Her kim soğan yerse (kokusu gidinceye kadar evinde otursun) mescidimize yaklaşmasın. Eğer yemek isterseniz, pişirerek kokusunu öldürünüz. (Hz. Muhammed s.a.s)
Tuz, katıkların büyüklerindendir. (Hz. Muhammed s.a.s)
Mantar, ekip dikmeden yetişen bir bitkidir, suyu ise göz hastalığına şifadır. Hz Muhammed (s.a.s)
İnsanın doldurduğu kaplar içinde en muzır kap, kendi karnıdır. (Hz. Muhammed s.a.s)
Yatmadan evvel maydonoz yemek, tatlı bir nefesle uyanmaya, diş ağrısını gidermeye yarar. (Hz. Muhammed s.a.s)
Yerden biten her bitkide şifa ve zehir vardır. Pirinç ise öyle değildir. Onda yalnız şifa vardır. (Hz. Muhammed s.a.s)
Üzüm yiyiniz, yorgunluğu giderir, sinirleri kuvvetlendirir, öfkeyi durdurur. (Hz. Muhammed s.a.s)
Size ziyaretçi gelirse, O?na ikram ediniz. (Hz. Muhammed s.a.s)
Sizler şu çörek otunu tavsiye edrim. Zira bunda ölümden başka pek çok hastalığa şifa vardır. (Hz. Muhammed s.a.s)
Hikmetin nuru açlık, Allah?tan uzaklaşmanın sebebi tokluk, Allah?a yaklaşmanın sebebi ise fakirleri sevmek ve onlara yaklaşmaktır. Karnınızı tıka, basa doldurmayınız. Zira mideyi doldurmak, kalbinizde hikmet nurunu söndürür. Azyemekle uykuya yatan kimsenin etrafında sabaha kadar huriler dolaşır. (Hz. Muhammed s.a.s)
Sizden biriniz, kalbi üzerinde bir ağırlık hissettiği zaman ayva yesin. (Hz. Muhammed s.a.s)
Midenin üçte birini yemeğe, üçte birini suya, üçte birini de boş bırakıp, nefes almaya ayırmalıdır. (Hz. Muhammed s.a.s)
Hz. Muhammed SAS. efendimiz bir hadisinde orucun vücüdun zekatı olduğunu belirtmiştir. Nasılki malın zekatı veriliyorsa, en değerli varlığımız olan vücudumuzun sağlığının zekatı da oruç tutarak ödenmiş olur.
“Sizden herhangi birinizin yemek sofrası misafirinin önünde bulunduğu müddetçe melekler onun için istiğfar ederler.”
“Kardeşlerinin yiyip de artırdıkları yemeği yiyenden o yemeğin hesabı sorulmaz.”
“Kul dostları ile yediğinden hesaba çekilmez.”
“Kul üç yemekten mesul değildir. Bunlar sahur, iftar ve dostları ile yediği yemektir.”
“Kıyamet günü Allahü Teâlâ kuluna: ‘Ey Ademoğlu! Ben acıktım beni yedirmedin.’ O şahıs: ‘Sen âlemlerin Rabbisin ben seni nasıl yedirecektim Yâ Rab’ der. Allah (C.C.): ‘Aç olan din kardeşin sana geldi de sen onu yedirmedin, eğer onu yedirseydin beni yedirmiş olurdun’ buyurur.”
“Cennet’te içi dışından, dışı içinden görülen şeffaf köşkler vardır. Bunlar tatlı ve yumuşak konuşan, yemek yediren ve insanlar uykuda iken namaz kılanlar içindir.”
“Bismillah de, sağ elinle ve önünden ye”
“Yemek yediğiniz zaman Allah’ın adını yâdediniz. Eğer yemeğin evvelinde Besmele’yi unutursanız, evveli içinde, sonu içinde “Bismillah deyin”
“Bir adam evine giderken, evine girdiğinde ve yemek yerken Allah’ı yâdederse, şeytan avenelerine: “Burada sizin için barınacak yer, yiyecek yemek yoktur” der. Eğer o kimse evine girdiğinde Allah’ı zikretmiyecek olursa, şeytan avenesine: – Barınacak yer buldunuz. – Eğer yemek yerken Allah’ı zikretmezse, yiyecek yemek buldunuz.” der.
“Bir kimse yemek yerde. Beni it’âm eden, kuvvet ve kudretim olmadığı halde, bana rızık veren Allah’a hamdolsun “derse, geçmiş günâhları bağışlanır.”
Muaz b.Enes Hz.leri Hz. Peygamberin (S.A.S.) şöyle buyurduklarını bildiriyor:
“Biri yemek yer de, bana yemek yediren, gücüm ve takatim olmadığı halde bana rızık veren Allah’a hamd olsun” derse geçmiş günâhları bağışlanır. (Riyâzüs – Salihin 11 / 15)
“Rahman (Allah’a) ibâdet eder. yemek vedirir ve selâmı yayarsanız selâmetle Cennet’e girersiniz.”
“Ziyafet vermeyenden hayır yoktur.”
“Bir oruçluyu iftâr ettiren, oruç tutanın sevabından herhangi birşey noksan olmadan, onun sevabı kadar ona da verilir.”
“O’na imân nedir, diye sorulur: – Yemek yedirmek ve selâmı yaymaktır ” buyururlar. (Buhari – İman: 6) (Müslim – İman: 63)
“Mü’min kardeşine ikram eden, sanki Allah’a ikrâm etmiş gibidir.” “israf etmeden ve gururlanmadan ye, iç, giy ve yardımda bulun”
“Allah (C.C.) helâl ve temizi kabul eder; Helâl kazancından kim ki, bir sadaka verirse, Allah) onu kabza-i kudretiyle alır ve sizden biriniz deve yavrusunu büyüttüğü gibi, bir hurmayı Uhud dağı kadar büyütür ve (kıyamet günü sahibine teslim eder.”
“Kim ki el emeği, alın teriyle kazandığı helâl malını yiyerek aile yuvasında gecelerse, Allah kendisinden razı olarak gecelemiştir. Affedilerek sabahlar.”
“Hz. Peygamber (S.A. S.) sofrasını kaldırdığı zaman: — Ey Rabbimiz, hoş, mübârek, kabule yakin olan ve arkaya atılmayan hamd ile sana çok hamd ederiz” buyururlardı.
“Ey insanlar! Allah (cc) güzeldir, güzel olanı (helâli) sever.”
“Bereket yemeğin ortasına iner, onu kenarından yeyiniz, ortasından yemeğe başlamayınız”
“İki kişinin yemeği üç kişiye, üç kişinin yemeği dört kişiye yeterlidir”
“Birinin yemeği, ikiye, iki kişiye olan yemek dört ve dört kişiye olan yemek sekiz kişiye yeterlidir.”
“Eğer besmele çekmiş olsaydı, hepinize yeterdi.”
” Yemek üstünde çoğalan eller, bereket alâmetidir.”
“Aç bir müslümanı doyuran kimseye, Allahû Teâlâ cennet meyvelerinden yedirir.”
“Kalbin ” yumuşamasını ve muhtaç olduğun şeye kavuşmanı arzu eder misin? öyle ise yetime merhamet et, başını okşa, ve yemeğinden ona yedir. Böyle yaparsan kalbin yumuşar ve muhtaç olduğun şeye de kavuşursun.”