
ÜSTÜN ZEKALI VE YETENEKLİ ÇOCUKLARIN ÖZELLİKLERİ
Her yüz çocuktan en az ikisinin üstün yeteneklere ve hünerlere sahip olduğu bilinmektedir. Eflatun bu çocukların “Altın Çocuklar” diye adlandırılır (ÇAMURLU 2001: 4).
Üstün zekalı çocukların en önemli özelliği, öğrenme hızlarıdır. Bu tür çocuklar diğerlerine göre daha erken yaşta konuşma, okuma ve yazmayı öğrenirler. Doymak bilmez meraklarıyla sürekli yeni şeyler öğrenme azmi taşırlar.
Dr. Karen Rogers üstün yetenekli 241 çocuğa yönelik yaptığı bir araştırmada üstün zekalıların özelliklerine yönelik, şu istatistiki sonuçlara elde etmiştir (ROGERS 1994-1995):
% 99.4’ü hızlı öğreniyor
% 99.3’ü geniş bir kelime hazinesi var
% 99.3’ünün mükemmel bir hafızası var
% 99.3’ü mantığını çok iyi kanıtlıyor
% 97.9’u çok meraklı
% 96.1’i bazen yaşlarına göre çok olgun
% 95.9’unun mükemmel bir espri anlayışı var
% 93.8’i önce bir gözlemleme yeteneğine sahip
% 93.5’u başkalarına karşı merhametlidir
% 93.4’ünün renkli bir hayal gücü var
% 92.9’u sayılar konusunda yetenekli
% 90.3’ü adalet ve dürüstlük kaygısı taşıyor
% 89.4’ü bulmaca ve legoları rahatlıkla yapıyor
% 88.4’ünün yüksek bir enerji seviyesi var
% 88.3’ü işlerinin mükemmel olması kaygısını taşıyor
% 85.9’u ilgi duyduğu alanlarda azimli
% 84.1’i otoriteyi sorguluyor
% 80.3’ü çok okuyor
Eğer anne babaları, öğretmenleri ve arkadaşları, bu çocuklara gerekli ilgiyi gösterir, sabırla onları dinler ve motive ederlerse, ruhi krizlere düşmeden kendilerinden beklenen performansı gösterirler. Aksi taktirde ilgisizlik, hor görülme ve baskı gibi sebepler yüzünden yetenekleri körelir.
Üstün yetenekli çocukların yaklaşık yarısı, okula gitmeden önce okumayı öğrenmekte, bağımsız olarak çalışmaya ve araştırmaya da daha erken yaşta başlamaktadırlar. Bu tip tükenmek bilmeyen enerjileri sebebiyle yanlış olarak bazen kendilerinin hiperaktif olduğu söylenmektedir. Görev ve problemleri organizeli, hedefli ve verimli bir şekilde ele alacak çözerler. Öğrenme, araştırma ve keşfetme konusunda fıtri motivasyonları mevcuttur.
Üstün zekalı çocuklar nasıl fark edilir?
Yaygın kabul gören zeka testlerinde 130 ve üzeri puan alan çocuklar üstün zekalı, 140’ın üzerinde puan alanlar dahi kabul edilir.
Ancak her üstün zekalı çocuk bu testlerde zeka düzeyini tam olarak yansıtamayabilir.
Çocuklarda üstün zekanın diğer bazı belirtileri şöyle sıralanabilir:
İleri zekalı çocuklar bebeklik çağında yürüme, konu
şma, el ve ayaklarını kullanma gibi temel gelişim evrelerini diğer çocuklardan hızlı geçirerek kendilerini belli ederler.
şma, el ve ayaklarını kullanma gibi temel gelişim evrelerini diğer çocuklardan hızlı geçirerek kendilerini belli ederler.
Normal çocuklar ilk kelimelerini 8 aylıkken söylerken üstün zekalılar 5-6 aylıkken konuşmaya başlayabilir, 1,5 yaşından önce kendilerini cümlelerle ifade eder hale gelebilirler. Kelime dağarcıkları daha geniştir.
Soyut zeka erken gelişir
İlgi alanları yaşıtlarına göre daha geniştir, pek çok farklı konuya merakla yaklaşırlar. Üstün zekalı çocuklarda sosyal akıl ve soyut düşünme yetenekleri de daha gelişkin olduğu, normal çocukların soyut zekaya erişmediği dönemde soyutlama yapabildikleri görülmüştür.
Hafızaları ve gözlemcilikleri yaşıtlarından üstündür, gördükleri objeleri detaylarıyla hatırlar, çizerek gösterebilirler. İlgilendikleri konu veya nesneler üzerinde dikkatlerini uzun süre koruyabilirler. Okuma yazmayı, rakamları ve basit matematik işlemlerini okul çağından önce kendi kendilerine öğrenebilirler.
Çoğu zaman bu çocuklar aileleri ve öğretmenlerince çabuk ayırt edilse de bazen sorunlu çocuk olarak algılanabilirler. Çocuğun üstün zekalı olduğuna karar verebilmek için testlerle diğer belirtileri bir arada ele almak faydalı olacaktır.
Üstün zekalı çocuklar nasıl eğitim görmeli?
Üstün zekalı ve yetenekli çocukların, doğru eğitim yöntemleriyle yönlendirilmeleri okul ve hayat başarıları açısından çok önemlidir.
Keşfedilmeyen ve geliştirmesine yardım edilmeyen yetenekleri zayıflayacağı gibi, psikolojik sorunlar da ortaya çıkabilir.
Üstün zekalı bir çocuk normal çocuklarla birlikte okurken konuları çalışmadan öğrenebildiğinden ders çalışma becerisi edinemeyebilir. Bu da ileride akademik olarak başarısızlık yaratabilir.
Okul arkadaşları, öğretmenleri ve öğrenim ortamında rahat etmeyen üstün zekalı çocuklar olumsuz davranışlarıyla öne çıkmaya çalışabilir.
İleri zekalı çocuklar yetenekleri yönünden kışkırtıcı, bilgi yönünden zengin bir ortamda eğitim almalıdır. Üstün zekalı çocuklar kendilerini dersler dışında hayatın diğer alanlarında ifade etmeye daha çok ihtiyaç duyarlar. Spor, sanat ve sosyal faaliyetlerle yoğun olarak ilgilenebilmelerine aile imkan sağlamalıdır.
Çocuklarının ileri zekalı olduğu belirlenen aileler, ilçelerde bulunan Rehberlik Araştırma Merkezleri’ne başvurarak yardım alabilirler. Bu çocuklar Fen Lisesi, Anadolu Lisesi, güzel sanatlar liseleri, TÜBİTAK projeleri gibi özgün yeteneklerini sergileyebilecekleri okul ve ortamlara yönlendirilebilir.
ÜSTÜN ZEKÂLI VE ÜSTÜN YETENEKLİ ÇOCUK KİMDİR ?
“Altı yaşında bir erkek çocuğuydu. Sık sık ağırlığı ve yerçekimi üzerinde düşünür, bunlar hakkında konuşurdu. Babası bu konuda ona daha fazla bilgi sağlayarak çocuğun ilgisini kamçılıyordu. Bu çocuk, çocuk bahçesine gittiği zamanlar oranın seçkin bir amatör antrenörü olurdu. Ayakta durur, kayakla kayan çocuklara bağırarak, “Dik oturunuz! Ellerinizi yana uzatınız!” gibi emirler verirdi. Kızaktan kayan kız ve erkek çocuklardan bazıları her defasında düşüyorlardı. Bu olay onu üzüyor ve düşündürüyordu. Bunun nedenini aradı ve en sonunda olayla teoriyi birleştirerek bunu buldu. Düşen çocuklara, “Çok fazla öne doğru eğilmeyin, ağırlık merkezini koruyun!” dedi. Fakat çocuklar şaşırmış, hiç biri bu sözlerden bir şey anlamamışlardı. O bulduğu bu sonucu birkaç defa tekrar etti. Yine çocukların hiçbiri onun düşünme yolunu anlayamadılar. En sonunda çocuklar onun söylediklerinden bir anlam çıkaramayacaklarını anlayınca ona “AĞIRLIK” adını taktılar.”
Literatürde genellikle üstün yetenekli ve üstün zekaya sahip çocukların yaşamlarının ilk yıllarından itibaren gelişim aşamalarına normal gelişim standartları gösterenlere göre daha hızlı ulaştıkları vurgulanmaktadır. Ancak üstün yeteneklilik tiplerine göre, bu hızlı ilerleme özelliği değişebilir, özel bir alanda yetenekli olan çocuğun tüm gelişim alanlarında hızlı olması beklenmemelidir. Örneğin, görsel sanatlar alanında üstün yetenekli olan çocuk sadece bu alanda yaşıtlarından, üstün olma özelliği göstermekle birlikte, diğer gelişim alanlarında standart gelişim ritmi izleyebilir (ERSOY ve AVCI 2001: 129). Dolayısıyla öncelikle üstün zekâ ve yeteneğe sahip çocukların tespit edilmesi ve yetenek alanlarının belirlenmesi gerekir.
Eğer çocuktaki yetenek düzeyi olağanın çok çok üstündeyse, tanımlamak oldukça kolaydır. Herhangi türden bir ölçüm yapılmadan çocuğun kabataslak yeteneği hakkında bir şeyler söylenebilir. Örneğin, çocuk üç yaşındayken temel dört işlemi yapabiliyorsa, dört yaşından önce kendiliğinde okumaya başladıysa, bu çocuğun üstün zekalı olduğunu ölçüm yapmaksızın söyleyebiliriz. Buna benzer olarak, üç yaşında her türlü müzik aletini çalabilen ya da olağanüstü resim yapabilen bir çocukta da olağanüstü müzik ve resim yeteneği bulunduğu apaçık ortadadır. Bu türden çocuklar okul sistemi içinde kolaylıkla tanınır. Bunlara uygulanacak
ölçümler tanılamadan çok yeteneği kanıtlama biçiminde olacaktır. Üstün zekalıların bir bölümü ise gerek ana-babaları gerekse öğretmenlerince kolaylıkla fark edilemez ya da yanlış yorumlanabilirler. Yapılan araştırmalar böylesi çocukların bazılarının belirli alanlarda üstün başarı, diğerlerinde ise düşük başarı gösterdiklerini ortaya koymaktadır. Bunlar çoğunlukla öğretmenleri ve arkadaşlarınca mantık dışı davranan ya da acayip fikirleri olan kişiler olarak görülebilirler (ATAMAN 1998: 337-338).
ölçümler tanılamadan çok yeteneği kanıtlama biçiminde olacaktır. Üstün zekalıların bir bölümü ise gerek ana-babaları gerekse öğretmenlerince kolaylıkla fark edilemez ya da yanlış yorumlanabilirler. Yapılan araştırmalar böylesi çocukların bazılarının belirli alanlarda üstün başarı, diğerlerinde ise düşük başarı gösterdiklerini ortaya koymaktadır. Bunlar çoğunlukla öğretmenleri ve arkadaşlarınca mantık dışı davranan ya da acayip fikirleri olan kişiler olarak görülebilirler (ATAMAN 1998: 337-338).
Üstün yetenekli çocukların ileride önemli roller oynayacak yetişkinler haline getirilebilmesi için önce, onların erkenden bulunması doğru tanı konulması gerekmektedir. Bu çocukların bazıları üstün gelişimleri ve başarıları ile kendilerini daha kolay tanınabilir hale getirmektedir. Fakat, bazılarının yetenekleri çeşitli nedenlerden ötürü gizli kalmaktadır. Gerçekten üstün olan yeteneklerini bir türlü ortaya koyamamışlardır. Her toplumun her kuşağında böyle gizli kalmış, keşfedilmeden eriyip gitmiş pek çok yetenekli birey bulunmaktadır. Sosyal, ekonomik ve kültürel düzeyi düşük ailelerde, azınlık gruplarında, okula gidememiş ya da çok erken ayrılmak zorunda kalmış olanlarda üstün yeteneklerin fark edilmesi daha güç olmaktadır. Hatta okula devam edenler arasında farkına varılmayıp tersine kanılarla damgalanmış, gerçek yetenekleri sonradan ortaya çıkmış olanlar bulunmaktadır. Galton, Churchil, Edison bu gruba verilebilecek en önemli örneklerdendir. Bu bakımdan üstün yeteneklilerin seçimi önemli bir konu olmaktadır (ÖZSOY ve ark. 1989: 144-171).
Yukarıda belirtilenlerle birlikte üstün zekalı çocuğun kesin bir tanılamasının güç olduğu söylenebilir. Ancak onu diğerlerinden ayıran belli başlı özellikleri yakın çevresi (Anne-Baba ve öğretmenleri) tarafından bilinirse onların sorunlarına daha sağlıklı çözümler getirilebilir.
SINIF YÖNETİMİ AÇISINDAN ÜSTÜN ZEKALI VE YETENEKLİ ÇOCUKLARDA BULUNAN OLUMSUZ NİTELİKLER
Üstün zekalı ve yetenekli çocukların karakteristik özellikleri vurgulanırken belirtildiği gibi bu çocukların büyük bir çoğunluğu yüksek enerjiye sahip kimseler. Bunlar yerlerinde duramaz, sürekli yenilik, hareket isterler. Diğerlerinden çok farklı niteliklere sahiptirler. Bu nedenle de normal sınıf ortamında çeşitli olumsuzluklara neden olabilirler. Bunlar şu sebeplerden kaynaklanabilir:
• Bu çocukların bilgi, ilgi ve beceri düzeyleri aynı yaştaki ortalama öğrencilerin hayli ötesindedir. Bilgi, ilgi ve becerileri düzeyinde ihtiyaçları karşılanmazsa çabuk sıkılır ve sınıfta huzursuz, yerinde duramayan bir duruma gelirler.
• Bilgi, ilgi ve beceri düzeyleri yüksek olduğundan sınıfları ve yaşlarından umulmayan konularla ilgilenip soru sorabilirler.
• Herhangi bir konu işlenirken yanılgıyı bulmak, eleştiri, itiraz gibi tepkiler vermeleri olağandır.
• Konuşmayı severler. Gerek ders dışında küme tartışmalarında, gerekse ders esnasında sınıfın yönetimini ve konuşma düzenini sağlamak oldukça zordur.
• Bazı durumlarda yaptıkları tepkiler “garip, anormal” görünebilir. Gerçekte bu durum yaşlarının hayli ötesinde bir algılama ve değerlendirme gücünün sonucu olabilir. Einstein’in altı yaşındayken geçit töreninde gördüğü askerlere bakarak, “Bunlar gibi makine olmak istemiyorum” diye ağlaması gibi.
• İmgesel etkinlikleri güçlüdür. Bunun sonucu olarak imgesel yaşantılarını gerçek yaşantıları ile karşılaştırabilmeleri olağandır. Bu durumda hem gerçeği hayalden ayırabilmeleri hem de imgelerini öncelikle yaratıcı etkinliklerde kullanmaları için gerekli rehberlik yapılmalıdır (ENÇ 1979: 217-218).
Bu çocuklar, genellikle kendilerini yaşıtlarıyla aynı seviyede görmezler. Bir kısmı tecrit edilmişlik veya bir köşeye itilmişlik hissine kapılırlar. İçine kapanıklıkları sebebiyle arkadaş sayıları birkaçı geçmeyebilir. Okullardaki dersler onları sıkabilir. Bunlardan bazıları, yaşıtlarıyla birlikte olabilmek için yeteri kadar başarılı olmak istemeyebilir. Eğer duyguları beslenmezse, toplum dışında kalabilir hatta suça meyilli hale gelebilirler. Yetişkinler bu çocukların özel ihtiyaçlarını farkedip potansiyellerini değerlendirebilmeleri için onlara yardımcı olmalıdırlar. Üstün yetenekli çocuklar, birbirleriyle çok etkili ve verimli bir iletişim kurabilmekte, böylelikle anlaşılmaz olma sıkıntısından bir derece kurtulmaktadırlar. Dolayısıyla bu çocukların katıldıkları ortak proje ve programların önemi büyüktür. Tecrübesiz anne ve babaların evdeki üstün yetenekli ve hünerli çocuklarıyla ilgilenmesi hiç de kolay olmaz. Özellikle okul öncesi dönemde böyle bir ebeveyn yardıma ve rehberliğe muhtaçtır.
Üstün yetenekli bir çocuğun yetişmesindeki kilit nokta saygıdır; farklılığa saygı, fikirlere saygı, hayallerine saygı. Kabiliyetlerin yeşermesi için özel müfredatlar, yazılımlar ve programlar yanında huzurlu, emin ve sıcak bir aile ve okul ortamı da gereklidir.
ÜSTÜN ZEKALI VE YETENEKLİ ÇOCUKLARIN SINIF YÖNETİMİ VE DERS BAŞARISINDA ÖĞRETMENE DÜŞEN GÖREVLER
Bu tip çocuklar için sınıf öğretmeninin öğrenim görevlerinin dışında ek öğrenim programları hazırlaması gerekir. Sınıfın seviyesi onların seviyesinden çok aşağıda kalabilir. Aşağıda belirtilen noktalar
dikkate alınarak çocukların daha iyi gelişmelerine yardımcı olabilmek için sınıf öğretmeni;
dikkate alınarak çocukların daha iyi gelişmelerine yardımcı olabilmek için sınıf öğretmeni;
1. Çocuğun çalışma ve ödevlerini sınıfın işlemekte olduğu konularda ve aynı tempoda tutmaya çalışmamalı, onun güç ve süratine uygun ödevler vermelidir.
a. Ödevlerde tekrara ve alıştırmalara fazla yer vermemelidir.
b. Daha çok problem çözme tekniğini gerektiren ödevler vermelidir.
c. Yarı teknik malzemelerin okunması, özetlenmesi, bazı araçların modellerinin yapımı, şemalarının çizimi ve onların çalışma kurallarını açıklama ödevleri verilmelidir.
2. Tartışma, proje ve dramatizasyon çalışmalarına önem verilmelidir.
3. Tasnif, organize etme ve maddelendirme olanağı veren fırsatlar hazırlanmalıdır.
4. Ders etkinliklerinde kitabi etkinliklerden çok, geniş gözlem ve deneylere yer verilmelidir.
5. Kendilerine özgü ilgileri olduğundan grupla olduğu kadar bireysel çalışmalara da önem verilmelidir.
6. Öğrenciyi okul içi ve dışı etkinliklere yönlendirmelidir.
7. Önderliği gerektiren ya da önderliği geliştirmeye fırsat verecek çalışmalara katılması için teşvik edilmesi gerekir.
8. Bu tip çocuğun başarısını, sınıf arkadaşlarının başarısı seviyesi ile değil kendi öğrenme güç ve sürati ile karşılaştırmalıdır.
9. Anne ve baba ile bu konuda işbirliği yapmalı, onlara çocuklarını ihmal etmeden ve gurura kapılmadan yetiştirmek için gerekli anlayışı kazandırmaya çalışmalıdır.
10. İleri öğrenim için en uygun yolun seçilmesinde uzmanlarla işbirliği yapılmalı.
11. Bu çocuklarda üstünlük duygusunu yaratmak, aynı “aşağılık duygusu” kadar zararlı sonuçlar doğurur. Çocuk arkadaşlarını ve çevresindekileri aşağı görür ve toplumda yalnız bir kişi olarak yaşamına devam etme tehlikesi ile karşı karşıya kalır. Onun için üstünlük duygusunun çocuklarda yaratılmamasına azami dikkat sarf edilmelidir.
12. Akademik konular için resim, müzik, beden eğitimi gibi dersler ihmal edilmemelidir.
ÜSTÜN ZEKALI VE YETENEKLİ ÖĞRENCİLERİN SINIF YÖNETİMİNİ SAĞLAYACAK ÖĞRETMENDE BULUNMASI GEREKEN NİTELİKLER NELERDİR ?
a. Kişisel Karakterleri: Bunların benlik duyguları güçlü, onurlu ve yüksek iradeli olması gerekir. kendilerine değer ve önem verdikleri kadar başkalarının benliklerine de değer ve önem veren, onlara saygı duyan, onları destekleyen, onlara güvenen kimseler olmaları gerekir. esnek olan, yeni fikirlere açık olan, entelektüel, edebi ve kültürel konulara ilgili konulara ilgili kimseler olmaları gerekir. bilgilerini artırmak, yenilemek, gayretinde olan, başarıya tutkun, aşklı, şevkli ve istekli; hassas ve anlayışlı olan kimseler olmaları gerekir mükemmeli arayan ve kendini buna adamış, bilinçli ve sorumluluk üstlenmekten korkmayan nitelikte olmaları gerekir.
b. Mesleki Temayüller: Baskıcı ve kollayıcılıktan ziyade yol gösterici olan otoriterlikten daha çok demokratik olmayı tercih eden kimseler olmaları gerekir. Sonuçlardan çok işleyişle ilgilenen, kuralcılıktan ve gelenekçilikten daha ziyade yenilikçilik ve deneyimciliği ön plânda olan kimseler olmaları gerekir.
c. Öğretmenlik Davranışları: Kendilerine has, esnek ve öğrencinin isteklerini ön plâna çıkaranprogramlar geliştirip uygulayan; sıcak müsamahakar bir atmosfer oluşturan; bireylere göre farklılaşan stratejiler uygulayan; kişilerin imajlarına saygı duyan ve pozitif davranışları destekleyen; onların inanç ve değerlerine saygılı olan; hayal gücüne ve üretkenliğe saygı duyan, dersin entelektüel seviyesini tutan; ferdiyetçi davranışlara ve kişiliklere saygılı olan; konularına son derece hakim olmanın yanında, daima kendilerini yeni temel, bilgi ufkunu genişletmeyi ihmal etmeyen; öğrencilerine inanan, güvenen ve onlara eşit davranan kimseler olmaları gerekir.
Yukarıda belirtilen niteliklere bir öğretmenin çok kısa bir sürede sahip olması belki güç görülebilir. Bunların bir kısmı fıtri, bir kısmı da deneyim ve iyi bir eğitimle elde edilebilecek özelliklerdir. Ancak buradan üstün zekalıların öğretmenleri de üstün zekâ ve niteliklere sahip olmalıdır gibi bir sonuç çıkartılmamalıdır. Ortalama bir öğretmen çeşitli açılardan üstün zekalılara kaynaklık ve önderlik yapabilir.