Geçtiğimiz yıllarda Nejat İşlerin sepsis nedeniyle ölümden dönmesi, aylarca yoğun bakımda yattıktan sonra kurtulmasının ardından Harun Kolçak’ın da septik şoka girdiği öğrenildi.
Yoğun bakıma alınan ve aynı zamanda prostat kanseriyle mücadele eden Harun Kolçak’ın yakalandığı ve halk arasında kan zehirlenmesi olarak da bilinen sepsis çok ciddi bir hastalık.
Peki sepsis nedir, sepsisin belirtileri nelerdir?
Uzmanlar sadece enfeksiyonlar değil basit bir ameliyat, trafik kazası, enfarktüsün dahi sepsise yol açabildiğini söylüyor. Dünyada her 3 saniyede bir kişi sepsisten kaybediliyor.
Her yıl yaklaşık 30 milyon kişi sepsis (kan zehirlenmesi) oluyor. Küresel Sepsis Topluluğu’nun verilerine göre sepsis her yıl yaklaşık yüzde 8–13 oranında artış gösteriyor. Kalın bağırsak ve meme kanserinden ölümlerin toplamından daha fazla hasta sepsis nedeniyle kaybediliyor. Uzmanların konuyla ilgili görüşleri şöyle:
VÜCUTTAKİ CİDDİ STRES SEPSİSE SOKUYOR
Dr. Kadir Doğruer (Medikal Park Bahçelievler Hastanesi Yoğun Bakım Ünitesi Direktörü):
Sepsisin yaygın adı kan zehirlenmesi olsa da bu deyim yanlış. Sepsis, enfeksiyona karşı vücudun verdiği cevabın organlara zarar vermesiyle ortaya çıkar. Şok, organ yetmezlikleri ve özellikle de erken tanınıp tedavi edilmezse ölüme yol açar. Aşı, antibiyotik ve yoğun bakım uygulamalarındaki tüm ilerlemelere rağmen enfeksiyondan ölümün en sık nedeni. Sepsis olan hastaların yüzde 30-60’ı hastanede ölüyor. Dünyada her üç saniyede bir kişi sepsis nedeniyle kaybediliyor. Sepsis, yüksekten düşme, trafik kazası, miyokard enfarktüsü, ağır enfeksiyon, bir grip virüsü, yine basit veya zor bir ameliyat gibi her hangi bir nedenle vücutta ciddi bir stres yaratan olaylar sonrasında gelişebilir. Bunların etkisiyle aktive olan bağışıklık sisteminin olumsuz yönde çalışarak bir veya daha fazla organ yetmezliğine neden olabiliyor. Sepsis bir hastalıktır. Enfeksiyonun uzantısı olmayabilir. Ancak sepsise enfeksiyon eşlik eder. Burada bağışıklık sisteminin baş edememesi değil, bağışıklık sisteminin aşırı aktivasyonu veya yanlış kodlanması sonucunda oluşan savunma amaçlı bir takım maddelerin organizmayı hasarlandırması sözkonusu. Bağışıksık sistem anarşisi de diyebiliriz. Organizmanın başına gelen her hangi büyük bir olay karşısında bağışıklık mekanizmasının şaşırması söz konusu. Sepsiste iç dinamikler ve dengeler bozulur. Sepsisin oluşmasında ileri derecede karmaşık bir takım döngüler söz konusu. Bütününde değerlendirildiğinde ise sepsis organizmanın tamamını ilgilendiren son derece karmaşık süreçler bütünü.
HASTALARIN YÜZDE 60’I KAYBEDİLİYOR
Sepsis bütün vücudu ilgilendiren bir hastalık. Başka bir deyişle dolaşıma geçen birçok toksinin yarattığı bir kaos. Böyle olunca, dolaşımın ulaşabildiği her organda bir sorun çıkabilir. Solunum, dolaşım, böbrekler, karaciğer, kalp hepsi kaotik süreçlerin şiddetlenmesi veya kontrol altına alınamaması sonucunda yetmezliğe girebilir. Sözkonusu ağır tabloya yakalanan hastaların yüzde 60’ından fazlası kaybediliyor. Ancak tedavisinde başarılar da elde ettiğimiz vakalar var. Yeterki enerjik davranılmısn, olası bütün ileri tedavi yöntemleri kullanılsın.
SEPSİS NEDEN OLUR, NASIL BULAŞIR?
Prof. Dr. İsmail Balık (Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı):
Sıradan enfeksiyonlarla kolay kolay sepsis gelişmez. Ancak ve ancak bağışıklık yetmezliği olan örneğin ciddi kanser tedavisi gören (örneğin kemik iliği nakli için ağır kemoterapi uygulanmış hastalar) hastalarda sepsise dönüşüm gösterebilir. Normal kişilerde sıradan enfeksiyonların sepsise dönüşmesi sözkonusu olamaz. Sepsisi tetikleyen başlatan mekanizma mikroplardan çok vücutta meydana gelen reaksiyonlar. Bazen bu reaksiyonları vücut öyle abartır ki yarardan çok zarar verir. Sonunda organlarda beklenmedik reaksiyonlar ve organ yetmezlikleri geliştirebilir. Bunların başında akciğer yetmezliği geliyor. Ardından böbrek, kalp, sindirim sistemi, kan hücreleri ve beyin gibi sistemlerin yetmezliğiyle ilgili bulgular ortaya çıkıyor. Ne kadar çok organ yetmezliği arka arkaya gelişirse ölüm riski o kadar fazla olur. Organ yetmezliği henüz gelişmeden ya da çok daha az organı tutmuşken geri döndürülebilirse hastanın yaşama şansı artar. Yetmezlik gelişen organ sayısı arttıkça da yaşam şansı giderek azalır.
Sepsisli ya da çoklu organ yetmezliği olan hastalarda erken müdahale çok önemli. Ne kadar erken müdahale edilirse diğer organların da hasara uğraması, hayati riskin azaltılması açısından avantaj sağlanmış olur. Ateşin çok düşük olması ya da çok yüksek olması, nabız sayısının artması, kandaki lokositlerin çok artması ya da azalması, hastadaki solunum sayısının aşırı artması gibi bulgular sepsis habercileri. Bu aşamadayken tansiyonun düşmediği, septik şok ve akciğer yetmezliği bulgularının gelişmediği aşamada, eğer tedaviye erken başlanır ve hastanın bağışıklık sistemi de destek olursa geri dönme şansı çok yüksek olur. Hastaların yaŞı da önemli. Yaşlılar tedaviye gençlere göre daha az yanıt verir.