Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Türk Dünyası Günü ne zaman?

Türk Dünyasının birliği ve

Türk Dünyasının birliği ve işbirliği için, Nevruz şöleni gibi ortak bir bayram günü Türk Konseyi tarafından resmen ilan edildi.

3 Ekim Türk Günü. Bu gün, Türk Dünyasında siyasi, politik, bilimsel ve kültürel etkinliklerle kutlanacak.

Kazakistan’ın basiretli ve idealist lideri Nursulatan Nazarbayev’in, yer yüzü Türklüğünü temsil noktasında, atası Hoca Ahmet Yesevi gibi hikmetli ve cesur olduğu, alınan kararlara etkisinden anlaşılmaktadır.

Türkiye Türklüğü tarafından çok sevilen ve Orta Asya’nın abide insanı Koca Nursultan Nazarbayev’in heykeli, Ankara’nın Ulus bölgesinde, Gençlik Parkı’nın girişine konuldu. Heykel tıpkı Köktürk lideri Bilge Kağan gibi, otağından bakarken, vakur ve çelik bir irade ile Türk gençliğine özünü hatırlatmaktadır.

Ne mutlu Nursultan Nazarbayev atababamıza…

16 Eylül 2010 da İstanbul’da toplanan Türkçe Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları Zirvesinde, “3 Ekim, Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Günü” aslında bana göre Türk Dünyası’nın tek yürek olması ve iç bütünlüğünün önemini kavraması açısından da yararlı bir gelişmedir. BU gelişme 18 yıllık büyük emeğin sonucunda sağlanmıştır.

Bu önemli günün kutlanması süreci, 1992’de Türkiye’nin girişimleri ile başlatıldı. Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları Zirveleri; İstanbul (1994), Bişkek (1995), Taşkent (1996), Astana (1998), Bakü (2000), İstanbul (2001) ve Antalya’da (2006) gerçekleşmiştir. Son olarak 2-3 Ekim 2009 Nahcivan zirvesi ile birlikte 9 kez yapılabilmiştir. Kimi zaman yetersizlikler ve aksaklıklar olduğu için bu zirveler her yıl gerçekleştirilemedi.

16 Eylül 2010 İstanbul Zirvesi; Türk cumhuriyetlerinin ve Türk dünyasının dil, kültür, tarih ve ortak siyaset bağlarının canlandırılması, küresel ekonomik ortaklıkların önem kazandığı çağımızda yalnızca ekonomik boyutuyla değil, çok yönlü stratejik ilişkilerimizin geleceği açısından da tarihi bir dönüm noktası özelliği taşımaktadır. Bu büyük atılıma yön veren Türk dışişlerinin kişilikli ve onurlu temsilcilerine de yürekten teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Türk Cumhuriyetleri ortak kararı ile belirlenen 3 Ekim Dünya Türk İşbirliği Günü veya kısaca “TÜRK GÜNÜ” çeşitli etkinliklerle kutlanması çalışmaları halk, sivil örgütler ve resmi kurum ve kuruluşlarca kutlanacaktır. Türk Cumhuriyetlerinin ve Türk Dünyasının ortak çalışmalarının, politikalarının ve programlarının belirlenmesi ve kurumsal düzeyde uygulanması için gerekli kamuoyunun oluşturulması, destek ve katkıların sağlanması ve hedeflenen sonuca ulaşılması açısından şüphesiz çok yararlı olacaktır. Bu gibi özel günler Türk Cumhuriyetleri ve toplulukları arasındaki bazı kin ve husumetleri de ortadan kaldırmaya yardımcı olacaktır.

2010 yılında Kırgız Türkleri kardeşlerimizin kendi yurtlarında, Özbek Türkleri kardeşlerine saldırması, Türk dünyasını derinden üzmüştür. Hepimizin kökü ve uruğu Türklüğe aittir. Bu nedenle, bizlere düşmanlık değil, karındaşlık bilinci ile küresel barışa hizmet etmek yakışır.

Ne diyor Türk dünyasının son kahramanlarından Mustafa Kemal ATATÜRK? Yurtta Sulh Dünyada Sulh.

Bu önemli günün temel işlevinden birisi de, Türk kültürünün Türkiye’de ve diğer Türk Cumhuriyetlerinde nasıl temsil edilmesi gerektiği konusunda ortak çalışmaya dayalı tespitlerin yapılması ve kültür alanında ortak programların gerçekleştirilmesi için uygulama planlarının karşılıklı olarak hayata geçirilmesidir. Bu günü ilan eden Türk Konseyi ise Türk yüzyılının çekirdek gücünü teşkilatlandırmıştır.

Türk Dili Konuşan Ülkeler Konseyi, Avrasya’daki stratejik ikili ve çoklu ortaklık çalışmalarında, küresel üretim sektörleri ile işbirliğinin önündeki engelleri kaldıracaktır.

Hepimiz biliyoruz ki, çok yönlü işbirliğinin belge ve bilgi boyutu içinde yaşadığımız bilgi çağının ihmal edilmez gereklerindendir. Türk Dili Konuşan Ülkeler Konseyi, katılımcı üye ülkelerin kültür kurum ve kuruluşlarını hedeflere odaklaştırarak ortak programların işlevini artıracak ve sonuca ulaşılmasında yasal bir dayanak olacaktır.

Türk dünyasının neferleri olarak bizlerin ülküsü, Türk Cumhuriyetlerinin küresel gücünü yeniden inkişaf ettirme mücadelesini ve karalılığını göstermektir. Çalışarak ve düşmanlarımızla gerektiğinde savaşarak yurtlarımızı ve bütün yönleriyle medeniyetimizi, eserlerimizi, kaynaklarımızı, milletlerimiz ve insanlık yararına paylaşmak ve bu paylaşımlardan yeni üretimler sağlayarak küresel işbirliğine ve açık rekabete katılmak andımız, yeminiz olmalıdır.

Ne diyor kutlu önderimiz ATATÜRK?

TÜRK ÖĞÜN, ÇALIŞ, GÜVEN!

Dünya Türklüğü olarak medeniyetimizi, özümüzü ve potansiyel gücümüzü insanlığa kavratmak gibi bir büyük sorumluluğumuz olduğuna inanıyorum. Ve yine inanıyorum ki, Türk-İslam medeniyeti insanlığın barış, kardeşlik ve eşitlik içersinde yaşmasına büyük katkı sağlayacaktır. Birbirimize güvenmeliyiz ve asla ortak gücümüzü küçümsememeliyiz. Bizler insanlığa hizmet eden ve medeniyetler yaratan bir birliğin mensupları olarak dünyada yüzlerce yurtlar kurduk ve toplumları uzlaştırma sorumluluğunu başarı ile yerine getirdik. Bu anlamda övünmek, asla kibirlenmek değildir. Hatta insanlığın geleceğine ışık tutacağı için şarttır.

300 milyonluk nüfusu ile Avrasya’nın en güzel ülkelerine sahip kardeş Türk ülkeleri; eğitim, bilim, iletişim ve kültür sektörlerinde ihtiyaç duyulan işbirliği alanlarındaki önceliklerini belirleme ve ortak programlarla çalışmalara yansıtmak için artık 18 yıl daha bekleyemez. Biz Türklerin temel bir yetersizliği olduğunu düşünüyorum… Türkler ortak çalışma ve üreterek sonuçlandırma kararlılığını ve becerisini göstererek tıpkı Avrupa Birliği, Amerika Birliği ve hatta Arap birliği gibi birliğini teşkilatlandırmada zafiyetlere düşmekte ve düşmana karşı ittifak kurmakta başarısız olmaktadır.

Avrasya Türklüğünü parçalayıp köleleştirenlerin zulmünden kurtulmak için 21. yüzyıl Türk Birliği Yüzyılı olmalıdır. Türkler takvaca Allah’a kul, sevgice Muhammed Peygambere ümmetlikte önderdir. Türkler kadar insanlığın hayrına, yararına ve barışına çalışmış başka bir millet yoktur. Türkler fedakâr, cömert, barışçı ve yücelticidir. Zillete ve alçaklığa karşı savaşmaları ise, insanlık tarihinde itiraf ve takdir edilmektedir.

Ne diyor kudretli önderimiz ATATÜRK?

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!