İnsan vücudunun yaklaşık yüzde 70′ini suyun oluşturduğunu göz önünde bulundurarak, suyun hayat olduğunu söylemek, yanlış olmaz… Su içmenin faydaları saymakla bitmiyor…
Beynin yüzde 85′i, kanın yüzde 90′ı, kasların yüzde 75′i, böbreklerin yüzde 82′si ve kemiklerin yüzde 22′si sudan oluşur. Hücrelerin yaşamsal faaliyetleri ve vücut fonksiyonlarının yerine getirilmesi vücuttaki su dengesinin korunması ile mümkündür. Vücutta biriken toksinleri atmak, vücudun ısı dengesini sağlamak için idrarla bin 500, deri yoluyla 500, dışkı ve solunum ile 300′er ml. su kaybedilmektedir. Bu yüzden bir insanın günde içeceği su miktarı en az 2,5 litre olmalıdır. En doğrusu ise, saatte bir bardak su tüketilmesidir.
Öğünlerden 15 veya 30 dakika önce içilen su metabolizmayı hızlandırır. Mide içinde hacim oluşturarak o öğünde fazla besin alımını engeller. Yemekle birlikte su içilme alışkanlığı varsa bu alışkanlık devam ettirilmelidir. Yemekle birlikte su alındığında mideye daha az besin alınır. Böylelikle suyun yemek yenildikten sonra alınan besinlerin sindiriminden, metabolik atıklarının dışarı atılmasına kadar her aşamada çok önemli görevleri vardır.
Çay, kahve, kola, meşrubat gibi içecekler kesinlikle su yerine geçmez, günlük su tüketimi miktarından sayılmaz. Yemeklerden önce su tüketmek açlık hissini azaltır ve bu da yemek sırasında gereğinden fazla besin tüketimini engeller. Günlük hayatta yeteri kadar su içmek vücuttaki yağların çözülmesini sağlayarak yağ yakımını hızlandırır. Spor, egzersiz yaparken bol su içmek de metabolizmayı hızlandırarak fazla kiloların verilmesine yardımcı olur.
Suyun fazlası da zararlı!
Böbreklerin belirli bir oranda su atma kapasitesi vardır. Fazla su tüketildiğinde böbreklerin bunu vücuttan atması zorlaşır. Bu durumda fazla su kanda birikerek elektrolit dengesizliğine, sodyum kaybına, halsizliğe, bulantıya ve koma haline neden olabilir. Yeteri kadar su içilmediği takdirde insan yaşamı tehlikeye girebilir. Eğer idrar rengi koyulaşmışsa, cilt pul pul dökülüyorsa, yemek yenilmesine rağmen sürekli açlık hissi varsa, yorgunluk ile artan eklem ve kas ağrıları vücudun su ihtiyacı olduğunu gösterir.
Suyun Organlar Üstündeki Etkisi
Böbrek: Böbrekler vücutta sürekli olarak kanı süzer. Organizmanın yaşamsal faaliyetlerinin devamını sağlayan kimyasal reaksiyonlar neticesinde oluşan ve tamamı suda çözünen üre, ürik asit ve laktik asit gibi zararlı atıkları toplayarak idrar torbasına gönderir. Yeterli miktarda suyun olmadığı zamanlarda ise böbrekler işlevini yerine getirebilmek için daha önceden kullanmış olduğu kirli suyu tekrar kullanmak zorunda kalır ve atıkları uzaklaştırmak için daha çok çalışır. Bu durumda insan daha uzun aralıklarla idrara çıkma ihtiyacı duyar ve idrar boşaltma daha uzun sürer.
Günlük su ihtiyacının uzun süre giderilmemesi durumunda ise böbrekler kalıcı zarar görebilir. Ayrıca; günlük su ihtiyacını düzenli olarak karşılayan kadınlarda idrar yolları enfeksiyonu riskinin çok azaldığı saptanmıştır. Bununla birlikte su ihtiyacını tamamen karşılayan insanlarda böbrek taşı oluşumunun yavaşladığı ve azaldığı tespit edilmiştir.
Karaciğer: Karaciğerin insan vücudundaki en önemli fonksiyonu depolanmış yağları enerjiye dönüştürmektir. Vücuda yeterli su alımı olmadığı takdirde vücuttan atılması gereken metabolik atıklar böbrek tarafından atılmamakta ve bu görevi karaciğer yapmaya çalışmaktadır. Bu durumda karaciğere daha fazla yük binmekte ve vücutta yağ depolanma oranı artmaktadır. Özellikle rejim yapan kişilerin normalden daha fazla su tüketmeleri tavsiye edilmektedir.
Bunun temel nedeni; kilo kaybı süresince insan vücudunda normale göre çok daha fazla atık oluşmaktadır. Bu atıkların tamamen uzaklaştırılması ve yine karaciğerin düzenli olarak fonksiyonlarını devam ettirebilmesi ancak içilecek yüksek miktardaki su ile sağlanabilmektedir. Ayrıca içilen bir bardak su, rejim yapan kişilerdeki açlık hissinin bastırılmasını sağlayacaktır. Bu sayede karaciğer direkt olarak vücudumuzda depolanmış olan yağları enerjiye dönüştürerek yok edecektir.
Deri: Terleme mekanizması vücudumuzun sürekli olarak aynı sıcaklıkta kalmasını ve bu sayede hayatın devamını sağlamaktadır. Her gün yetersiz miktarda su tüketimi doğal olarak terlemeyi azaltacak ve organizmamızın sıcaklık dengesinin bozulmasına neden olabilecektir.
Cildin yetersiz miktarda su ile beslenmesi sonucunda kırışıklar, çatlaklar ve pek çok farklı rahatsızlık ortaya çıkmaktadır. Cilt dokusunun yaşlandıkça kırışıklarla dolmasının sebebi zaten cildin nem ve sıvıya ihtiyaç duyan tabakasında gerçekleşen bozukluklardır.
Akciğer: Solunum işlevimizin düzenli devam edebilmesi için akciğerlerimizin nemlilik düzeyinin sürekli aynı kalması gerekmektedir. İnsan vücudunun akciğer solunumu yoluyla günde ortalama 1 litre su kaybettiği ve kaybedilen bu suyun tekrar içilen su vasıtasıyla ikame ettirildiği bilimsel çalışmalar sonucunda ispatlanmıştır.
Beyin: Beyin dokularının %85’ i sudur. Vücuda yeterli su alınmaması durumunda beyindeki enerji üretim seviyesi azalmaktadır. Bunun sonucu olarak da depresyon ve kronik yorgunluk belirtileri sık sık görülmektedir.
Sindirim Sistemi: Suda çözünen asit ve enzimler, midede gıdayı homojen ve akışkan hale getirmekte; sindirimin diğer aşaması olan bağırsaklara göndermektedir. Ancak, yeterli suyun bulunmaması halinde gerekli suyu bağırsaklardan alır ve kabızlık rahatsızlığı ortaya çıkar. Yeterli miktarda suyun vücuda alınması ile bu rahatsızlık ortadan kalkmaktadır. Günlük su ihtiyacını düzenli olarak gideren bayanlarda kolon kanserine yakalanma riskinin çok azaldığı bilim adamlarınca deneysel olarak ispat edilmiştir.
Vücudun Su Toplaması: Vücuda sürekli yeni su girişi olmadığı zamanlarda vücut kendini korumaya alarak ilk alınan suyun bir kısmını belirli bölgelerde toplamaktadır. Bu da vücutta, özellikle ayaklarda, bacaklarda ve ellerde ödem denilen şişlikleri oluşturmaktadır. Ancak düzenli ve yeterli miktarda su girişi olduğunda vücut, su toplama mekanizmasına ihtiyaç duymamaktadır. Vücudun su toplamaması için, bol miktarda su içmek gerekir. Ayrıca diyet yapıyorsanız, dikkat etmeniz gereken bir nokta da şu ki, yakılan her 100 kalori için, en az 4 su bardağı suya ihtiyaç duyulmaktadır.
Su miktarında azalma oldukça, vücutta depolanan yağ miktarı da artmaya başlamaktadır. Bunun nedeni; böbrekler yeterli miktarda su almazlarsa, iyi çalışmazlar. Bu görev de karaciğerin olur. Karaciğer böbreklerin görevini üstlendiğinde ise daha az yağı enerjiye dönüştürür. Bu da zayıflamayı son derece olumsuz etkiler. Vücut özellikle geceleri su almadığı için, sabahları uyandığınızda hemen 1 bardak su içmeyi ihmal etmemelisiniz. Öğle ve akşam yemeklerinden önce içeceğiniz 1 bardak su iştahı bastırıp, mideyi doldurur ve sindirime iyi gelir. Spor yapmadan önce içilen 1 bardak su da yine metabolizmayı çalıştırırken, kas glikojeninin tükenmesinin önüne geçer.
Susuzluk Refleksi: Ağız kuruluğu aşırı su kaybının bir sonucudur ve vücuttaki birçok oluşumun sekteye uğramaya başladığını belirten bir sinyaldir. Vücuttan su alımı olmadan % 3’lük bir su kaybı ciddi sağlık problemlerine, % 15’lik su kaybı ise ölüme neden olabilmektedir. Su alımının yeterli olmadığı zamanlarda vücut su ihtiyacını karşılayamaz duruma gelir ve beyin susuzluk hissini oluşturur. Bu olayın zaman içerisinde sık sık ortaya çıkması durumunda ise susuzluk mekanizması tam olarak çalışmaz hale gelir. Buna ek olarak susuzluk hissi yaş ilerledikçe azalmaktadır. Bu da yine yaşı ilerlemiş insanlarda aşırı su kaybına neden olmaktadır. Vücuda yüksek miktarda su alımı başladıktan bir süre sonra susuzluk mekanizması tekrar çalışmaya başlayacaktır.
Su eksikliği gündüz duyulan yorgunluğun bir numaralı nedenini oluşturmaktadır. Yapılan ön çalışmalar günde 8-10 bardak içilen suyun, sırt ve eklem ağrısı çekenlerin %80’inde bu ağrıları ciddi oranda azalttığını ortaya koymaktadır. Buna karşılık günde 5 bardak su içilmesi bağırsak kanseri riskini %45 ve ek olarak göğüs kanseri riskini %79, mesane kanseri riskini ise %50 oranında azaltabiliyor.
Son yıllarda özellikle diyet listelerinin baş köşesinde yer alan suyun, vücudumuz ve hayatımızı sağlıklı bir şekilde devam ettirebilmemiz için büyük önem taşımaktadır. İnsan yapısı, yemek yemeden 4 hafta yaşayabilirken, su içmeden yaşayabilme süresi sadece 3-4 gün kadardır. Eğer vücutta az su bulunursa, kan yoğunlaşıyor ve bu da organlara çok az miktarda oksijen ve besin maddesi taşınmasına neden oluyor. Fakat içtiğiniz su miktarı çok aşırıya kaçarsa, bu da vücut için olumsuz sonuçlar doğurabilir. Çünkü; böbrekler aşırı çalışır ve sık sık tuvalete çıkmanıza neden olup, vücudunuzdaki kalsiyumun atılmasına neden olur.
Sıcak Su İçmenin Faydası Var Mı?
Sıcak su, mide yüzeyinde ve kanda direkt olarak emilen birkaç maddeden biri. Beden suyu diğer bileşenlerden ayırmak zorunda kalmaz. Çinliler, 40 yaşından sonra oda sıcaklığından daha soğuk olan hiçbir şeyin bedene alınmaması gerektiğine inanırlar. Çünkü normal yaşlanma fiziksel değişimler getirir.
Sıcak Suyun Faydaları
– Bedenin doğal serinletme sistemini çalıştırır. Bu kan dolaşımında artışa neden olur.
– İç organları ve kaburga kafesinin etrafındaki kasları gevşetir, daha derin nefes almanızı sağlar.
– Mide asidi etkilerini rahatlatır ve asit reflü semptomlarını rahatlatır.
– Sulanmayı ve besinlerin emilimini artırarak sindirime yardımcı olur.
– Kabızlığı giderir.
– Yemeklerden yarım saat önce içilen sıcak su iştahı azaltır ve kilo vermeyi hızlandırır.
Madde Madde Suyun Faydaları Neler?
1- Su temel enerji kaynağıdır.
2- Su vücudun her hücresinde elektriksel ve manyetik enerji üretir, bize yaşam gücü verir.
3- Hücre yapısındaki maddeleri birbirine bağlayan bir yapıştırıcıdır.
4- DNA hasarını önler ve onarım mekanizmalarının daha iyi çalışmasına yardımcı olur. Böylece üretilen anormal DNA sayısı azalır.
5- Bütün besinlerin, vitaminlerin ve minerallerin temel çözücüsüdür. Vücutta besinleri küçük parçalara ayırır, sindirimlerinde ve son metabolik aşamalarında görev yapar.
6- Besinlere enerji verir ve parçalanan besinler sindirim sırasında bu enerjiyi vücuda aktarır. Susuz yenen yemeğin vücut için hiçbir enerji değeri yoktur.
7- Bütün öğelerin vücuda taşınmasına yardımcı olur.
8- Akciğerlerde oksijen toplayan kırmızı kan hücrelerinin çalışma verimini artırır.
9- Hücreye ulaşan su, o hücreye oksijen verir ve atık gazları vücuttan atılmaları için akciğerlere taşır.
10- Vücudun çeşitli bölgelerinden zehirli atıkları toplar ve atılmaları için karaciğer ya da böbreklere taşır.
11- Eklem boşluklarındaki temel yağlayıcı maddedir, sırt ağrılarının önlenmesine yardımcı olur.
12- Omurgadaki diskleri ‘şok emici su yastıkları’na dönüştürür.
13- Bağırsakları en iyi çalıştıran yağlayıcı maddedir, kabızlığı önler.
14- Kalp ve beyin damarlarında pıhtılaşmayı önler.
15- Vücudun soğutma ve ısıtma sistemleri için vazgeçilmezdir.
16- Düşünme başta olmak üzere, bütün beyin fonksiyonları için bize güç ve elektriksel enerji verir.
17- Serotonin ve diğer sinir ileticilerinin üretimi için vazgeçilmezdir.
18- Melatonin de dahil olmak üzere, beyinde üretilen bütün hormonların yapımı için gereklidir.
19- Çocuklarda ve yetişkinlerde çalışma verimini artırır ve dikkat aralığını büyütür.
20- Stres, gerginlik ve depresyonun hafiflemesine yardımcı olur.
21- Uykuyu düzenler.
22- Yorgunluğun giderilmesine yardımcı olur.
23- Cildi yumuşatır ve yaşlılık belirtilerinin azalmasına yardımcı olur.
24- Gözlere canlılık ve parlaklık verir.
25- Kemik iliğinde kan üretim sistemlerini düzenler, lösemi ve lenfoma oluşumunun önlenmesine yardımcı olur.
26- Vücutta kanser hücrelerinin ve enfeksiyon geliştiği bölgelerde bağışıklık sistemini güçlendirmek için çok gereklidir.
27- Kanı sulandırır ve dolaşım sırasında pıhtılaşmasını önler.
28- Kalp atışıyla birlikte kanı sulandırıp dalgalandırarak dolaşımdaki katı maddelerin dibe çökmesini engeller.
29- Su içtiğiniz zaman susuzluk ve açlık duygularını ayırt edebilirsiniz.
30- Dehidrasyon doku boşlukları, eklemler, böbrekler, karaciğer, beyin ve deride zehirli çökeltilerin birikmesine yol açar. Su bunları temizler.
31- Zihin ve vücut fonksiyonlarını bütünleştirir. Karar verme ve hedefleri belirleme yeteneğini artırır.
Su kaybında neler yaşanır?
Yüzde 1′lik su kaybında hipotalamustaki susama merkezi uyarılır. Yüzde 3′lük su kaybında kan hacmi ve fiziksel performans azalır. Yüzde 5′lik su kaybında birey konsantre olamaz. Yüzde 8′lik su kaybında baş dönmesi, aşırı yorgunluk, soluma güçlüğü oluşur. Yüzde 10′luk su kaybında kas spazmı, aşırı yorgunluk, dolaşım – böbrek yetmezliği gibi ciddi sağlık sorunları ortaya çıkar. Yüzde 20′lik su kaybı yaşamı tehdit edebilir.
Doğanın ailenize hediyesi, sağlık kaynağı suyu kaynağından evinize getiren Saka sizi yanıltmayacaktır. Kana kana su için, sağlıklı kalın!..
The post Su içmenin faydaları neler? appeared first on Yumurtalı Ekmek.