Başkalarının yanında rezil olacağı ya da utanç duyacağı durumlara düşeceği endişesiyle sosyal ortamlara girmekten çekinme olarak ortaya çıkan sosyal fobiyle başa çıkabilmek mümkün.
Başkaları tarafından eleştirileceği, onların yanında rezil olacağı ya da utanç duyacağı durumlara düşeceği endişesiyle sosyal ortamlara girmekten çekinme, insanlarası iletişim kurma konusunda korku duyma olarak tanımlanan sosyal fobi, kişinin hayatını kabusa çevirebiliyor.
Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Psikoloji bölümü öğretim görevlisi, NPİSTANBUL Nöropsikiyatri Hastanesi psikiyatri uzmanı Prof.Dr. Mehmet Emin Ceylan, sosyal fobinin tedavi edilebileceğini belirterek şu bilgileri verdi:
“Sosyal fobide kişinin başlıca korkusu başkalarının yanında küçük düşeceği, sıkıntı duyacağı ya da utanç duyacağı bir biçimde davranacağı korkusudur. Bu hastalar başkalarıyla etkileşimde bulunmalarını gerektiren ya da bir eylemi başkalarının yanında yerine getirmeleri gereken durumlardan korkarlar ve bunlardan olabildiğince kaçınmaya çalışırlar.
Sık görülen sosyal fobiler, başkalarının önünde konuşma, yemek yeme ya da yazı yazma, genel tuvaletleri kullanma, görüşmelere ve her türlü toplantıya katılmadır. Bu hastalar ayrıca toplumsal durumlarda yaşadıkları anksiyeteyi diğer insanların anlayacağından ve gülünç duruma düşeceklerinden korkarlar.
Sosyal fobide yaşanan anksiyete, uyarana bağlı olarak ortaya çıkar. Fobik durumlarla karşılaşılması için zorlandiğında ya da beklenmedik bir anda böyle bir durumla karşı karşıya geldiğinde kişi yoğun bir anksiyete yaşar, bunun yanı sıra çok çeşitli somatik semptomlar gösterir.
Değişik anksiyete bozukluklarına değişik somatik semptomlar eşlik eder. Örneğin; panik ataklarında daha çok çarpıntı, göğüste Ağrı ya da sıkışma hissi görülürken sosyal fobide daha çok yüz kızarması ve ağız kuruluğu görülür. Sosyal fobisi olan hastaların korkulan durumlara bağlı olarak gerçek panik atakları da ortaya çıkabilir.
Sosyal fobisi olan kişiler, çeşitli toplumsal durumlarda olumsuz bir biçimde değerlendirileceklerine ilişkin büyük bir korku duyarlar. Korktukları durumlarla karşılaştıkları zamanlarda sıklıkla anksiyetenin somatik semptomlarını yaşarlar.
Sosyal fobide korku duyulduğu sırada en sık gözlenen somatik semptomlar şunlardır: Çarpıntı (%79), titreme (%75), kaslarda gerginlik (%64), midede burulma duygusu (%63), ağızda kuruma (%61), ateş basması ya da üşüme (%57) ve kafada basınç duygusu ya da baş ağrısı.
Sosyal fobi için tanı ölçütlerini karşılayabilmesi için toplumsal durumlarda korkmanın bir sonucu olarak, anksiyete ortaya çıkmış olmalıdır. Bazı kişilerin korkuları özgül toplumsal olaylarla sınırlı olmasına rağmen bazılarınınki hemen bütün toplumsal durumlarda görülebilir.
En sık görülen sosyal fobik durumlar şunlardır: birisiyle tanıştırılma, konum olarak kendisinden daha yukarıda bulunan kişilerle karşılaşma, telefon etme, konuk kabul etme, birşeyler yaparken başkaları tarafından izlenme, başkalarının kendine “takılması”, tanıdıklarıyla yemek yeme, başkalarının yanında yazı yazma ve toplum önünde konuşma.
Çocuklarda sık görülür
Sosyal fobi çok sıktır, özellikle çocuklukta daha sık görülür. En sık görüldüğü yaş 6 yaştır. Bu tür hastalar için en etkili tedavinin karşılaştırma(eksposure) tedavisi olduğu söylenebilir. Sonuçlar genellikle olumludur ve iyileşme yıllarca devam edebilir. Agorofobide de en etkili tedavi yönteminin davranış tedavisi olduğu söylenebilir. Eğer fobik bozukluğa depresyon eşlik ediyorsa, bu durumda ilaç tedavisi öncelikli olarak düşünülmelidir.
Tedavi yöntemleri
Sosyal fobi, özellikle geç adolesan dönemde ortaya çıkar. Erkeklerde daha sıktır. Sıklıkla kronikleşir. Eleştirilmekten, reddedilmekten korku duyulur. Beşte bir olguda Alkol kötüye kullanımı tabloya eşlik eder. Sosyal fobiyi, kişilik bozukluklarından ve panik haline sekonder olarak gelişen sosyal sakınma davranışından ayırmak önemlidir. Sosyal fobide ilaç tedavisinden daha çok kognitif ve davranış tedavilerinin önemi vardır. Her iki yöntemin kombine edilmesi de mümkündür.
Sosyal fobi psikiyatrik bozukluk olarak kabul edilmiyor
Sosyal fobi, toplumda sık görülen psikiyatrik bir bozukluk olmasına rağmen, yeterince tanınamamakta ve tedavi edilememektedir. Hastaların tedavi arayışı içine girmemelerinin nedenleri şunlardır:
1. Utangaçlıklarının insan doğasının doğal bir yanı olduğunu düşünürler.
2. Bu durumun psikiyatrik bir bozukluk olduğunu kabul edemezler.
3. Yabancılar karşısında da suskunluklarını devam ettirirler
4. Birtakım başetme yöntemleri geliştirmişlerdir.
Bütün bunların yanında doktorların da, sosyal fobiyi yeterince tanıyamadıkları da bir gerçektir. Tedavi edilmeyen sosyal fobi, kişinin yaşamında bir çok olumsuz duruma yol açar. Örneğin; okulda başarısızlık, mesleki kısıtlılık, arkadaşlık kuramama, karşı cinsten biriyle birlikte olamama, alkol kötüye kullanımı, depresyon, intihar girişimleri v.b.”