1 – Her mü’min helâl bir kazancın mahsûlü olan yemeğini yemeden önce ona bu ni’meti veren Allâhü Teâlâ’ya hamd ve şükür etmeli, «Besmele»den sonra, şu duayı okumalıdır.
Elhamdü lillâlillezi et’amenâ ve sekanâ ve cealenâ minel müslimin et’amene-Allâhü min taâm-il cenneti. Ve sekanâ-Âllâhü min şarâb-il kevseri ve zevvecnâ-Allâhu bihûril’ayni. Bi-hürmetil enbiyâi velmürseline velhamdü lillâhi Rabbil âlemin.
Bizleri yediren, içiren ve İslâmiyetle müşerref kılan Allâhü Teâlâ’ya şükürler olsun. Cümle peygamberlerin hakkı için bizleri Cennet taamından yedir, Kevser şurubundan içir ve Cenetteki Hurilerle evlendir. Âlemlerin Rabbi olan Allâhü Teâlâ’ya hamd olsun.
2 – Eûzü billahi mine’ş-şeytâni’r-racîm, Bismillâhirrahmânirrahıym.
El hamdü lillâhillezî et’amenâ ve sekânâ ve cealenâ minel müslimiyn, ni’meti-celîlullâh, bereketi Halîlullah, şefaat yâ Rasûlallâh.
Soframıza bereket, vücudumuza sıhhat, dünyada kalanlarımıza selamet, ahirete gidenlerimize rahmet eyle. Bizlere iki cihanda güzellikler ihsan eyle. Her türlü felaketlerden koru Rabbim.
“Allâhümme zid ve lâ tenkus, bir-hurmeti seyyidil mürselîn, velhamdü lillâhi Rabbil-âlemîn. Allahım! Peygamberlerin Efendisi hürmetine soframızın bereketini ziyade eyle .” El-Fâtiha.
3- Bizleri yokken vareden, bizlere yedirip-içiren Yüce Rabbimize hamdolsun, Kâinatın efendisi sevgili peygamberimize salât ve selâm olsun. Mağfiret ve rahmet bütün Müslüman kardeşlerimizin üzerine olsun. Ya Rabbi! rızık ve nimet veren sensin! Sen kapına yönelenleri boş çevirmezsin. Biz aciz kullarız, Senin sonsuz ikram ve ihsanına muhtacız. Bizlere dünya ve âhirette güzel nimetler ihsan eyle! Ey güzel Rabbimiz! Bu sofrada tattırdığın nimetlerin daha güzellerini ebedî muduluk yurdu olan cennetinde de tatmayı bizlere nasip eyle! Ya Rabbi! Bu helâl gıdaların şükrünü eda edebilmeyi ve Sana kullukta bulunabilmeyi bizlere sofranın hazırlanmasında emeği geçen kardeşlerimizin kazançlarına bereket, kendilerine sağlık huzur ve mutluluk ihsan eyle! Ailelerinden
âhirete göç edenlere ve geçmişlerimize merhamet eyle! Ya Rabbi! Mülkün sahibi sensin, dilediğine mülkü verir, dilediğinden alırsın. Dilediğini azîz, dilediğini zelîl edersin. Bizi aziz kıldığın ve nimet verdiğin kullarından eyle! Ya Rabbi! Bizleri nimetlerinden mahrum eyleme. Sağlık, huzur ve mutluluğumuzu daim eyle. Ya Rabbi! Bizleri, mümin kardeşlerimizi ve tüm insanlığı her türlü kaza, bela, afet ve musibetlerden muhafaza eyle! Barış ve esenlik dolu bir dünyada yaşayabilmemizi bizlere lutfeyle! Amin ve selâmün alelmürselîn velhamdü lillâhi rabbil-âlemîn.
4 –
Yemekden sonra: “Ni’met-i Celilullah. Berekât-ı Halilullah Şefaat yâ Resûlallah. Ölenlere rahmet, kalanlara âfiyet. Soframıza bereket, yiyenlere mağfiret.” diye duâ edilir.
İmam-ı Buhâri’nin Ebû Ümâme (R.A.)’dan rivâyetine göre, Resûl – i Ekrem (S.A.V.) Efendimiz yemek yedikten sonra, sofrasını kaldırdığı zaman:
“El hamdü lillâhi hamden kesiren tayyiben mübâreken fihi gayre mekfiyyin ve müstağnen enhü rabb
ena?” buyururlardı.
ena?” buyururlardı.
“Ey Rabbimiz! Hoş, mübarek, kabûle karin olan ve arkaya atılmayan hamd ile sana çok hamd ederiz.” diye duâda bulunurlardı.” (Riyâz-üs Salihin C:2 – S.151)
Ebû Davud ve Tirmizi’nin, Muaz İbn-i Enes (R.A.)’dan rivayetlerine göre ise Resûl-i Ekrem (A.S.) Efendimiz:
Bir kimse yemek yerde:
“Beni doyuran, kuvvet ve kudretim olmadığı halde bana rızık veren Allah’a hamd olsun.” derse, geçmiş günahları bağışlanır, buyurmuşlardır. (El – Ezkâr S.212)
Ahmed İbn-i Hambelin Ebû Said (R.A.)’dan rivâyetine göre, Resûl-i Ekrem (A.S.) yemeğini bitirince:
“Bizi yedirip içiren ve müslüman olarak dünyaya getiren Allah’a hamd-ü senalar olsun” buyururlardı.
Ebû Dâvud ve Tirmizi’nin, İbn-i Abbastan rivâyetlerine göre Rasûl-i Ekrem (S.A.V.) Efendimiz süt içtikleri zaman:
“Allahım! Onu ve ondan fazlasını bize mübarek eyle” diye duâ edin. Şüphe yok ki, sütten başka yenilip içilen hiç bir şey tek başına insana yetmez” buyuruyorlar. (El – Ezkâr imârtM Nevevi S.212.)