştırırsa, bitkinin fotosentez için karbondioksit alımı azalır. Böylece assimilasyon yavaşlar ve bitki büyümesi engellenmiş olur.
Su bitki hayatını etkiler. Toprakta su minimum sınırından aşağıya düşünce bitkinin yetişmesi güçleşir. Güneş altındaki toprakta su buharlaşır. Isınmış bulunan hava tabakaları topraktan ayrılır, yükselir ve topraktan çıkmış bulunan su buharını da birlikte götürür.
rüzgar erozyonuToprağın buharlaşmasında yatay hava hareketi, dikey hava hareketinden çok daha fazla tesirlidir. Rüzgâr, normal şartlarda toprak üzerindeki su buharı ile zengin havayı, bütün vejetasyon mevsimi boyunca gece ve gündüz, her sıcaklık derecesinde ve her estiğinde götürür. Buharlaşma rüzgârın şiddeti ile artar. Buharlaşan su miktarı rüzgâr hızının karekökü ile orantılıdır. Mesela, rüzgâr hızı 4 m/sn ise, buharlaşan su miktarı 2 kg/m2/gündür, rüzgâr hızı 16 m/sn ise, buharlaşan su miktarı 4 kg/m2/gündür.
İşte kuvvetli rüzgarlar bitkinin büyümesini bu şekilde engellemektedir. Hâlbuki rüzgâr koruma tesisleri, mahsulün yetiştiği tarlanın hava ve toprak şartlarını bitki lehine faydalı olacak şekilde etkiler ve obtimal büyüme şartlarını meydana getirir.
Toprakta rutubetin muhafaza edilmesi ve bitkilere ihtiyacı olan suyun verilmesi yönünden yağmurlama tesisleri de önemlidir. Rüzgâr korumalı tarlalarda yağmurlama tesislerinin kullanılması halinde, su masrafları daha düşüktür. Ayrıca, hava ortamının rüzgâr şeritleriyle düzeltilmiş olmasından dolayı da yağmurlama şeklindeki sulama bitkilere daha faydalı etki yapabilmektedir.
Köylerde hayvanlar yazın meraya çıkartılırlar. Rüzgar korumalı orman içi meralar hayvanların sıhhatini ve verim gücünü olumlu şekilde etkiler. Çünkü günün en sıcak saatlerinde meradaki hayvanlar, mevcut ağaçların altında geviş getirmek suretiyle dinlenirler. İspat edilmiştir ki hayvanların gölgede dinlenmesi süt verimini artırır. Hatta böyle yerlerdeki meralarda ve çayırlarda ot verimi yüksek ve otun besleyici değeri de fazladır. Bu sebepten dolayı orman içi meralarda ve rüzgar şeritli orman dışı meralarda sığır yetiştiriciliği ekonomik bir işletme şeklidir.
Korumasız orman dışı mera sahalarına, genellikle yetersiz ve besin değeri düşük otlar gelir. Bu yerlerdeki hayvanlar, yiyecek azlığından ve elverişsiz hava şartlarından dolayı daha sıhhatsizdirler. Bu nedenle korumalı meralara nazaran korumasız meralar daha az ekonomiktir. Korumasız meralar her türlü iklim şartlarından etkilenirler. Kurak yıllarda hayvanlarda zayıflık ve hastalıklar ortaya çıkar. Böyle arazilerde ekonomik hayvancılık zordur. Sıcak yaz günlerinde hayvanlar güneş altında yağışlı günlerde ise ıslak çiğnenmiş çamur içinde kalırlar.
Tarla zararlılarıyla mücadelede ise, rüzgar koruma tesisleri çiftçiye en büyük destektir. Bu mücadelede zirai mücadele ilaçlar toprağa verilmekte, tarımsal ürün ve meyve ağaçları da ilaçlanmaktadır. Fakat sonunda, açık alanlardaki tarla zararlarının kökü hiçbir zaman kurutulamamaktadır.
Bilindiği gibi birçok faydalı kuş türleri, doğal olarak haşereleri yok ederler. Bu sayede zararlıları yok eden ilaçların kullanımını azaltmak mümkündür. Bütün kuşlar, yavrularını yetiştirmek, büyütmek ve barındırmak için ağaç ve çalı guruplarına muhtaçtırlar. Bu nedenle, rüzgâr şeritlerinden mahrum geniş tarımsal alanlarda, zararlıları yok eden çok az kuş türleri bulunmaktadır. İşte böyle yerlerde köylü zararlılarla mücadele için hem çok ilaç kullanmakta ve bu iş içinde çok para harcamaktadır. Şayet yeterli rüzgâr koruma tesisleri dolayısıyla, çalılıklar fundalıklar ve yeterli ağaç gurupları tesis edilerek kuşlara bir barınak ve sığınak imkânı verilirse, tabiattaki denge yeniden tesis eder ve zararlıların büyük bir bölümü doğal yolla azaltılmış olur.
Biliyoruz ki, kuşların kendilerini ve yavrularını beslemek için gidecekleri mesafe oldukça fazladır. Bu yüzden de köylerin etrafındaki meyve bahçeleri ve ağaçlar kuşlar için çok önemlidir. Çünkü rüzgâr koruma tesislerine yuva yapan kuşlar civarda  yiyecek  için böyle meyve bahçeleri gereklidir. Fakat zararlı böceklere karşı esas görev rüzgâr koruma tesisleridir. Çünkü kuşlar bu tesisleri zararlılara karşı bir üs olarak kullanırlar ve bütün hareketlerini buradan yaparlar.
Rüzgâr koruma tesislerinde bulunan ağaç sıraları ve çalılıklar, zararlıları imha eden kirpi, yılan gibi faydalı hayvanların bir yerde barınak yerleridir. Bu yüzden de tarla faresi gibi zararlı hayvanlar da değişik sıcaklık ve rutubet şartlarının bulunduğu ağaçların altında yaşamayı sevmezler ve ağaç guruplarından kaçarlar.
Kuşların tarlalardaki yiyeceklerinin önemli bir bölümünü zararlı ot tohumları teşkil eder. Kuşların bu tohumları yemesi tarımsal ürün tarlaları için faydalıdır. İşte bu imkânları rüzgâr koruma tesisleri verir. Ayrıca kuşlar yumurtalarını bu tesislere koyarlar. Özellikle sülünlerin  buna çok ihtiyaçları vardır.  Çünkü bu hayvanlar burada yumurtalarını kıştan  ve diğer yırtıcı kuşlardan korurlar. Kekliklerde de bu böyledir. Sülün ve keklikler özellikle zararlılarla savaşmada en gayretli hayvanların başında gelirler. Buna karşılık tavşanlar daha az etkilidirler.
Geniş tarım alanlarındaki ağaçsız köylerde rüzgar erozyonu ile hasıl olan tozlar insanları hasta eder. Bu tozlarla birlikte birçok hastalık mikropları da insanlara bulaşır. Böylece toz altında kalan köyler kirlilikten dolayı diğer hastalıklara da yakalanır. İnsanlar tozlardan kendilerini kurtaramazlar. Köy yollarından geçen büyük ve küçük baş hayvanlar tozları kaldırırlar ve insanlarda her nefes alışlarında bu tozlarla birlikte sayısız, mikropları da alırlar. İnsanlar hastalanır, tekrar iyileşir, insanların iş gücü zayıflar ve maddi kayıpları artar.
Yeterli ağaç gurupları ile çevrilmiş tarım alanları, diğerlerinden hemen fark edilir. Açık alanlarda rüzgâr, bir kamçı gibi vurur, iğne gibi etkiler. Şiddetli rüzgârlar insanın ağzından girer burnundan çıkar. Fırtınada insanlar gözlerini açamaz, zor nefes alır. Bunun yanında ağaçlar tarafından korunan köylerde en iyi yetişme ve yaşama şartlan mevcuttur.
Yüksek rutubet ve sıcaklık şartları daha yumuşak ve mülayimdir. Özellikle geceleri ağaç guruplarının içerisindeki hava yavaş yavaş soğur, gündüz de yavaş yavaş ısınır. Böyle yerlerde ısı alımı ve verimi ani değildir. Hâlbuki açık alanlarda gece soğuması ani olur. Gündüzleri de kısa sürede ısınır. Bitkiler için çok tehlikeli olan don tehlikesi korumasız açık arazilerde daha etkilidir.
Rüzgâr koruma tesisleri, tarla sınırlarında bulunan ağaç guruplarının yapraklanma dökümü dolayısıyla bir gübreleme de yapar. Sonbaharda düşen yapraklar, ağaç sıralan boyunca, toprak üzerinde bir kış boyunca kalarak toprağa gerekli faydayı sağlarlar.
Ayrıca ormandan yoksun meyilli ve engebeli dağlık arazilerde bulunan tarlalar ağaç yokluğundan korumasızdır. Tarlalar, direkt güneş ışığının zararlarına maruzdur. Orman tahribatları neticesinde elde edilen arazinin üst toprağı taşınarak çoraklaşmış ve tarla değerini yavaş yavaş kaybetmiştir. Bu nedenle bu tarlaların sürdürülebilirliği epeyce zordur. Arazi kuraklığa doğru giderken tarlalarda da zararlı haşereler hızla çoğalmaktadır. Böyle yerlerde arazi ıslah tedbirleri içerisinde, rüzgâr koruma tesisleri en büyük faydayı sağlayacaktır.
Özellikle, dağlık mıntıkalardaki ormanın azaltıldığı veya tahrip edildiği yerlerdeki tarım alanlarında gruplar halinde ağaçlandırma çalışmaları yapılmalı ve mevcut bitki örtüsünün de iyileştirilmesine çalışılmalıdır. Geniş tarımsal arazilerin etrafı rüzgâr koruma şeritleri ile çevrilmelidir. Rüzgâr koruma şeritlerinin uygun bir tarzda araziye tesis edilmesi ile bölgenin rehabilitasyonu yavaş yavaş gerçekleşecek ve memleket ekonomisine bu sahalar daha fazla katkı sağlayacaktır.

Bugün Birçok Avrupa ve Uzakdoğu ülkelerindeki tarım ve mera sahalarında, Türkiye’de de kumul sahalarında rüzgâr zararları ile mücadelede büyük ilerlemeler kaydedilmiştir. Yeni Zelanda’da yapılan rüzgâr koruma tesislerini iyi bir örnek olarak göstermek mümkündür. Mera sahaları itinalı bir şekilde yapılan bir rüzgâr şeritleri ile rüzgârın zararlı etkilerinden korunmaktadır.

Müziği sevmeyenimiz pek yoktur. Dini duyguları ortaya çıkaran müziğin adı
Sıradaki Haber Tasavvuf Müziği Nedir ?